Paralel yapının 17 Aralık’ta fişeğini ateşlediği darbe girişimi 25 Aralık’ta aleni bir şekilde hayata geçirilmek istendi. 2 yıl önce bugün gerçekleştirilmeye çalışılan darbe girişimi millet iradesine toslarken, sürecin ekonomiye maliyeti ise büyük oldu.
2 yıl önce bugün gerçekleştirilmeye çalışılan darbe girişimi millet iradesine toslarken, sürecin ekonomiye maliyeti ise büyük oldu.
Paralel yapının 17 Aralık’ta fişeğini ateşlediği darbe girişimi 25 Aralık’ta aleni bir şekilde hayata geçirilmek istendi.
Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) devlet içindeki ajanları tarafından imza atılan darbe girişiminin ikinci safhası, ağırlıklı olarak yerli sermayeyi hedef aldı. Dönemin savcısı Muammer Akkaş, Türk ekonomisine yön veren işadamlarının da aralarında bulunduğu 41 kişiyi gözaltına almak istedi. Başaramayınca paralel yapının yargıdaki uzantılarının bir parçası olan dönemin hakimlerinden Süleyman Karaçöl, tarihe kara leke olarak bir karara imza attı. Karaçöl, her gün milyonlarca insanın alışveriş yaptığı BİM’in sahibi işadamları Abdullah Tivnikli ile Latif Topbaş, 3. Köprü, 3. Havalimanı gibi devasa projeleri sırtlanan Mehmet Cengiz, Anadolu sermayesinin dev isimlerinden Cemal Kalyoncu’nun da aralarında bulunduğu çok sayıda işadamının şirketlerine ait malvarlıklarına el koydurdu.
MALİYETİ BÜYÜK OLDU
Fethullahçı Terör Örgütü’nün hedefinde AK Parti hükümetinin Türkiye’yi ileriye taşımaya yönelik planladığı 2023 vizyonundaki dev projeler olduğu bir bakışta anlaşılmıştı. Bu talihsiz el koyma kararı ve işadamlarına gözaltı girişiminin ülkeye maliyeti ise çok büyük oldu. 17 Aralık kumpasının akim kalmasıyla devreye özel yetkili soruşturma bürosu girdi. Dönemin Başsavcısı Turan Çolakkadı ve özel yetkili bürodan sorumlu Başsavcıvekili Oktay Erdoğan’a bilgi vermeden gizli kapaklı bir şekilde harekete geçen eski savcı Muammer Akkaş, cımbızlanmış telefon konuşmalarını ‘delil’ olarak dosyaya koymuş ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ı da tutuklatma amacıyla bir dizi operasyonun talimatını vermişti.
BAŞARISIZ OLDU SOKAĞA İNDİ
17 Aralık darbe girişiminin ardından İstanbul Emniyeti büyük oranda paralel yapıdan temizlenmiş ve darbeci polis şefleri İstanbul’dan tasfiye edilmişti. Fakat bu durum, ikinci darbe girişimi için Muammer Akkaş’ın operasyona kalkışmasına engel olmadı. Akkaş operasyon için emniyete talimat verdi. Polisin hukuksuz talimata karşı durması üzerine Savcı Akkaş, operasyonu kolluk kuvveti statüsündeki jandarmaya yaptırmak istedi ancak bunda da başarılı olamadı. Kriz, dönemin Başsavcısı Çolakkadı’nın Akkaş’tan dosyayı almasıyla çözüldü. Savcı Akkaş ise adliye önüne çıkarak basın mensuplarına bildiri dağıttı.
Şimdi firari sanık
Darbe girişimi sonrası savcı Muammer Akkaş, Tekirdağ Cumhuriyet Başsavcılığı’na savcı olarak atanmıştı. Tekirdağ Cumhuriyet Savcısı olarak görev yapan Akkaş, HSYK tarafından tedbiren görevden uzaklaştırılmış ve daha sonra 25 Aralık’ta işadamlarının mallarına tedbir koyma kararına imza atan hakim Süleyman Karaçöl ile birlikte HSYK tarafından meslekten ihraç edilmişlerdi. Hakkında gözaltı kararı çıkarılan Akkaş, yapılan aramalarda bulunamadı. Akkaş’ın kaçak yollardan yurtdışına çıktığı iddia ediliyor. Karaçöl ise Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesi tarafından tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Büyümeye taş koydular
Türkiye’deki siyasi istikrarı hedef alan 17 Aralık kalkışmasının ardından paralel örgüt, 25 Aralık’ta Türkiye’yi 2023’te dünyanın 10 büyük ekonomisinden biri yapmayı hedefleyen projeleri akamete uğratmak için düğmeye bastı. Gezi olaylarını örgütleyen kesimlerin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a sundukları ‘uçuk’ istekler, FETÖ savcılarınca gerçeğe dönüştürülmek istendi. Gezicilerin hedefinde 3. Havalimanı, 3. Köprü ve Kanal İstanbul gibi projelerin durdurulması vardı. FETÖ’cü savcılar ise aynı projeleri üstlenen işadamlarını hedefledi. ’25 Aralık’ ile son yıllarda yükselişe geçen Anadolu sermayesinin öndegelen şirketlerinin bitirilmesi amaçlandı. Faizleri çift haneli rakamlara yükselten operasyon nedeniyle projeler tehlikeye girmişti.
Köprü de hedefte
Soruşturmada adı geçen işadamı İbrahim Çeçen, İstanbul’a yapılmakta olan 3. Köprü’nün ihalesini kazanan şirketlerden IC Holding’in sahibiydi.
BİM’e göz koydular
10 milyar TL’yi aşan cirosu ile dünyanın en büyük 197. perakendecisi olan BİM’in en büyük hissedarı ve Yönetim Kurulu Başkanı olan Mustafa Latif Topbaş, FETÖ militanlarının gözaltına almak istediği isimler arasındaydı. Son 12 yılda 4 bin 500 mağazaya ulaşarak Kuzey Afrika’da bile şube açmaya başlayan BİM, rekabetçiliği ile yerli rakip perakendecilerin de önünü açmış ve ülkedeki yabancı perakendeci hakimiyeti sona ermişti.
Enerjiye darbe
Eksim Holding Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Tivnikli’nin şirketleri enerji, gıda ve tarım alanında faaliyet gösteriyor. Dicle bölgesindeki elektrik dağıtım işini 2042 yılına kadar üstlenen Eksim Holding, özellikle enerji alanında sayılı şirketlerden. Bu durum 25 Aralık darbe girişiminin hedeflerinden birinin de enerji olduğunu ortaya koyuyor. Eksim Holding, 150 milyon dolar yatırımla Batum’da Çoruh Nehri üzerine ülkenin en büyük yatırımlarından birisini hayata geçirmişti.
Yerli sese takoz
Anadolu sermayesini hedef alan operasyonda tutuklanmak istenen Kalyon Grup Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Cemal Kalyoncu, o dönem Çalık Holding’e ait ATV ve Sabah Gazetesi’ni satın almıştı. Ömer Faruk Kalyoncu ise Kalyon İnşaat Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı yapıyor. Kalyon Grup, Taksim Yayalaştırma Projesi, Metrobüs ulaşım hattı, Çağlayan Kavşağı Yol Yapımı, Bakırköy Adliyesi Binası, 3. Havalimanı Projesi, Ataköy Atık Su Arıtma Tesis projesi gibi mega projeleri yapan şirketler arasında bulunuyor.
O burslar mı rahatsız etti
Sinpaş Holding’in patronu Avni Çelik de 41 kişi arasındaydı. Seranit Granit Seramik Sanayi ve Ticaret A.Ş.-Eskişehir ve Bilecik fabrikalarını kurdu. Maden sektörüne yatırım yaparak Niğde’de saf kalsiyum karbonat üretmek üzere Mikron’s Mikronize Mineral fabrikalarını kurdu. Lojistik ve depolama, rüzgâr enerjisi ve yerli kömüre dayalı enerji santralleri, Krom, Barit ve talk maden yatırımları sürüyor. Kurucusu olduğu Boğaziçi Vakfı ve Çorum Eğitim ve Kültür Vakfı ile Sinpaş Grubu her yıl 3 bine yakın yetenekli öğrenciye burslarla eğitim desteği veriyor.
İnsan kaynağı kurur diye…
TÜRGEV Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Ergun da listedeydi. TÜRGEV’in üniversite öğrencilerine yönelik açtığı onlarca yurt ve binlerce liralık burs desteği paralel yapının insan kaynağı olan eğitim sektöründe yeni bir çığır açmıştı. Bu sahanın ellerinden gitmesinden korkuyorlardı.
Onlar da listedeydi
Avni Çelik, Cengiz Aktürk, Abdulkerim Çay, Semih Demirci, Kenan Avis, Gökhan Özdemir, Selcan Zeliha Özkök, Aynur Uluğtekin, Mehmet Cengiz, Celal Koloğlu, Nihat Özdemir, Sezai Bacaksız, İbrahim Çeçen, Hayrettin Özaltın, Dilek Cengiz, Adnan Çebil, M. Fatih Saraç, Medet Nebi Yanık, Adnan Şişman, Kadri Tunç Peker, Murathan Kiraz, Mustafa Bayraktar, Gaffar Yıldırım Er, Şener Ünsal, Oğuzhan Boyacı, Abdullah Kavukçu, Hakan Aslan, İbrahim Erdoğan Gözel, Hasan Dağcı, Esat Özkazanç, Orhan Nurduhan, Nurcan Çatalpınar, Şefik Gül.
Zarar 120 milyar dolar
FETÖ’nün 2 yıl önce gerçekleştirmeye çalıştığı 17-25 Aralık darbesinden dolayı Türkiye 120 milyar dolar kaybetti. 1 haftada faiz oranları 8,90 seviyesinden 10.08’e yükselirken, kısa vadeli borçlarda yüzde 26.5’lik bir artış meydana geldi. Aynı dönemde bir anda fırlayan dolar, 2.046’dan 2.198 bandına çıktı. Borsada işlem gören şirketlerin maddi değeri ise 50 milyar dolar kadar düştü. Halkbank’ın piyasa değerinde ise 3,25 milyar dolar düşüş yaşandı.
50 MİLYAR DOLAR FAİZDEN
Faiz oranı 16 Aralık itibariyle yüzde 8.90 seviyesindeyken, 27 Aralık’ta yüzde 10.08, 6 Ocak’ta da yüzde 10.26 seviyesine ulaştı ve daha sonra 14 Ocak’ta yüzde 9.95 seviyesine geriledi. Faiz oranlarının yükselmesiyle birlikte Türkiye, kısa vadeli borçların da etkisiyle 50 milyar dolar kaybetti. Öte yandan operasyonlarla birlikte risk primi yükselerek yüzde 26.5’lik artışa, kamu ve özel sektörün daha yüksek maliyetle borçlanmasına, ülkemizin daha az yabancı sermaye çekmesine ve kredilerde düşüşe sebep oldu.
DOLAR’DAKİ AÇIK 25 MİLYAR
Yine 9 Aralık’ta 2.046 seviyelerinde olan dolar 15 Ocak’ta 2.198 seviyelerine ulaştı. Reel kesimin yabancı para pozisyon açığında 25.18 milyar liralık artış oldu. Bunun etkisi ile 16 Aralık tarihinden itibaren borsada işlem gören şirketlerin piyasa değerinde yaşanan düşüş, 14 Ocak itibarıyla yaklaşık 50.5 milyar lira olarak hesaplandı.
HALKBANK’A OPERASYON
Operasyon öncesi 19.75 milyar lira olan yüzde 49’u halka açık olan Halkbank’ın piyasa değeri, algı operasyonlarıyla 16.5 milyar liraya kadar düştü. Söz konusu dönemde Halkbank’ın piyasa değerinde 3.25 milyar lira azalma yaşandı. Genel olarak Türkiye’de ise kısa vadeli dış borç stoku 18.9 milyar lira arttı.
Bitiremediler
Türkiye’nin ulaşım, altyapı, enerji ve savunma alanlarında mega projelere hız vermesi küresel sermaye sahiplerini rahatsız etti. Rahatsız olmalarının sebeplerinden sadece biri 21 mega projenin mali büyüklüğünün 160 milyar doları aşması oldu. Zira kamu ve özel sektör eliyle gerçekleştirilen projelerin toplam maliyeti 130 ülkenin milli gelirini geride bırakmıştı. İşte Türkiye’ye çağ atlayacak o projeler:
* Sinop Nükleer Santrali: 22 milyar dolar
* Akkuyu Nükleer Santrali: 20 milyar dolar
* İstanbul-İzmir Otoyolu: 16 milyar dolar
* Milli Savaş Uçağı: 16 milyar dolar
* Kanal İstanbul: 15 milyar dolar
* 3. Havalimanı: 36.3 milyar avro
Marmaray: 5 milyar dolar
* Haydarpaşa Limanı: 5 milyar dolar
* Ankara-İstanbul Yüksek Hızlı Tren Hattı: 4 milyar dolar
* Sivas-Kars Yüksek Hızlı Tren Hattı: 4 milyar dolar
* Ankara-İzmir Yüksek Hızlı Tren Hattı: 4 milyar dolar
* İstanbul’a 3. Köprü: 4.5 milyar TL
* ATAK Helikopteri: 3.3 milyar dolar
* Yeni Tip Denizaltı: 2.7 milyar dolar
* Ankara-Sivas Yüksek Hızlı Tren Hattı: 2.5 milyar dolar
* Ulaştırma Uçağı: 1.7 milyar dolar
* Avrasya Tüneli: 1.3 milyar dolar
* M60 Tank Modernizasyonu: 687 milyon dolar
* Mayın Avlama Gemisi: 625 milyon dolar
* ‘Sea Hawk’ Deniz Helikopteri: 557 milyon dolar
* ALTAY Milli Tankı Prototipi: 500 milyon dolar
(YENİ ŞAFAK)