Başbakan Erdoğan Trabzon’da 24 Kasım Öğretmenler Günü etkinliğinde yine dershanelerle ilgili sert açıklamalar yaparak, ZAMAN’ın bugünkü ” Taslak yasalaşırsa 40 yaşını geçen öğretmenler işsiz kalacak” manşetini de yalanladı.
Erdoğan, “13 yılın özetini orada (dershanelerde) dokuz ayda mı veriyor. Birbirimizi kandırmayalım. Eğitim öğretimde bir katkınız olsun istiyorsanız, ey dershane sahipleri size teşvik verelim. Gidin okullarınızı kurun. Sizlere vergide belli oranda muafiyet verelim. Oralarda çocuklarımızı, yavrularımızı alın. Samimiyseniz, gelin bunu yapalım. Daha ne yapacağız. 40 yaşın üstündeki öğretmenler ne yapacak, deniyor. Biz onu da alacağız.” dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Trabzon Öğretmenevi’nde konuştu.
İşte Erdoğan’ın konuşmasından satırbaşları:
Değerli öğretmenlerimiz, sevgili Trabzonlular, her yıl Ankara’da öğretmenlerimizi kabul ediyor, hem günlerini tebrik ediyor hem de kendileriyle istişarede bulunuyoruz. Bu yıl Trabzon’da olduğumuz için geleneksel buluşmayı bir gün erteledik. Hem Trabzon’daki öğretmenlerimizle buluşmak hem de bu önemli günü kutlamak için programımızda bir değişiklik yaptık.
Bir Rizeli olarak Karadeniz bölgesinde öğretmenliğin ne kadar meşakatli olduğunu biliyorum. Öğretmenlik sabır isteyen bir meslek. Aşk ve sevda isteyen bir meslek. Sarp dağların arasında köyle, belde ve ilçelerde hizmet vermenin öğretmenlerimiz açısından ne denli meşakatli olduğunun farkındayım. Onların çektiği çileleri bilirim. Karadeniz bölgesi eğitime en fazla önem veren bölgelerin başında geliyor. Çocuklarımız her türlü zotluğa katlanarak Türkiye’nin illerinde üniversite okudular. Karadeniz’de görev yapan öğretmenlerin çok büyük katkısı oluyor.
Karadenizli öğretmenler rol modeldir. Türkiye’nin 81 vilayetinde görev yapan öğretmenlere karşı ayrımsız bakıyoruz. Türkiye’nin zor bölgelerinde görev yapanları ayrıca tebrik ediyoruz. Öğretmenlik sadece maaş karşılığında yapılacak bir vazife değildir. Öğretmen, sınırları son derece geniş bir yetkiye, ağır bir sorumluluğa sahiptir. Anne babalar nasıl karşılık beklemiyorsa öğretmenler de hep böyle bir şuurlar vazife yapmışlardır. Öğretmenlerimize haklarını teslim etmek her siyasetçi için en öncelikli vazifedir. Öğretmen istemeden onun ihtiyaçlarını hissetmek her yönetici için bir ideal olmak zorundadır. Hiç kuşkusuz henüz ideali yakalamış değiliz ama çok önemli bir mesafe kat etmiş durumundayız.
Eğitim, partimizin de, hükümetin de politikaları arasında ilk sırada yer almıştır. 2002’de 7.5 milyar bütçeden ayrılan pay iken 47.5 milyara yükselttik. Yani eğitime ayrılan bütçeyi 11 yılda yüzde 537 artırdırk. Osmanlı döneminden kalanlarla birlikle 347 bin derslik vardı. Son 11 yılda biz buna 205 bin derslik ekledik. Eğitimin altyapısını bu kadar güçlendirirken 11 yılda cumhuriyet tarihimizin rekorunu kaydettik 400 bin öğretmen aldık. Bu yılda 40 bin öğretmen eğitim camiamıza ilave ettik. Şubat ayında 10 bin, Ağustos ayında 40 bin öğretmen daha ilave edeceğiz. Bazıları diyor ki hepsini birden alın. 126 bin öğretmen açığımız var. Bunların hepsini aldığımız anda öğretmene verdiğimiz zammı veremeyiz. O da haksızlık değil mi? Bütçemiz izin verdikçe atamalarımızı yapacağız.
Türkiye büyüdükçe kaçınılmaz olarak eğitim sisteminin de kendisini yenilemesi gerekiyor. Geçmişten gelen sorunlar var. Yeni şartlara uyum sağlamakla mükellefiz. Şu anda ülkemizin genelinde derslikleri artırırken bir tarafta üniversitelerimizin sayısını da 175’e çıkardık. Bunu niye istedik? Çünkü Anadolu’nun imkanı olmayan yavruları okuyamadı. Eğitimi onların ayağına getirelim dedik. Bununla da kalmadık. Aynı zamanda farklı illerden o illere gelen üniversitelilerin o illerdekilerle kaynaşmasına vesile olduk. En gelişmiş ülkelerde dahi eğitime ve sosyal güvenliğe dair ciddi sorunlar var. Reform yapacak cesareti bulamıyorlar. Biz sağlık ve sosyal güvenlikte dünyanın takdirini toplayan reformlar yaptık. Benzeri reformları eğitimde de yaptık. Önümüzde Fatih projesi var. Öğretmenlerimizin de işlerini daha kolaylaştıracağız. Tabletlere okula gitmelerini sağlayacağız ve akıllı tahta ile buluşmalarını sağlayacağız.
Eğitimde fırsat eşitliği en çok üzerinde durduğumuz alanlar arasında yer alıyor. Erkek kadar kız çocukları da, zengin kadar fakir de, batıdaki kadar doğudaki de okusun istiyoruz. Onun için 16 büyükşehirimiz varken sayı 30 büyükşehire ulaşıyor. Buradan esinlenerek civarlarındaki 51 il de etkileşim haline geçecek.
BİRBİRİMİZİ KANDIRMAYALIM
Bu alanda daha fazlasının yapılmasının gereklerini de biliyoruz. 2023 hedeflerine mevcut sistemin aksaklıklarını muhafaza ederek ulaşamayız. Çocukların yarış atına dönüştürüldüğü bir sistem sağlıklı bir sistem değildir. Çocuklarımız oyun oynayamıyor, spor yapamıyor. Hafta içi okul, hafta sonu dershane. Bana Anadolu’da anneler, dershaneler varsa okullar niye var diyor. Ben ahırımda davarımı sattım, dershane ücretimi ödedim, diyor. Bir taraftan benim aldığım ücret ortada diyor. Ayda ortalama 250 TL. Ne ile geçineceğim diyor. Biz zannediyoruz ki herkes rahat rahat bu parayı veriyor. 22 bin TL’ye kadar yıllık ücret çıkıyor. Fen liselerindeki çocuklar da dershaneye gidiyor. Benim oradaki hocalarıma saygısızlık değil mi? 800 bini aşkın öğretmenimiz yok farz ediliyor. 13 yılın özetini orada dokuz ayda mı veriyor. Birbirimizi kandırmayalım. Eğitim öğretimde bir katkınız olsun istiyorsanız, ey dershane sahipleri size teşvik verelim. Gidin okullarınızı kurun. Sizlere vergide belli oranda muafiyet verelim. Oralarda çocuklarımızı, yavrularımızı alın. Samimiyseniz, gelin bunu yapalım. Daha ne yapacağız. 40 yaşın üstündeki öğretmenler ne yapacak, deniyor. Biz onu da alacağız. Mesele bu ülkede bir fitne, nifak oluşmasın. Şu yavrularımızı rahat rahat büyütelim. Ben çamurun içinde büyüdüm, toprakla oynadım. Bizim çocuklarımız da çocukluğunu yaşasın. Çocuklar çocukluğunu yaşayamıyor.
Dershane öğretmenlerine sahip çıkılması ellerinin kollarının kırılmasına neden oldu. Yıllarca sömürülen dershane öğretmenlerinin de dönüşüme yüzde yüz desteğini artırdı.