MEDYAGUNDEM.COM- Artık resim net… Türkiye’de solcu/ulusalcı/kemalist/Ergenekoncu görünümlü ve özellikle de medyada örgütlü birileri için ilke, namuslu muhalefet, mertlik, ülke sevgisi falan yalan dolan…
Türkiye’yi çok sevdiklerini söyleyen bu birileri, bir eli kanlı diktatör, nefret ettikleri Başbakan Erdoğan’a küfretti diye Esed’i “kahramanlaştıracak” kadar alçak, hain ve namussuzlar.
Dün CHP’nin kanalında Hürriyet yazarı Yılmaz Özdil, “Ben bir Ortadoğu kasabına ülkemin Başbakanına küfrettirmem” dedi, düne kadar Özdil’i “kahramanlaştıranlar” onu şimdi nefret objesine dönüştürdüler.
İşte bir örnek… Ayşenur Arslan. Esed yandaşı CHP’nin gazetesi Yurt’un yazarı. Yılmaz Özdil’den düne kadar bir “kahraman” olarak söz ederdi. O Başbakan Erdoğan’a küfrettikçe Özdil’i “putlaştırırlardı.” Ama Özdil Başbakan’ı savundu diye Ayşenur Arslan da anında Özdil’i sattı, eleştirmeye başladı. İstiyorlar ki, bir katil de olsa, yüzyılın son firavunu bile olsa Başbakan Erdoğan’a küfretti ya, onlar için “kahraman” olması yeter.
100 binden fazla masum insanın elinde kanı bulunan bir diktatöre “tapan” Ayşenur Arslan ve onun gibilerinin dün darbelerin destekçisi, postal yalayıcısı olmalarını daha iyi anlıyoruz.
Özdil’in Esad’a yönelik eleştirileri üzerine Arslan çıktığı bir radyo programında “Bunlar henüz feodal aşiret düşeyini aşamamış bir toplumun belirtileri” diyerek Özdil’i eleştirdi. Arslan şunları söyledi:
Türkiye bu haysiyetsizleri de gördü. Millet de bunların gerçek yüzlerini görsün…
Sen kendini eğitimli gazetecimi sanıyorsun? ‘feodal aşiret’ dediğin şeyi anlayamadım da, bunu bir açıklar mısın? Feodalite ile Aşiret kavramlarını bilmediğin gibi, yan yana getirmen de senin sallama terminolojinin bir uydurması olsa gerek! ‘Yani biz içerde birbirimizi yeriz ama dışarıya karşı o benim başbakanımdır…’ ifadesi de bu sallama, dallama terminolojinin herhalde açılımı olsa gerekir. Ne kadar kültürlü bir tipmişsin be, cehalet paçalarından vıcık vıcık akıyor da haberin yok senin! Sen hasbelkader bu ülkede doğup kompozisyon yazarı olabilirsin de, Başbakanımızı hasbelkader Başbakan olduğunu haddin olmadan senden başka söyleyen olmadığını da densizliğine mi verelim? Bu ifadeyi senin kullanmaya hakkın olduğunu mu sanıyorsun? O Başbakan, dişiyle tırnağıyla, bileğiyle hepsinden önemlisi YÜREĞİ ile o makamlara geldi ve kalırken, bu ülkede şapkasını alıp defolup gidenleri görmedin mi? Bu ülkede Esed’in köpekleri olmasa karşı yakadaki Suriyeli köpekler ne yapardı bilemiyorum?
bu kadın türevleri gibi lise müfredatında bulunan inkılap tarihi kitabının etkisinden kurtulamamış, gazeteciliği çağdaş yaşamı ve modern ilkeleri savunma mesleği sanan mahvedilmiş bir neslin neden mahvedildiğini bilmeyen düşün(e)meyen son örneklerinden biridir. bu kadın kendi ailesi ve çevresinin huzur ve refahı için diğer insanların huzur ve refahını düşünmeyen bürokratik oligarşi ve jakoben sisteme biat eden kokuşmuş bir zattır. 1923-1949 yıllarının aşığı, tek parti döneminin sevdalısı, antidemokratik yöntemleri modernlik, çağdaşlık zanneden birinin yazılarını neden bu siteye ‘nazire’ şeklinde koyuyorsunuz ki. o bu sitede yazılanları düşünülenleri anlayacak kapasitede biri değil ki! hayır yılmaz özdil’in orada savunduğu kişi tayyip erdoğan değildi bunu türkiye cumhuriyeti başbakanlık makamıydı bunu bile anlamamış bir zavallıya bu sitede menfi bile olsa haber olmak çok büyük bir lütuf olsa gerek.