MEDYAGÜNDEM- Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Danimarka ve Hollanda’yı kapsayan resmi gezisinde gazete yöneticilerinin de sorularına yanıt verdi.
Erdoğan’a Hasan Cemal’in Milliyet’ten ayrılması da soruldu. Erdoğan Hasan Cemal’in yazılarına son verilmesini kendisinin istediği iddiasına “Bu ifade beni rencide etti” diyerek karşılık verdi.
Demirören’e en ufak tavsiyesinin olmadığını açıklayan Erdoğan’ın sözleri şöyle:
(…)
İmralı tutanaklarını yayımlayan Milliyet ve Hasan Cemal’in yazılarına son vermesiyle ilgili ‘baskı’ yorumları yapıldı.
Arkadaşlar dedikodular bazı köşelerde de yer alıyor. Bizim Demirören ailesine, Başbakan olarak, baskı kurduğumuz söyleniyor.
Bu iki gazetenin alımında da Erdoğan Bey ve oğluna en ufak bir tavsiyem olmadı. İşadamları olarak ister alırlar ister almazlar.
Aydın Bey ile aralarındaki hukuklarını bilirim. Hatta bu nedenle satın aldıklarında ‘muvazaa mı var’ diyenler oldu.
Satın aldıktan sonra Erdoğan Bey bana ‘Kimi tavsiye edersin’ diye sordu. O zaman Kanal 24’teyken Akif Bey’i (Beki) tavsiye ettim.
Onlar anlaşamadılar. ‘Şunu al, bunu al’ demedim. Derya Bey atanırken de benim haberim olmadı. Derya Bey kendisi bir yolculukta geldi, sordu. ‘Eleştiriler ufkumuzu açar ama hakaret ettirmeyin’ dedim.
Şimdi Hasan Cemal’in yazılarına son verilmesini benim istediğime dair ifade beni rencide etmiştir.
Geçenlerde bir olay yaşadık. Ona kırıldım. Tutanak olayında dedim ki ‘Terörle mücadelede her türlü desteği vermeye hazırım’ deyip, bu haberi yayınlamak izah edilemez.
IRA sürecinde medya bu tür şeyleri yayınlamama konusunda ortak karar almıştı. Hatırlattım. Hasan Cemal olayının benimle uzaktan yakından ilgisi yok. Geçmişte Uğur Dündar, Emin Çölaşan gibi isimler de gazetelerinden ayrılırken benzer dedikodular çıkarılmıştı. Orada da benim bir dahlim söz konusu olmamıştır.
Kaldı ki gazetesi de ‘Hasan Cemal istediği zaman köşesinde yazabilir’ diye duyurdu.”
– Bülent Arınç, Milliyet’in o metinleri yayınlamasının “gazetecilik başarısı” olduğunu söyledi…
Bülent Bey böyle bir şey söyledi ise yanlış yapmıştır. O süreçte metinler başka gazetelere de servis yapılmak istendi. Kabul etmediler…
(…)