AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Belediye Başkanları İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’nda özellikle paralel örgütle ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu.
”CEMAAT MİSİN ÖRGÜT MÜSÜN”
Toplantıda ”Türkiye’nin milli kurumlarına saldırdılar. Neden MİT ile ilgilenir?” diye soran Erdoğan; ”Cemaat misin örgüt müsün? Polisler görevden alınıyor ya da tayine diliyor. Hemen filanca yere gönderildi falan. Sana ne? Sen mi bu atamaları yapacaksın?” diye konuştu.
”DEMEK Kİ ONLAR BU İŞİN İÇİNDE VAR”
”Demek ki onlar bu işin içinde var. Şu anda bazı belgeler yayınlanıyor. Ertesi gün bunların malum medyası bu yanlış diyor. Hemen tekrar konunca bunların medyası ortada kalıyor.
”245 DEĞİL 2450 TANE AÇSALAR YOLA DEVAM EDECEĞİZ”
Hedefinin insan yetiştirmek olduğunu söyleyen örgüt, siyaseti dizayn etmeye nasıl bu kadar cüret edebilir? Benimle ilgili 245 dava açtılar. Duracak mıyız? Yola çıkarken söyledik. Biz kefeni giyerek bu yola çıktı. 245 değil 2450 tane de açsalar yine bu yolda devam edeceğiz.
”BUNLARA VERİLEN BİNALARI GERİ ALIN”
Ben belediye başkanlarımdan artık bunu istiyorum; bunlara verilmiş ne kadar yer varsa, ne kadar bina varsa bunların hepsini hukuk içerisinde, demokrasi içerisinde tek tek geri almalısınız, tek tek. Bu benim için ne denli sorumluluksa, sizler için de aynı denli sorumluluktur. Bize afra tafra yapan, partimizden milletvekili seçilen veya belediye başkanı seçilen ondan sonra partimizden istifa etmek suretiyle ayrılanlara karşı da herhangi bir iş takibinde, şunda bunda gereken tavrı koymalısınız, bunlar sizin semtinize dahi uğrayamamalı.
Sayın Başbakanım, ömrünüz ömrümüz, ömrümüz ömrünüz, yolunuz yolumuz olsun. Sizinleyiz! Kefenli veya kefensiz, alnımıza ne yazıldıysa! Peşinizden yürümeye devam edeceğiz. Korkup Şeytanı Lanetin oyuncağı olmayacağız. ‘Vatan sevgisi İmandandır’ diyenlerdeniz. İmanımızın gereğini yerine getireceğimizden kimsenin şüphesi olmasın.
Cahiliye dönemimizde ‘Yufka Yüreklilerle Çetin Yollar Aşılmaz’ derdik, olgunluk dönemimizde ‘Sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır’ derken, şimdide ölüme düğün gecesi, sevgiliye kavuşma zamanı diyoruz.