İşte Başbakan Erdoğan’ın konuşmasından satır başları:
Bugün yeniden çalışmalarına başlayan TBMM’ye, siz değerli milletvekillerimize başarılar diliyor, ülkemiz için hayırlı neticeler doğurmasını temenni ediyorum.
MUHAMMED KUTUB…
Cuma günü Cidde şehrinde hayata gözlerini yuman aksiyon insanı Muhammed Kutub’a Allah’tan rahmet diliyorum. Ağabeyi Seyid Kutub idam edilirken, Muhammed Kutub kurtulmuş ama tüm hayatını sürgünde geçirmişti. Ölümünden daha iki gün öcne oğluna vasiyetinde, bizler için “Tayyip beyi arayın onlara tebriklerimizi iletin” diyecek kadar bu işin hassasiyetini yaşayan bir insandı. Kendilerine tekrar Allah’tan rahmet diliyorum. Tüm ailesine sabırlar diliyorum.
EN BÜYÜK TEŞEKKÜRÜ…
30 Mart seçimlerini geride bıraktık. 13 yılda girdiğimiz 8’nci seçimi de tartışmasız bir zaferle kazandık. 30 Mart akşamı bu zaferde emeği olan herkese ve her kesime teşekkürlerimi iletmiştim. Teşkilatımızın her bir mensubuna bir kez daha teşekkür ediyorum. 30 Mart sabahından itibaren sandık namustur diyerek oylara sahip çıkan, her türlü hileden uzak duran, her türlü hileyi de cesaretle engelleyen sandık müşahitlerimize özellikle teşekkür ediyorum. En büyük teşekkürü aziz milletimiz hak ediyor. İradesine bayrağına istiklaline demokrasiye sahip çıkan, istiklal mücadelesi ruhuyla sandığa giden, sandık yoluyla yönetime el koyan aziz milletimize çok çok teşekkür ediyorum.
ZAFERİMİZİN MİMARLARIDIR
Yurt içinde ve yurt dışında günlerce haftalarca yeni Türkiye’nin istiklal mücadelesinin zaferle sona ermesi için dua eden kardeşlerimize şükranlarımızı sunuyorum. Hiç kuşkusuz bu salonda bulunan arkadaşlarımın tamamı, milletvekillerimizin zaferimizin mimarlarıdır. Bu büyük zaferin sizin zaferiniz olduğunu bir kez daha vurguluyor, şükranlarımı ifade ediyorum.
Gerçekten çok zorlu bir seçim sürecinden geçtik. En meşakkatli seçimini yaşadık. Büyük Türkiye’den rahatsız olanların, Türkiye’nin kutlu yürüyüşünü durdurmak isteyenlerin kirli ittifak yaptıkları, ahlak dışı kampanya yürüttükleri seçim sürecine şahit olduk. Gezi olaylarından başlayarak demokrasinin ekonomi ve dış politikanın yani büyüyen Türkiye’nin acımasızca hedef alındığını gördük.
Hedef hükümetimizden çok Ak Parti’den çok Türkiye’ydi. Türkiye’nin birliği kardeşliği ülkemizin hedefleriydi. Her yöntemi kullandılar. Terörü vandallığı faşizmi ırkçılığı nefret ve ayrımcılığı en azami şekilde kullandılar. Yaşam tarzlarını inançları mezhepleri acımasızca istismar ettiler. Uluslararası platformlarda yatak odalarına girip görüntüleri kaydetmeye kadar insaf dışı her yöntemden medet umdular.
BİZ BU YAŞANANLARI…
Biz bu yaşananları asla ve asla unutmayacağız. Arkadaşlar bu ülkede birileri gittiler, terör örgütlerini silahlı eylem yapma yönünde teşvik ettiler. Dağa mesaj gönderenler oldu. silahları elinize alın diye çağrı yapanlar oldu. eli kanlı terör örgütlerini Ankara’da İstanbul’da sokaklara dökmek için her türlü teşviği her türlü tahriki yaptılar.
Ekonomiyi durdurma çağrısı yapanlar oldu. yatırımcılara Türkiye’ye gelmeyin diye akıl verenler oldu. Türkiye’nin uçağı düşürüldüğünde saldırganların yanında yer aldılar. Suriye’deki Türkmenlere yardım malzemesi götüren TIR’ların önünü kesecek kadar büyük bir ihanetin içinde yer aldılar. Bu ülkenin dışişleri bakanı MİT müsteşarı genelkurmay ikinci başkanı son derece önemli bir görüşme yaparken kaydettiler servis ettiler.
MAHREM GÖRÜŞMELERİ YAYINLADILAR
Binlerce kişinin telefonlarını hukuksuzca dinlediler. Mahrem görüşmelerini ahlaksızca yayınladılar. Ben gazeteciyim köşe yazarıyım diye çıkanlar, devletin sırları üzerinden haftalarca ahlaksız bir şekilde yorum yaptılar.
İNSANLARIN İFFETİNİ…
İnsanların iffetini namusunu şerefini aile yaşantısını kurdukları kurtlar sofrasına meze yapıp tüketmenin mücadelesini verdiler. Bir süre sonra fırlatacak bir şey bulamayınca kendi şereflerini namuslarını haysiyetlerini dahi gözden çıkarıp onları bile fırlatmaktan çekinmediler. İnsanların vefat etmiş annelerine hakaret etmekten tutun, milleti aşağılamaya kadar, ahlaksızlığın alçaklığın her çeşidini sergilediler. Anketlerle manipülasyon yaptılar. 30 Mart akşamından itibaren postal gitmiş haber ajanslarını da kullanarak sonuçları çarpıtmaya çalıştılar. Kendi yenilgilerini konuşmak yerine günlerce hile iddiaları üzerinden sokakları kan gölüne evirmenin hesabını yaptılar.
Evet bunları biz asla unutmayacağız. Bu ihaneti alçaklığı asla unutmayacak. O atılan manşetleri unutmadık unutmayacağız. Basın ahlak ilkeleri ayaklar altına alınarak, manşetlerin sütunların köşelerin vahşilerin elindeki mızrak gibi nasıl kullanıldığını asla unutmayacağız. Muhalefet partilerin hainlerle yaptığı işbirliğini asla unutmayacağız.
KENDİ İSTEDİKLERİ GİBİ BİR BALKON KONUŞMASI…
Utanmadan sıkılmadan bizim kendi arzu ettikleri gibi bir balkon konuşmasını yapmamızı istediler. Bütün yapılanları sineye çekecektik. İnsana yakışmayan o alçakça ahlaksızca saldırıların üzerine güya üzerini çizecektik. Hiçbirşey olmamış gibi yolumuza devam edecektik. Bizden her şeyi unutmamızı bekliyorlar. Hayır, beyler biz boynumuzu yere eğmiyoruz ve eğmeyeceğiz. Biz bu yapılan ihaneti alçaklığı sineye çekmeyeceğiz. Açık açık söylüyorum. Hiçkimsenin yaptığı yanına kar kalmayacak, ihanet casusluk ve edepsizlik asla karşılıksız kalmayacak. Buradan açık açık söylüyorum 30 Mart çok ama çok önemlidir. 30 Mart vesayet defterinin dürültüğü tarihtir. Kibir abidelerinin artık yıkıldığı tarihtir. Bir mürebbiye edasıyla kendini beğenmişlikle milleti terbiye etme küstahlığına girişen imtiyazlı çevrelerin ebediyen kaybettiği bir tarihtir.
EĞER BİR BALKON KONUŞMASI YAPILACAKSA…
Eğer bir balkon konuşması yapılacaksa buyursun bunu CHP yapsın. Buyursun bunu MHP yapsın. Çıksın bunu BDP yapsın. Çıksınlar balkondan özür dilesinler.
İşte daha bu sabah MHP’nin genel başkanı çıkmış hala adeta ağzından salyalar akarcasına hakaret ediyor. Bir yılı aştı isimlerini ağzıma almadım. Seçim kampanyasında zaman zaman almak durumunda kaldım. Demek ki bunlar başka dilden anlıyorlar. İnsanlara akıllarının anlayacağı şekilde hitap etmek durumundayız.
“ÇIKSINLAR BALKONA…”
Çıksınlar balkona nasıl kaybettiklerini izah etsinler. Yandaşları çıkıyorlar, dedikleri şu “Erdoğan 55 niye alamadı, 55’e karşı kendini izah etmek durumunda” Bize bunu söyleyenler kalkıp da genel müdüre neden bunu söylemiyorlar “Sen niçin 73’ü alamadın” niye demiyorlar?
Gelip bize akıl vermeye kalkıyorlar. Sizin bu kadar aklınız varsa onu kendinize saklayın da bu ülkede birinci parti olun. Milletimiz bize ne diyor? Yürü biz sizin arkanızdayız diyor. Ne diyor? Yürüyeceksin millet yürüyecek arkandan diyor. Bizde şu anda yürüyoruz. Biz balkon konuşmasını milletimizin diliyle sandıkta yaptık. Zaten bize de sandıkta alınan netice yaraşır. Eğer yürekleri yetiyorsa, şimdi CHP MHP BDP çıksınlar 77 milyonu kucaklayan bir konuşma yapsınlar.
Haritayı gözlerinizin önüne getirin. Bakıyorsunuz ana muhalefet belli kıyı şeridinde kalmış, kumsalların partisiyim diyordu ya hiç alakası yok. İkincisine bakıyorsun MHP noktasal. E bir diğerine bakıyorsun o da güneydoğu Anadolu’nun belli yerlerinde var. Ama AK Parti Türkiye’nin tamamında var.
Şimdi millet ne bekliyor biliyor musunuz? Muhalefet partilerinden bir balkon konuşması bekliyor. Nerede bu muhalefet gören var mı? Derin bir sessizliğin içinde. Bugün konuşurlar, ama bugüne kadar derin bir sessizlik. MHP genel başkanı, seçim gecesi sabaha karşı bir göründü. Bunlar hesap vermezler, sorguya çekmezler. Oturdukları o sıcak koltukları defalarca başarısız olmalarına rağmen ehline teslim etmezler. 15 yıldır sürekli üçüncü parti hele bizim ilk girişimizde parlamentoya dahi giremedi. CHP genel müdürü 5 yıl içinde 4 kez kaybetti. Ama hala orada oturmaya devam ediyor. Kimsenin bunu sorguladığı yok.
“MİLLETİMİZ DİKTATÖRLERE BU KADAR SEVDALI MI YA”
Utanmadan hala bize diktatör diyor. Bizim milletimiz diktatörlere bu kadar sevdalı mı ya. Nasıl oluyor da gelip partimizin peşinde? Bize diktatör diyen o kalemlerin bu koltuğuna gömülenlere söyleyecek bir çift sözü olmadı. İdeallerini arkadaşlarını satıp CHP’ye oy vereceğini ilan eden gazeteciler acaba CHP’ye hesap soracaklar mı?
“MİLLETİMİZ DİŞİNİ SIKTI”
Burada şu hususun altını özellikle çiziyorum. Aziz milletimiz gezi olaylarının iç yüzünü gördü 17 ve 25 aralık darbe girişimini gördü. Gerçek niyetini çok iyi anladı. Ancak milletimiz sabretti. Gezi olayları karşısında sabretti. 17 ve 25 aralık darbe girişimi karşısında sabretti. Adeta dişini sıktı. Allah’a hamdolsun bütün tahriklere rağmen milletimiz sokağa çıkmadı. Saldırılara karşılık vermedi. Oyuna gelmedi, tuzağa düşmedi.
“HALKIMIZ BİZE PARALEL YAPIYLA MÜCADELE TALİMATINI VERDİ”
Önce miting meydanlarında milletimiz gövde gösterisini yaptı. Ardında sandıkta söyleyeceğini çok net söyledi. Bu mesajı CHP alamadı MHP alamadı BDP alamadı. En önemlisi halkımız bize paralel yapıyla mücadele talimatını verdi.
“YAPILAN SAYGISIZLIKLARI ASLA SİNEYE ÇEKMEYECEĞİZ”
Vatana ihaneti ajanlık faaliyeti artık tescillenen bu yapının tasfiyesi için millet bize yetki verdi. Tekrar ediyorum, yapılan ihaneti asla unutmayacağız. MİT TIR’larına yapılan saldırıyı, en gizli görüşmeyi yayınlamasını, şahsıma aileme arkadaşlarıma yapılan saygısızlıkları asla sineye çekmeyeceğiz. Sorumluların hepsi yargı önünde hesap verecekler.
Kendi paralel yargıları önünde değil milletin yargısı önünde hesap verecekler. Hukuk dışı ekonomik faaliyetin tamamını inceleme altına alacağız. Kayıtsız şeklinde toplanan paralarında, haraçların da hesabı tek tek sorulacak.
“ELİNİZDEKİ BİLGİLERİ LÜTFEN BİZİMLE PAYLAŞIN”
Buradan halkımıza çağrı yapıyorum. Bu paralel yapının bu şekilde kayıtsız para toplamasına, samimi duyguları istismar etmesine artık müsamaha göstermeyelim. Elinizdeki bilgileri lütfen bizimle paylaşın diyorum. ve unutmayın namussuzlar kadar namuslular cesur olmadıkça başarıyı elde edemeyiz.