Başbakan Ahmet Davutoğlu TGRT Haber canlı yayınında Gülen örgütüne dair çok önemli açıklamalar yaptı. Davutoğlu Gülen cemaatinin cemaat vasfını artık yitirip, kriminalleştiğini açıkladı. Başbakan Davutoğlu özellikle de MGK’da hiçbir cemaat faaliyetinin görüşülmediğini belirterek, paralel yapının son dönemdeki manipülasyonuna da son noktayı koydu. İşte Davutoğlu’nun Gülen cemaatiyle ilgili açıklamaları:
PARALEL YAPI CEMAAT DEĞİLDİR
Bir kere bazı kavramların ne kadar yozlaştırıldığı, ne kadar anlam kayması olduğu bu Cemaat kavramında son zamanlarda yaşananlardan dolayı nasıl değiştiğini gördük. Cemaat gönül beraberliğidir, şu cemaat olur, bu cemaat olur eğer bu muhabbet gönül birliğine dayanıyorsa yasaklarla kaldırılacak şeyler değil bunlar. Cemaatler kanunla, yasayla bir araya gelmezki bunlarla tekrar kaldırılsın. Herhangi bir cemaate devletin tavır alması demek sosyolojiye tavır alması demektir. Ama Paralel Yapı bir cemaat mi derseniz? Cemaat değil. Hiç bir gerçek cemaat yapısı AK Parti iktidarlarında kendini zor durumda gördü mü? 28 Şubat’ın bunaltıcı tavrından bu ülkeyi kim çıkardı? Burada oyun başka bir oyun, 28 Şubat’ta herkes maske taktı, herkes birşeyler söyledi. Bu maskeleri kaldıran AK Parti iktidarlarıdır, ‘Oğlunuz Kuran’ı Kerim kursuna gidiyor mu?’ diye soruyorlardı herkese. O vasıfla zorlukla karşılaşmayanlar şimdi neden karşılaşıyor? Çünkü, cemaat diye gösterip kendini farklı faaliyetlerde bulunanlardı.
PARALEL YAPI DİYORUZ ÇÜNKÜ CEMAAT VASFINI YİTİRDİ BUNLAR
Ankara’da bürokrasiyi örgütleyerek millet adına otorite kullanmaya kalktılar. O zaman, ‘Sen cemaat değilsin artık’ deriz. Bunlara cemaat adı vermek, cemaat adına ihanettir. Paralel Yapı diyoruz bunlara çünkü cemaat vasfını kaybetti bunlar. Birisi eğer bu devleti örgütlenmek suretiyle ele geçirmek isterse, bu 60’lı yıllardaki cunta faaliyeti şeklinde olsun, başka şekilde olsun bir şekilde devletin içinde Paralel bir örgütlenmeyle devlet iradesine ipotek koymaktır. Şimdi buna cemaat faaliyeti denir mi? Cemaat vasfını yitirmemiş olsalardı geçmişte ne iseler aynı şekilde yürürlerdi. Siz kendi yakınlarınızı devletin belli kademelerine getirmek için sınavlara müdahele edeceksiniz sonrada ben hayır işi gönül işi yapıyorum diyeceksiniz. Buradan kesinlikle hayırlı bir niyetle destek veren vatandaşlarımızı tenzih ederiz, onlar Türkçe’yi yayan, bayrağı temsil eden faaliyete destek veriyoruz dediler.
KRİMİNAL BİR YAPI OLUŞTU
Ama öyle bir kriminal yapı oluştu ki, Cumhuırbaşkanımızın odasına böcek yerleştireceksiniz, benim ofisimden gizli toplantıları deşifre edeceksiniz sonra da ‘Biz yapmadık’ diyeceksiniz. Fakat neden sahip çıktınız? O tapeleri yayarak ne yapmaya çalıştınız. İyi niyetlilere soruyorum, bu şimdi cemaat faaliyeti midir? Bu yapı, böyle yakalanınca bu sefer diğer cemaatleri de kendi kategorileri içinde göstermek için aslında hakarette bulunuyorlar. Hayır onlar sizin gibi değil, başka hiç bi cemaat böyle bir eylem içine girmedi. Emniyet içinde örgütlenerek, yargı içinde örgütlenerek ‘Bir tek benim elemanlarım buraya girer’ demedi.
MGK’DA HİÇBİR CEMAAT KONUŞULMAMIŞTIR
İnsanların namahremlerine girmedi, kime yapılırsa yapılsın bu bizim için suçtur. Bu yapılar, cemaatler neden bunu üstüne alınsın ki? MGK’da hiç bir cemaat konuşulmamıştır, hiç bir cemaate karşı da tedbir görüşülmemiştir. Hiç bir cemaat, hiç bir sivil toplum örgütü baskı altına alınmayacaktır ama kim olursa olsun halktan meşruiyetini almadan devlet üzerinde ipotek koymaya kalkarsa karşı konulacaktır. Muhalefet yapacak olan buyursun çıksın er meydanına. ‘Siyasetten uzağım’ diyecekseniz uzak durun o halde. Ben akademisyen kimliğimdeyken siyasetten uzaktım mesela. Cemaatin o pak, güzel ismini kimsenin yozlaştırmaması lazım. Cemaatlerimizin de hiç bir şekilde tedirgin olmaması lazım, tekrar söylüyorum hiç bir sivil toplum faaliyeti, demokratik bir toplumda tehdit altında değildir. Taki sivil toplumun sınırlarını aşarak kamu tekelini kullanmaya kalkmasın.