Yeni Şafak yazarı Tamer Korkmaz bugün “Alfred Hitchcock, telefonda!” başlıklı yazısında Deniz Baykal’a kaset komplosunu kuran Gülen terör örgütüne dair çarpıcı bir deşifrede bulundu. Kaset komplosu patladığında Baykal’ı ilk arayan isim “biz yapmadık” diyen İlhan İşbilen’miş. Tutuklanan İşbilen’le ilgili Korkmaz çarpıcı detayları da yazdı.
Kaset operasyonunun hemen ardından Paralel Yapı’nın önde gelen isimlerinden birisi Deniz Baykal’ı telefonla aramış ve “Biz yapmadık” demişti! Baykal, bu telefon konuşmasını kamuoyu ile paylaşmış, ancak arayanın ismini vermemişti.
Pensilvanya’dan talimatlı bu arama “Cinayet mahalline evvela katil gider” kuralı çerçevesinde bir “telefon”du!
O dönemde kimse malum yapıya “Siz yaptınız” falan dememişti; ancak Paralel Karargâh “ön almak” amacıyla “Biz yapmadık” telefonu patlatıp, aslında kendilerini işaretlemiş oluyordu!
*
Baykal mı, Paralel’den gelen telefonla ikna olmuştu…
Oysa yanılmıştı. Komplonun hakiki adresi hakkında yanlış bir değerlendirme yaptığını görebilmesi için birkaç yıl geçmesi gerekecekti.
Yine de halen bu mevzuda bir ifşaatta bulunmuyor.
Kendisine telefon eden kişiyi de açıklamıyor. O şahsın ismini söyleseniz belki de “Hayır, o değildi” diyecektir…
Ancak, gerçek değişmiyor.
Deniz Baykal’ı telefonla arayanın; Paralel’in “Tuzluk” diye tanımlanan bir mensubu, “eski bir vekil” olduğunu “bilenler” biliyor!
*
AK Parti içindeki “Truva Atı” idi: İzmir Milletvekili olduğu dönemde uzun süre fotoğraf bile vermemeye özen gösterdi.
17-25 Aralık 2013’ten sonra “mecburen, mecburiyetten” ortaya çıktı; Pensilvanya’dan talimatlı şu “Tuzluk” formatlı istifalara iştirak etti…
Aradan iki yıl geçti: Geçen hafta Paralel Yapı’nın yönetim kadrosuna yönelik operasyonda gözaltına alındı…
17 Aralık Paralel Darbe Girişimi’nin yıldönümüne üç gün kala da tutuklandı!
*
1990’lı yılların başında Paralel Yapı’da “dinleme cihazı” denildiğinde Mister Tuzluk’un adı akla geliyordu…
Paralel “gazete”nin genel müdürlüğünü yaptığı dönemde çalışanlarının telefon konuşmalarını “dinletmiş” bir isimdir!
O dönemde, “Alfred Hitchcock” müstearını kullanmak suretiyle mutemet bir adamına “emirle” yazdırdığı “kontra mektup” sayesinde…
Hedef tahtasına yerleştirdiği kimi çalışanlarını “kendisini yerden yere vuran bir mektup yazdıkları gerekçesiyle” işten atmıştır!
İşine gelmediği vakit, kullandığı “Hatırlamıyorum” repliği konusunda tek rakibi ABD’nin eski başkanı Ronald Reagan’dı!
İrangate Skandalı’ndan dolayı duvara dayanan Reagan, soruşturma esnasında onlarca kez “Hatırlamıyorum” demiştir.
*
Mazlumlarsa, “zalimlere karşı” ısrarla hatırlamaya devam edecektir!
*
Kaset operasyonunu planlayan Baronsal Gladio’nun uygulamayı kime yaptırttığı yani sahaya Paralelleri sürdüğü artık bir sır değil…
Paralel Yapı, Kemal Kılıçdaroğlu ile stratejik ortaklığa ilk adımını 7 Şubat 2012’nin hemen sonrasındaki günlerde gizlice atmıştı.
Deniz Baykal ise halen daha kaset operasyonunun perde arkasına seyahat etmiyor!
Buna mukabil, geçen Şubat ayında (hayli gecikmeli de olsa) konuştu: “Uluslararası din şebekesinin partimiz içindeki oyunlarını sonlandıracağız” dedi…
7 Haziran seçiminden sonra en yaşlı üye sıfatıyla Meclis’i açarken yaptığı konuşmada ise “Siyasetteki ve bürokrasideki Paralel mevzilenmeye” itirazını dile getirdi…
Elbette, hiç yoktan iyidir denilebilir; ne ki, yeterli değildir.
*
Baykal, Mayıs 2010’daki kaset operasyonundan önceki 17 yıl 8 ay boyunca “aralıksız” Paralel Telekulak mağduru olmuş bir siyasi liderdir. 2010 yılından sonra da Paralel Yapı tarafından “dinlendiğine” kuşku yoktur.
Deniz Bey için bir anlamda “Telekulak’tan emekli olmuş” diyebiliriz!
Baronlar’dan sufle alarak CHP’yi yönetmeye devam eden Kılıçdaroğlu mu; Paralel Telekulak’tan, Paralel Kasetleme’den, Paralel Şantaj’dan, Paralel Kumpas’tan, Paralel Fişleme’den, Paralel Casusluk’tan ve Paralel Darbe Girişimi’nden herhangi bir rahatsızlık duymuyor!
Dahası, Paralel Suç Örgütü’ne bütün hücreleriyle koltuk çıkıyor!