İstanbul’da aday tanıtım töreninde konuşan Başbakan Erdoğan, ‘Elimde CHP’nin, Şişli Belediyesi’ne ilişkin iddialarla ilgili kurulan komisyonun hazırladığı 57 sayfalık rapor var. CHP’nin raporuna göre Şişli’de kaçak inşaatlara göz yumulmuş. Belediye başkanı baş sorumludur. Bunu kim diyor komisyon diyor’ dedi.
İşte Erdoğan’ın konuşmasından satır başları…
“FETHİ, FATİH’İ ANLAMAYANLAR İSTANBUL’U ANLAMAZ”
“Enerjimizi sizlerden alıyoruz, sizlerle yola çıktık, sizlerle yürüyeceğiz. Bugün açıklayacağımız adaylarımızın hayırlı olmasını niyaz ediyorum. İstanbul çok farklı bir bahara hazırlanıyor. Burası şahit. Bizim için her gün yeni bir gündür. Bizim için her başlangıç yeni bir başlangıçtı. Yunus Emre’nin dediği gibi biz her dem yeniden doğan gönül neferleriyiz.Hiç kuşkunuz olmasın İstanbul gönüllerin başkenti, dünyanın incisi. İstanbul’a hizmetkar olmak öyle büyük bir makamdır ki, bu yüce makama ulaşmak için İstanbul’un ruhunu, özünü, felsefesini bilmek gerekir. Fethi, Fatih’i anlayamayanlar İstanbul’a hizmet edemezler. İstanbul’un minarelerini, o minarelerden okunan ezanları bilmeyenler İstanbul’a hizmetkar olma şerefine nail olamazlar. Kardeşlerim bu şehrin dünya bilimine, sanatına, dünyaya yaptıkları katkıları göremeyenler, bu şehrin Mekke ile Medine ile Şam ile aynı paralelde olduğunu bilmeyenler bu şehre hizmetkar olamazlar. Bir Kuran’ı açıp okuyamayanlar İstanbul’a hizmetkar olamazlar. İstanbul’dan sadece batıya bakanlar, doğuya bakanlar yanılır. İstanbul’da tarihle modern, dün ile yarın arasında tercih yapanlar, geçmiş ile gelecek arasında köprü kuramayanlar yalnız kalırlar. İstanbul bir karma şehir, melez şehir, bir toplama-yapay şehir değildir, İstanbul medeniyetlerin bir arada eridiği şehir değil, omurgalı, dik duran bir şehirdir. İstanbul etkilenen değil etkileyen bir şehirdir. İstanbul fırtınaları söndüren, fırtınalara yön veren bir şehirdir. Bu şehrin başına, sokağını, özünü anlamış, bunlara nüfuz etmiş birisinin olması gerekir.”
“CHP DÖNEMİNİ HATIRLAYIN”
İstanbul beceriksiz yöneticiler gördü, o dönemlerde İstanbul’un nasıl ezaya, cefaya uğradığını gördünüz. Ama o dönemler artık tarihte kaldı. İstanbul AK Parti döneminde gücüne yakışır bir noktaya geldi. Bizimle İstanbul’un sadece tarihi değil, geleceği değişti, istikbali gelişti. Az önce ekranlarda izledik, kardeşlerim bütün bu gördükleriniz 94’ten bu yana attığımız adımlardır. İşte bu parti, İstanbul’u o aciz, gaflet dolu CHP’nin yerel yönetiminden almıştı. Hatırlayın o günleri, İstanbul susuzdu, hava kirliliğinden geçilmiyordu, çöp dağları vardı. Ayrıca İSKİ yolsuzluğuyla rüşvetin kol gezdiği bir CHP iktidarıyla baş başaydı İstanbul. Biz geldik İstanbul’a temizlik geldi, İstanbul yeşillendi, çöp dağları bitti. Öyle ki Habitat II toplantısında dünyanın en temiz şehirlerinden biri olarak İstanbul ilan edildi ve susuz İstanbul suya kavuştu. Ve bir taraftan denizin altından, 180 kilometreden dağları delerek Istranca dağlarından suyu getirdik. CHP’li bir yönetici güya bulutlara yağmur bombası atacaklardı, olmadı, İzmit’ten su getirecekleri olmadı. Çünkü CHP zihniyetinin olduğu yer kuraktır, ora çöldür. Birazdan size bazı belgeleri açıklayacağım. İstanbul 80 vilayetin ona baktığı, ona yöneldiği bir şehirdir. Rabbime hamdolsun, İstanbul’a bu şekilde hizmet etmeyi bize nasip etti. Biz CHP iktidarından aldıktan sonra bir daha İstanbullular bizden başkasına teslim etmediler. Çünkü yerel yönetim ile merkezi yönetim birleştikten sonra eserleri gördünüz, yaşıyorsunuz. İstanbul’un Marmaray’ını gördünüz, acaba bizden öncekiler bunu niye yapamadı, ayağına prangalar mı vurmuşlardı, ta tutun Kadıköy’den Kartal’a, ta öbür tarafta Halkalı’ya değin uzanıyor, inşallah bu 720 kilometreye kadar uzanacak, bu ağlarla metrobüslerle farklı bir İstanbul’u yaşıyoruz. Fakat burada sıkıntılar yaşıyoruz, bu biraz da lüksün artmasından kaynaklanıyor.
‘ARTIK KAPICI DA ARABA ALABİLİYOR’
Düşünün ki bir kapıcı bile otomobil alır hale geldi. Dün bir ev sohbetin gittim, dün ev sahibi, neden otomobil aldın diye sormuş, apartman al. Düşün böyle bir lüks. İki katlı tüp geçitle otomobil geçişini sağlayacağız. 2015’te önümüzdeki yıl onu da açacağız. Bir diğer adım o da kuzeyde, Karadeniz’e çıkışta, Yavuz Sultan Selim köprüsünü yaptık, karşılıklı 170 metre kuleler yükseldi, inşallah 2015’te Yavuz Sultan Selim köprüsünü de açacağız ve böylece ağır vasıtalar oradan gidecek, şehir trafiğine girmeyecek, 4 gidiş 4 geliş olacak, orada da bir toplu ulaşım yapacağız. Burada bir kararlılık var, bugüne kadar memuruna, işçisine bizden önce maaşını veremeyen iktidarla vardı. Biz şimdi bu yatırımları yapıyoruz bir sıkıntımız yok. Üçüncü köprüde devletin kasasından bu çıkmadan yapıyoruz, bedeli ne 2.5 milyar dolar. Sevgili kardeşlerim üçüncü havalimanını yapıyoruz, artık Sabiha Gökçen, Atatürk havalimanı yetmiyor, havada yarım saat-45 dk. uçaklar inemiyor, sonunda dedik ki biz daha büyük havalimanı yapalım, 100 milyonun üzerinde havalimanı yapacağız dedik, maaliyeti 42 milyar dolar. Yine biz cebimizden para vermiyoruz, tamamıyla para yüklenici firmalar tarafından çıkıyor, al sana 20 yıl burayı çalıştır, sonra ya tekrar devlete teslim yahu yeniden anlaşacağız, bedelini alacağız, yola devam edecekler. Kardeşlerim bu anlayış bunlarda olmadı, çünkü bunların kafasında ülkeye, vatandaşına hizmet yok. Bunlar sadece çamur atarlar, izi kalsın diye.
‘ÖNÜMÜZDE KANAL İSTANBUL VAR’
Kardeşlerim bakın önümüzde Kanal İstanbul var, bunlar rahatsız oluyor, 42 kilometrelik bir kanalla Karadeniz’i Marmara’ya bağlıyoruz, olmaz diyorlar, siz olmaz diyeceksiniz biz yapacağız. Bunların hayallerinin ulaşamadığı yere bizim icratımız ulaştı, ulaşacak, hiç endişeniz olmasın. Kardeşlerim İstanbul-Ankara arasına 1-2 ay içerisinde YHT çalışır hale gelecek, Ankara-Konya bitti, Konya-Eskişehir bitti, çalışıyor yüksek hızlı tren. İstanbul-İzmir otoyolu yapılıyor. İnşallah 15 Mart gibi bu İzmit geçisinde muhteşem bir asma köprü yapılıyor, dünyadaki ilkler arasında. Biz bunların akıllarının muhafalasının almadığı şeyleri gerçekleştiriyoruz. Biz dünyada ne yapılıyorsa onun daha ilerisini yapmanın gayreti içerisindeyiz. İstanbul dünya şehirlerinin timsalinde bir şehir, 80 vilayetinin İstanbul’u örnek aldıklarını unutmayacağız. Kardeşlerim 30 Mart bu sorumluluğun tecelli edeceği tarihtir, İstanbul’un bir kez daha barışı, kardeşliği, dayanışmayı haykıracağı tarihtir, 30 Mart İstanbul’dan tüm dünyaya gücümüzü, ecdadımızı göstereceğimiz tarihtir. Bu seçim 11 yılın en önemli seçim, bir anlık ihmale bile tahammülümüz yok, 2 ay içinde bütün İstanbul’u kapı kapı dolaşmaya hazır mıyız, bütün İstanbul’la yüzeyüz görüşmeye hazır mıyız, bizim seçim stratejimiz her seçimde gönülden gönüle ilişki kurmak üzerinedir. Hepsinden daha çok gönlümüzü, kalbimiz ortaya koyacağız. Yaptıklarımız bu seçimde de bizi anlatan eserlerimiz olacak, bizim eserlerimiz var, projemiz var, muhalefetin anlatacak hiçbir hedefi, projesi yok. Eğitimde, sağlıkta, adalette, emniyette anlatacaklarımız var.
‘BU SLOGANI ASLA UNUTMAYIN!’
“Yolsuzlukla ilgili anlatacaklarımız var, kardeşlerim bizi eserlerimiz anlatıyor, anlatacak ama yetinmeyeceğiz . İstanbul’u dostları kadar hasımları da yakında izliyor. Yurtdışına çıktığımda bana ne diyor devlet adamları, 10 yıl önce İstanbul’a gelmiştim başkaydı, şimdi bambaşka, bu şehriniz bizi büyülüyor, eşime sözüm var onunla geleceğim. İşte İstanbul böyle bir şehir. Gezi olayları sırasında unutmayın Kadıköy’de eylem yapanlar, polisle çatışanlar o gün duvara bir slogan yazdılar, bunu asla unutmayın sevgili kardeşlerim. Neydi o slogan, bu çok önemli: “Zulüm 1453’te başladı” Kardeşlerim CHP zihniyeti budur, Kontstaneniye’yi İstanbul yapan ecdadlarına bunu reva görenlerin bu şehre verebileceği hiçbir şey yoktur. Evet İstanbul’un Kadıköy’ün duvarlarına bunu yazdılar, bunlar hiçbir zaman Fatih’i ve onun ordusunu benimseyemediler, çünkü bir karanlık çağın kapanmasını hazmedemiler, çünkü bunlar karanlık odakların takımıdır, aydınlık biziz, aydınlığı egemen kılacak biziz. Ben bunun üzerinden durmayacağım.
“HALKBANK HEDEF ALINDI”
Gezi olaylarında da, 17 Aralık operasyonlarında da bir şeylerin hesabı görülmek istendi. Benim ülkemin masum vatandaşlarını, gençlerini, emniyetteki memurları kullanmak istediler, Gezi olayları ile 17 Aralık’la benzerlikler var. Gezi olaylarında Taksim platformu, Kanal İstanbul’a, 3. köprüye karşı çıktılar, Başbakan yardımcımın önüne koydular, bunlar hepsine karşı çıktılar ama utanmadan sıkılmadan bunları kullandılar. 17 Aralık’ta da bunların yüklenici firmalarının üzerine gidildi. Taşeronlar farklı olabilir ama bunları yönlendiren patronlar, istikamet verenler hep aynı. Maalesef Türkiye içindeki saf-masum insanları kullanarak, hainleri kullanarak bunu yapıyorlar. Biz bunlar var derken inanmıyorlardı. Onlara soruyorum Gezi olaylarında, 17 Aralık darbe girişimlerinden neden milli çıkarlarımız, milli projelerimiz hedef alındı. 17 Aralık’ın hedef aldığı tüm projeleri, Türkiye’nin milli projeleridir. MİT, bizim bankamız Halkbank, enerji politikamız, hükümetimiz ve milli irade hedef alındı, bu milli değildir. Bakınız Halk Bankası’nın biz göreve geldiğimizde ederi 500 milyon dolar, 2013 Mayıs değeri 25 milyar TL. Ve aradaki fark nereden nereye çıktı. 1’e 25 artış sözkonusu. 17 Aralık sonrası değer 16 milyara düştü. Bunun sorumlusu kim, işte bu kampanyayı başlatanlar. Çünkü onlar milli bankamızın güçlenmesinden yana değillerdi. Ziraat Bankası daha önce, Vakıfbank aynı şekilde görev hanesine zarar yazıyordu, şimdi yazmıyor.
“MİT’ÇİLERİ YERE YATIRDILAR KELEPÇELEDİLER”
“MİT, bir ülkenin en önemli kuruluşu. İstihbarat örgütü olmayan bir devlet düşünülemez, olursa muhtarlık olur. Bizim MİT’i tehdit eden zihniyet hangi zihniyet, ana muhalefet partisi CHP. Kardeşlerim bakıyorsunuz paralel devlet, bir kısım yargısıyla, güvenlik gücünün bir kısmıyla bağlantı kuruyor, bunun neticesinde milli istihbarat teşkilatımızın araçlarına el koymaya çalıştılar, polisler engel oldu. Benim bilgi olmadan hiçbir savcı yapamaz, MİT kanunun 26. maddesi böyledir, benden izin alacaklar. Baktırmadılar ama. İkincisinde bu defa polisle bu işi yapamıyoruz, hemen jandarmadaki ayaklarıyla bu işi yapmaya kalkıştılar. Yaklaşık 200-250 kişiyle gittiler bu araçlara ve MİT elemanlarını yere yatırdılar, ellerini kelepçelidiler, bunları arasına üsteğmen, yüzbaşı da var. Ya dediler, biz MİT elemanıyız, aynı zamanda askeriz, tabi tüm hazırlıklarıyla geldiler ve o sandıklarda ne var onu göreceklerdi.
“MİT’İ BÖYLE TAKDİM ETMEK SENİN HADDİNE Mİ?”
Ve CHP’nin genel müdürü çıktı MİT silah kaçakçılığı yapıyor dedi. Biz Başbakanlık olarak bu genel müdürle ilgili olarak gereği neyse yapacağız. Bu ihanetten başka bir şekilde izah edilemez. Çünkü bu ülkenin MİT’ini böyle takdim etmek senin haddine mi, sen önce siyaseti öğren. Sen hala SGK’da yaptığın yolsuzluklarla devam ediyorsun, Rahşan affı ile kurtuldun, kasetle geldin. Seni millet iyi tanıyor.
Başta TÜSİAD olmak üzere, bazı siyasi partiler bunu yapıyor. Artık bu yapılar yolsuzluk derler paralel yapının üzerini örtmeye çalışıyorlar, tek söz etmezler bunlarla ilgili. Ananası göstermiyorlar.
“BENİM VERDİĞİM DOĞAL ANANAS, SİZİNKİ İHALE”
Gazetelerinde benim eşime ananas verdiğimi görüntüyorlar, bunu yapmışsam bu doğal ananastır, ama sizin ananasınız ihaledir ihale. Hala şantajlarla tehdit ediyorsunuz, elinizde ne varsa açıklayın, açıklamıyorsanız namertsiniz, açıklamıyorsanız namertsiniz.
“TAYYİP ERDOĞAN’LA İLGİLİ BİR ŞEY VARSA AÇIKLAYIN”
Eğer Tayyip Erdoğan ile ilgili bir şey varsa açıklayın, abdestimden şüphem yok namazımdan da şüphem yok, açıklayın. Bu örgüte gönül vermiş kardeşlerime sesleniyorum, tabanda tertemiz olan kardeşlerime sesleniyorum, artık bu oyunu görmeniz lazım. Devlet dairelerinde himmet adı altında onları yanlış yöne saptıranlara artık tavır zamanı gelmiştir diyorum.
‘KULA KULLUK YOK’
Diyorum ki kula kulluk yok, sadece Allah’a kulluk var. Böyle uydurma, safsata, işte hani, ne yanıldılar, biz de yanılmışız, sevgililer sevgilisi peygamberimizi olimpiyatlarda, Atatürk stadında gösterecek kadar anlatımda bulunanları izledik, yaşadık. Bu oyunu 30 Mart’ta inanıyorum ki o samimi kardeşlerim bozacaklar ama anlatın, siz de anlatın. Çünkü biz ubudiyet anlayışımızla kula kul olmayız, sadece Allah’a kul oluruz. Ve bir genel başkan olarak arkadaşlarımla hep bunu istişare, müzakere ederek hep bunun adımlarını attık. Varsa bize yapılanlar iftiradır. Biz hep meydanlarda şunu söyledik. Yarın öleceğiz, 2.5 m3’lük bir çukura bizi koyacaklar, Cumhurbaşkanı, Başbakan, milletvekili, trilyarder olsan ne yazar seni de oraya koyacaklar. Kardeşlerim, şunu unutmayın Hocaefendi oraya geldiği zaman Cumhurbaşkanı niyetine demiyor, Başbakan niyetine demiyor, er kişi niyetine, hatun kişi niyetine diyor. Sizinle gelen bir şey var mı? Var var, bu dünyadaki hayırlar, şerler sizle gelecek. O yüzden Baki’nin dediği gibi “Baki kalan bu kubbede bir hoş sada imiş” diyeceğiz. Bizim bu hareketimizin temelinde her türlü yolsuzluk, hırsızlık kötüdür. 3Y ile mücadele dedik öyle çıktık, en büyük yolsuzluk, hırsızlık milli irade yolsuzluğu, hırsızlığıdır. Bunu çalmaya gayret eden asıl hırsızdır, asıl yolsuzdur. Kardeşlerim gibi darbe dönemlerinde bakın, 27 Mayıs’a, 12 Mart’a, 12 Eylül’e, 28 Şubat’a bakın, en büyük yolsuzluklar bu dönemlerde, adalet olmadan yapılmıştır. Başta CHP olmak üzere bu dönemlerde, sonralarında hırsızlığı iş haline getirmişlerdir. Bundan sonra karşılarında biz varız, milli iradeyi çalamayacaklar, hazineye dokunamayacaklar. AK Parti Milli iradeyi korumuştur, koruyacaktır. Diyorum ki eğer yolsuzlukların iktidarı olsaydı bu iktidar 230 milyar dolardan 800 milyar doların üstüne çıktı bu milli gelir. Paramız değerlendi; 100 liranın 35 lirası borçlu hale geldi. 100 liraya devlet 63 lira faiz ödüyordu, şimdi devletin borçlanma faizi 7-8’e düştü. Enflasyon yüzde 30’tu, tek haneli rakamlara düştü. Daha da iyi olacak, ihracatımız 32 milyar dolardı, şimdi 152 milyar dolar oldu. Bakınız geçenlerde bir ihale yapıldı, Zeytinburnu’nda Emlak Gayrimenkul Yatırım şirketimiz 5 kadar konsorsiyum katıldı ve 1.5 katrilyona orası alım buldu ve satıldı. Piyasalar şaşırdı, bu nasıl böyle gitti diye, hamdolsun gayet iyi bir noktadayız. Çünkü bu iktidara güven var, biz diyoruz sözde kararda milletindir.
SARIGÜL İLE İLGİLİ İDDİALAR
Malum örgüt ve yol arkadaşları yolsuzluk iddiaları üzerinde bize saldırıyorlar. İstanbul adayınızın dosyasını açıklayın, yoksa ben açıklayacağım dedim. Ben CHP genel müdürü gibi sahte belgelerle konuşmuyorum. Elimde CHP’nin Şişli Belediyesi’ne ait araştırma komisyonunun raporu var. Altında da kendi elemanlarının imzaları var. Mehmet Ali Özpolat, İsmet Atalay, Sırrı Özbek çalışmayı yapmış. Bu çalışma neticesinde 57 sayfalık raporda CHP adayıyla ilgili iddialar tüm belgeleriyle ortaya konuyor.
İkincisi yapı ruhsatı. Üzerinde çok sayıda yolsuzluk ve usülsüz oynama yapılmıştır. Yüzlerce milyon lira usülsüzlük yapılmış. Bu belgeler orijinal. Ben belediyecilikten geliyorum. Bunların hangi fırıldağı çevirdiğini çok iyi biliyorum. Aldıkları parayı da borç olarak aldığını söylüyorlar.
Kaçak inşaat yapımına sürekli olarak göz yummuş. Bunların hepsi bu dosyada var. İnşaat mafyasıyla işbirliği yapmışlar. Yıllar önce İSKİ belediyesinde yapılan yolsuzluk partimize yönelik en büyük eleştiri olmuştur. Ben demiyorum, bu raporda imza atanlar diyor. Bu olayların yani Şişli Belediyesi’ndeki yolsuzluk olaylarının faturası ağır olacaktır diyor bu komisyon raporunda.
Bu komisyonun raporunun ardından Şişli Belediye Başkanı CHP’den ihraç ediliyor. CHP’nin genel müdürü de adayının dosyasıyla poz veriyordu. Kılıçdaroğlu’nun yolsuzluk dosyası diyor. ben demiyorum, Kılıçdaroğlu’nun kendisi diyor. Ne oldu da adayın yapıyorsun. Hani sen temizdin? İhraç ettiğiniz bu kişiyi neden şimdi aday gösteriyorsun.
TMSF için bu komplo diyor. Geç onu. Şişli Belediye Başkanı ve arkadaşları Bank Ekspress’ten kredi alıyorlar. Usulsüzlük diz boyu. TMSF’ye şu geçtiğimiz Kasım ayında bankanın eski sahibi bir belge ulaştırıyor. İki aylık bir olay. Gelen bu yeni belge ile birlikte TMSF de el koyuyor. Bu yeni belgeyi veren biz değiliz. El koyma o yeni belgeden sonra gerçekleşiyor. O belgenin neden şimdi geldiğini de taraflar açıklasın. Rakibimizle illegal yollardan değil hukuk yoluyla mücadelemizi yapıyorlar. Bize yolsuzluk iftirası atanlar hırsız görmek istiyorlarsa aynaya baksınlar.
‘BEN BİLE BİLMİYORDUM EŞİMİN BU KADAR ZENGİN OLDUĞUNU’
Eşimi baya zenginleştirdiler. Ben bile bilmiyordum eşimin bu kadar zengin olduğunu. Benim eşim hastane sahibi olmuş benim eşim marka pastane eşi olmuş.
Nerenin açılışına katıldıysak sahibi olmuşuz. Varsa elinizde ciddi bir delil çıkın açıklayın, bunları kimse artık yutmuyor.
Elinize dilinize dursun ya. Yolsuzluğu bulunan birini aday açıklıyor neden? Açıklasın? Açıklayamıyor?
Yolsuzluktan atılan birini aday yapmak aklıselim işi değildir.
‘OĞLUMA, DAMADIMA YAKIŞTIRILMAK İSTENENLERİN HEPSİ İFTİRA’
Eğer bir tehdit, şantaj varsa bunu bilelim. Eğer kendi kendileri bu ittifakları yapıyorlarsa CHP seçmenine yazık ediyorlar.
Oğlum Bilal’e, damadıma yakıştırılmak istenen yafta bunların hepsi birer iftiradır. Ne damadım, ne evladım asla rüşvete bulaşmamışlardır, haramda elleri gözleri yoktur. Benim evlatlarımın hepsi vakıf noktasında hizmetleri vardır, gençliğe hizmetleri vardır.
Bugüne kadar bu ülkede birçok vakıflara verilmiş olan yardımları nereye koyacaksınız. O vakıfların yönetimlerini nereye koyacaksınız?
Bunlar meşru oluyor da bu noktada muhafazakar değerlere sahip olanların attığı adımlar gayri meşru mu oluyor?
Her şey yasalar, kuralı içerisinde, yardımseverlerin yardımıyla yürüyen bir yolculuktur. CHP seçmeni bu tür isimleri hak etmiyor.
“YARGI BAĞIMSIZ OLMALI DİYORLAR, YA TARAFSIZLIK?”
Günlerdir yargıya müdahale edildiğini söylüyorlar, böyle bir yargı bağımsız mı, hep bağımsız diyorlar, tarafsızlık ne olacak? Yargı içinde bir örgüt kuruluyor, bu örgütün içinden gelen emirlerle bir şeyler yapılıyor, çıkıyor bir savcı Adalet Bakanlığı’nın önünde bildiri dağıtıyor. Böyle bir şey olabilir mi? Sonra Avrupa’dan şuradan buradan kendilerine destek alıyorlar. Biz halkımızdan aldığımız emirle hareket ediyoruz. Bize emirleri sadece halkımız verir, yerel seçimlerde 5 yılda bir, genel seçimlerde 4 yılda bir halkımızın karşısına çıkarız, karar veririz. Bugün bize yapılan yarın dönüp size yapılacak, kasetlerle partiler dizayn ediliyor, gazeteciler içeride, iş dünyası tehdit ve şantajlarla baskı altına alınıyor. Devletin içine sızmaya çalışan örgütün, nerelere gidebildiği ortaya çıkacak, biz bu örgütle, bu örgütü maşa gibi kullananlarla da mücadele edeceğiz. Hak sahiplerine sesleniyorum, durmayın siz de bu mahfillere dava açınız. Bu yürüyüş büyük Türkiye’nin yürüyüşüdür, bu yürüyüş kutlu bir yürüyüştür. İstanbul bu yürüyüşte kutup yıldızı olmaya devam edecektir. İnşallah Haliç geçisi açılıyor, Taksim-Yenikapı, 4.Levent, Ayazağa oradan gelen raylı sistem, inşallah 15 Şubat’ta açılışını gerçekleştireceğiz. Hey gidi CHP sizin hayalinizde var mı bunlar be! 30 Mart seçimlerinde İstanbullu bunu da görecek. İstanbul’un 30 Mart’ta vereceği karar tüm dünyada yankılanacak.
“30 MART’TA HEP BİRLİKTE İSTANBUL OLACAĞIZ”
Temayül yoklamaları yaptık, kamuoyu araştırmaları yaptık, kanaat önderleri ile görüştük, adaylarımızı belirledik. Bunlar içerisinde bazılarının gönüllerine, kafalarına uymayan adaylar olacak, bu mümkün. Türkiye genelinde 6145 aday adayından 1300 küsür aday belirledik. Şimdi İstanbulumuzda 39 ilçe adayını yüzlerce aday içerisinden seçtik. Şimdi belirlenmiş adaylar üzerinde hep birlikte ittifak edeceğiz, 30 Mart’ta hep birlikte İstanbul olacağız. Ve ben sizlerle şarkımızı söyleyip yerinize ineceğim, adayları tanıtacağız.”
Bak S.S.Kemal çakma dosya değil, paralel hazırlanmış dosya hiç değil, halis munis süzme, organik dosya haaa! Hem de CHP’e nin mutfağında hazırlanmış pis kokulu mu pis kokulu bir dosya, enfes yemede yanında yat, yan yattı çamura battı geminin dosyası vatandaş, gel sende geeeel! Tabi yüz olmadığı için çıkıp hala konuşacağından kimsenin şüphesi olmasın. Hükümeti yolsuzlukla suçlama girişiminde bulunan paralel yapının kime, nasıl destek verdiğini görüyorsunuz değil mi? Hani üstünü başını yırtarak Nefret Bedduaları yapanlar var ya, işte bu yolsuzluk çukuruna gömülmüşlerin ittifak ortaklarının ta kendileridir. Hadi bir Nefret Bedduası da ittifak halinde olduğun cenabete yapsana, hadi, nerdesin?