Ahmet Davutoğlu, konuşmasına Türkiye tarihine dayanan efsane sözlerle selam göndererek başladı.
Davutoğlu’nun konuşmalarının satır başları;
“Gazi Mustafa Kemal’e selam olsun. Tüm şühedaya selam olsun. Ve mekana selam olsun. AK Parti’yi kuran lider ve halk tarafından seçilmiş cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a selam olsun. Tüm AK Parti teşkilatımıza selam olsun. Cumhurbaşkanımıza destek veren tüm kardeşlerimize selam olsun.
AK PARTİ MİLLETİN TA KENDİSİDİR
Aslında sadece şu anlık şunu anlatmak istedim, AK Parti dönemsel bir parti değildir. AK Parti, milletin ta kendisidir. Sayın Cumhurbaşkanım, değerli dava arkadaşlarım, sayın Cumhurbaşkanımızın az önce dediği gibi bu bir veda değil. AK Parti bizim için şeref meselesidir.
Sayın Cumhurbaşkanımız, biz size bütün millet adına teşekkür borçluyuz.Yeni bir Türkiye’nin yeni bir yürüyüşün arefesindeyiz.”
Davutoğlu’nun konuşmasından satırbaşları;
-AK Parti hareketini hedefe ulaştırmak için her türlü fedakarlığı yapacağız.
-Yeni Türkiye yürüyüşünün arefesindeyiz. 12 yıllık birikimi en iyi şekilde değerlendirmeye kararlıyız.
-Bu kadrolar Cumhurbaşkanımızla birlikte bu yolda yürüyecektir. AK Parti’ye hiçbir fitne sokamayacaklar.
-Son 12 yılda her alanda büyük başarılar elde ettik. Bunun neden milletin öz güvenini kazanmış olmamızdır.
-Davos’ta özgüvenimizin bir timsali olarak, o gün İstanbul’da yaptığı konuşmada bunun işaretini verdi.
-İşte bir milletin ayağa kalkmasının simgesi bu konuşmadır. Hiç kimse bu yürüyüşe dur diyemecek.
-Biz yeni bir Türkiye rüyası görüyoruz. Bu rüyayı göremeyenler utansın.
-Yeni Türkiye’nin ikinci önemli alanı çözüm sürecidir.
-Bizim iktidar olduğumuz Türkiye’de bir daha kimse ötekileştirilmeyecek. Eşit vatandaşlık hukuku daima öncelikli konumuz olacaktır.
-Alevi ve Sunni kardeşlerimiz eşit olarak bu toprağın asli unsurlarıdır. Onların inanç ve fikir özgürlüğü bize emanet edilmiş bir görevdir.
-Gayrimüslim vatandaşlarımızın da eşit vatandaşlık haklarını koruyacağız.
-İnsan onuru insanın eşrefi mahlukat olma özelliğinden gelir. Bu onuru koruyacağız.
-Türkiye’de düşünce ifade, girişim özgürlüğü AK Parti teminatı altındadır.
ÖZGÜRLÜKLERİN ÖNÜNÜ AÇTIK
-Türkiye gerçek demokratikleşme hamlelerini birkaç yıl içinde gerçekleştirdi.
-Anadilede eğitim ve siyasi propoganda son yıllarda verildi. Hepsi de sayın cumhurbaşkanımız zamanında gerçekleşti.
-Baş örütüsüne özgürlük son yıllarda gerçekleşebildi.
-Sandığı namusu gibi gören milletin emanetine sahip çıkacağız, millet iradesinin hafife alınmasın izin vermeyeceğiz.
-AK Parti iktidarının en büyük devrimi millet iradesidir.
-AK Parti iktidarına kadar, hükümetlere yol, baraj yapın denildi. İstihbarata, dış politikaya girmeyin denildi. Devlet ve hükümeti ayıranların dönemi bitti.
-Yeni Türkiye’de devlet de hükümet de milletin emrindedir.
YENİ ANAYASA İÇİN ÇOĞUNLUĞU SAĞLAMALIYIZ
-Bu demokratikleşme hamlesinin ileri atılımı için yeni bir anayasaya ihtiyaç var.
-Yeni anayasa Türkiye’nin önünü açacaktır. İnşallah 2015 seçimlerinde anayasayı değiştirecek çoğunluğa sahip olabilmek için çalışacağız. Bu bizim için bir teminattır.
-Millet iradesine dayanan makamlar arasında hiçbir zaman ihtilaf çıkmaz. Boşa heveslenmesinler.
-Seçilmiş bir Cumhurbaşkanı ve seçilmiş bir başbakan yeni Türkiye’nin inşası için omuz omuza çalışacağız.
PARALEL YAPIYLA MÜCADELE SÜRECEK
-Paralel devlet yapısı fetret isteyen bir yapıdır.
-Buradan sayın cumhurbaşkanımız önünde söylüyorum. Kim olursa olsun bir daha devlet otoritesinin parçalanmasına izin vermeyeceğiz.
-Milletin seçtiği siyasi otoriteyi birisi kullanmak istiyorsa bürokrasi ve emniyet kılıfından çıkacak bizim gibi siyaset yapacak.
-Bundan böyle devleti ele geçirmek isteyen kim olursa olsun, ister paralel ister cunta, millet iradesinin önüne geçemeyeceksiniz.
-Bürokrasiyi ele geçirerek milletin seçtiği otoriteye şantaj yapmak açıkça ihanettir.
O ELİ KIRARIZ
Bizim için siyaset erdem ve ahlak taşır. Musalla taşına kadar sürecek olan bir birlikteliğin adıdır AK Parti. Biz bir vefa ve sadakat hareketiyiz. Milletin ve tüyü bitmemiş yetimin hakkına uzanacak eli, kardeşimiz de olsa kırarız. Adaletin olmadığı devletin yaşaması mümkün değil.
YARGI VİCDANINI KAYBETMİŞSE…
12 Eylül yargısını hatırlayın. Eğer yargı vizdanını kaybetmişse, eğer yargı adalet dairesinin dışına çıkmışsa ülke için yanlış yolların önünü açar.
İş adamları, sanatçılar, bakanlar dinlendi. Hedef bu geçmişte yaşadıklarımız darbe benzeri yargıdan yeniden kurmaktı.
HSYK SEÇİMLERİ
HSYK seçimi mesleki bir eçimdir. Sanki cumhurbaşkanlığı seçiminden daha önemli gibi yansıtıyorlar. hiç bir güç milletin iradesini açamaz. 12 Ekim HSYK seçimlerine olması gerekenden fazla bir önem aknedilmemelidir. Yargının bağımsızlığı bizim için esastır.
“O DÖNEMİN BAŞBAKANI” DİYEBİLİYORSA..
Sadece yasmaya ve yürümeye olan bağımsızlığı değildir. Bir yargı mensubu “O dönemin Başbakanı” yazabiliyorsa 27 Mayıs yargısıdır. Ama 27 Mayıs yargısını Türkiye’de bir daha hiç kimse göremeyecektir. Milli iradenin üzerine hiç bir vesayetin olmadığı yeni bir Türkiye inşaa edeceğiz.