Türk Kızılayı Ödül Töreni’nde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan ‘Bedeli ne olursa olsun güneyimizde bir devlet kurulmasına asla müsaade etmeyeceğiz’ dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk Kızılay’nın madalya ve iftar programında konuştu. Erdoğan, “Suriye’nin kuzeyinde, güneyimizde bir devlet kurulmasına asla müsade etmeyeceğiz” dedi. Erdoğan, Türkiye’nin karıştırılmak istendiğini, belirterek, ‘Tweet atarak elde ettiğiniz dereceler o kapkara yüzünüzü beyaza çıkaramayacaktır’ şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları:
“DÜNYADA 3. SIRADAYIZ”
Türk Kızılayı’nın kırmızı Hilal’i mazlumların gölgesine sığındığı bir semboldür. Suriye, Irak ve Filistin’de yardıma muhtaç milyonlarca kardeşimiz var. Hayır severlerimizi Kızılay’ımıza daha çok destek vermeye davet ediyorum. 4,5 milyar dolarlık insani yardımla dünyada 3. sıradayız.
Bugüne kadar misafirlerimiz için harcadığımız bu rakamları Batı yanımıza geldiği zaman övüyor ama “Hadi siz de” dediğimiz zaman malesef bir şey görmüyoruz.
“DÜNYA BÖYLE BİR ADALETSİZLİĞİ KALDIRAMAZ”
Mülteci teknelerini Akdeniz’de batmaya terk edenler böylelikle güvenliklerini koruyamazlar. Dünya böyle bir adaletsizliği kaldıramaz.
Bu insani dramın neredeyse tüm yükünü Türkiye’nin ve Suriye’ye komşu ülkelerin omuzlarına yüklemenin de haksızlık olduğunu düşünüyoruz. Suriye’ye silah gönderenlerin, Suriye’ye bomba gönderenlerin acaba bu fakir fukaraya zerre kadar desteği var mı? Bu yetimlere öksüzlere zerre kadar bir destekleri var mı?
“BUNUN BEDELİNİ ER GEÇ HEPSİ ÖDEYECEKLER”
Ama şunu unutmayalım, alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste. Bunun bedelini er geç hepsi ödeyecekler. Gelişmiş ülkeleri bu konuya daha hassasiyet göstermeye davet ediyorum. Türkiye’nin Suriye ve Irak’ta yaşanan krizler konusunda sergilediği iyi niyet ve yaptığı fedakarlığı ortadayken içeride ve dışarıda bazı çevreler ısrarla farklı görüntü yaratma çabasında.
Daha önce bir Kobani meselesi yaşandı. Suriye ve Irak’ın onlarca şehrinde, yüzlerce kasabasında süren çatışmalar Kobani diğer adıyla Ayn el Arap’da da yaşandı. Bu olayı bahane eden bir takım çevreler 6-7-8 Ekim 2014 tarihlerinde Türkiye’nin pek çok yerinde olaylar çıkardılar. Bu hadiseler sırasında 50 kişi hayatını kaybetti.
“TERÖRİST TÜRKİYE” DİYE TWEET ATANLAR…
Şimdi yine aynı şehirde bir takım olaylar yaşanıyor. Ve aynı çevreler bunu bir kez daha Türkiye’yi ateşe vermek için bahane olarak kullanmaya çalışıyor. Utanmadan sıkılmadan, “terörist Türkiye” diye tweet atanlara sesleniyorum. Eğer sizler de haysiyet varsa, onur varsa Kobani’den kaçıp gelenleri burada kamplarda barındıran bir ülkeye terörist deme hakkını siz nereden elde ediyorsunuz? Tweet atarak elde ettiğiniz dereceler, sizin o kapkara yüzlerinizi beyaza çıkarmayacaktır.
Türkiye’nin ismini herhangi bir terör örgütüyle yan yana zikreden bu ülkeye ve bu millete en büyük iftirayı atıyor. Türkiye Suriye’deki özgürlük mücadelesine elbette destek veriyor, Irak’ta haklarını savunan insanlara elbette iyi niyetle yaklaşıyor. Ama Türkiye bu işleri yaparken asla terör örgütleriyle yan yana gelmiyor. Ne devlet terörü estiren Esad rejimiyle, ne de diğer oradaki terör örgütleriyle Türkiye’yi kimse yan yana gösteremez.
“YARDIM ELİNİ UZATAN YİNE BİZDİK”
Kobani DEAŞ saldırısı altındayken buraya yardım elini uzatan yine bizdik. Üstelik bölücü örgütünün tehditlerine, karşı çıkmasına rağmen bu yardımları oraya ulaştırdık. Esasen biz oradaki insanlara çok daha fazla yardımcı olmak istiyorduk. Buna engel olan bize o suçlamaları yöneltenlerdir, PYD’dir, PKK’dır.
Biz burada yarma harekatları yaparak içerdeki mazlumlara insani yardım elini uzatanlarız. İşte meşhur Hatay olayı, Adana olayı, Bayırbucak Türkmenlerine giden TIR’larımızı çevirenlerin, o yol kesen eşkiyaların kimler olduğunu herkes görüyor.
Bölgedeki insanları mağduriyetini dünyaya kendi PR’larını yapmak için kullandılar.Son günlerde yine Türkiye ile ilgili hiçbir ilgisi alakası olmadığı belgeleri ispatlanmış olan hadiseleri aynı amaçla çarpıtıyorlar.
Bir yandan Esad rejimi, bir yandan bölücü örgüt sözcüleri bir yandan da ülkemizdeki bir siyasi partinin sözcüleri aynı ağızla konuşuyor. Aynı şeyleri tekrarlıyorlar. Amacın dünya kamuoyuna yönelik bir algı operasyonu olduğu çok açık.
“BEDELİ NE OLURSA OLSUN MÜCADELEMİZİ SÜRDÜRECEĞİZ”
Buradan tüm milletime sesleniyorum, tüm dünyaya sesleniyorum. Suriye’nin kuzeyinde, güneyimizde bir devlet kurulmasına asla müsaade etmeyeceğiz. Bunun bilinmesini istiyorum. Bedeli ne olursa olsun bu konudaki mücadelemizi sürdüreceğiz.
“ŞİDDETLE KINIYORUM”
Hem bölücü örgütün hem de uluslararası güçlerin bölgede yaşanan insani dramı Türkiye’yi köşeye sıkıştırmak için bir fırsata dönüştürme gayretlerini şiddetle kınıyorum. Mazlumun ahı alınarak, etnik dengelerle oynanarak, Türkiye dışarıda bırakılarak bölgede sürdürülebilir bir güven ve refah düzeni kurulması mümkün değildir. Açık söylüyorum, böyle bir durumda o bölgede herhangi bir ticari faaliyetin yürütülebilmesi söz konusu olamaz. Biz, bölgedeki demografinin değiştirilmesine göz yummayacağız.