TBMM’de partisinin grup konuşmasında Gezi Parkı olaylarını değerlendiren Erdoğan, gençlere seçilme yaşı için 18 yaş müjdesi verirken, olaylarda cami müezzinin tehdit edildiğine dair ellerinde kayıtlar olduğunu açıkladı. Olaylarla ilgili CHP’yi suçlayan Erdoğan, Kılıçdaroğlu’na da istifa çağrısı yaptı.
İşte Başbakan Erdoğan’ın konuşmalarından satır başları:
(…)
-Değişik şehirlerimizde farklı katmanlarda bir kısım gösterilere sahne oldu. Amaç değiştirerek ilk çıktığı andan çok farklı bir noktaya ulaştı. Bir kaç daha tekrarladığım bir hususu yinelemek istiyorum. Sandıktan zaferle çıktığımızda kendimizi mağrurların değil kaybetmişlerin yerine koyduk. 2009 mahalli seçimlerde olduğu gibi sandıktan çıkan sonuçları en küçük noktaya kadar analiz ettik. Bize oy vermeyen kesimleri de anlamaya çalıştık. Terör meselesine de böyle bir hassasiyetle yaklaştık. Farklı inanç gruplara da böyle bir hassasiyetle yaklaştık. Biz devlet büyüğü olarak can, mal, akıl, nesil, inanç güvenliğini sağlamak zorundayız. Cumhuriyet Mitinglerini bile özünü, gayesini bildiğimiz halde, acaba göremediğimiz bir nokta var mı diye tümüyle inceledik. Yüzde 50’nin oyuyla gelmiş olsak da kendimi her zaman yüzde 100’ün partisi olarak gördük. Yola çıkarken her türlü milliyetçiliği ayaklarımızın altına aldığımızı söyledik. Asla ayrımcılık yapmadık, Dousundan batısına, güneyinden kuzeyine ne isteniyorsa yapmaya gayret ettik. Bunu da büyük ölçüde başardığımıza inanıyoruz. 11 yıl önce Hakkari, Şırnak, Ağrı, Muş, Iğdır’a havaalanı yapılacak dense kim inanırdı. Bakın bunların hepsi hayata geçti. Bu bir ayrımcılığın içinde olmadığının göstergesi. Millet kavramı bizim konuşmalarımızda en fazla zikrettiğimiz kavramdı. Kardeşlik kavramı da tüm konuşmalarımızın odak kavramıdır. Her zaman üzerinde dikkatle durduğumuz kavramlardı. Ötekeleştiren, farklılaştıran çizgiyi hiçbir zaman kabul etmedik. Hep kucaklaşmadan, helalleşmeden yana olduk. Farklı etnik kökenlerin birbirine saygı göstermesine, komşu ülkelerin dayanışmasından, medeniyetler ittifakına kadar her alanda birleştiric rol üstlendik.
OLAYLARI HER YÖNÜYLE İNCELİYORUZ
Son günlerde yaşananları her noktasına kadar analiz ediyoruz. Bu olayların arkasında kimler var, bunları da ataştırıyoruz. Bugüne kadar nasıl demokratik talepleri dinlediysek bundan sonra da dinleyeceğiz.
DAYATMA YAPMADIK, DAYATMALARA DA BOYUN EĞMEYİZ
Tüm olanlara baktığımız da, ne istedikleri belli mi? Siz anlayabildiniz mi? Sapla samanı karıştırmalarına kusura bakmasınlar izin vermeyeceğiz. 11 yıldır farklı tertiplerle nasıl baş ettiysek, bundan sonra da dik duracak, milletin hassasiyetini aynı kararlılıkla korumaya devam edeceğiz. Ne kimseye datyatma yaparız ne de dayatılmasına da boyun eğeriz.
OLAYLARI SAPTIRAN SİYASİLERDİR
Son yaşanan olayları tek boyutlu olarak görmüyoruz. Taksim’deki Gezi Parkı’nın taşınmasıyla başlayan olaylar çok daha farklı yönlere sapmaya başlamıştır. Özellikle siyasi istismarın sonuçları olarak ortaya çıkmıştır. Bazı ağaçların sökülüp bir başka yere taşınmasından ibaret olan bu proje CHP’nin onayıyla başlatılmıştır. Bunlar onu da inkar ederler. Çünkü akşam başka sabah başka konuşurlar. Kaldırımın genişletilmesi için meydan parkının genişletilmesi için bazı ağaçların taşınması gerekiyordu. Bazı siyasilerin çarketmeleri oradaki itirazları büyütmüştür. Bir çevre katliamını orada olanlar bizzat icra etmişlerdir. Tüm bu kaldırım taşlarının sökülmes, çiçek saksılarının yerlerde paramparça edilmesi. ağaçların yine göstericilerce yakılması, kamu ve sivil vatandaşların araçlarının ateşe verilmesi bir çevre katliamı değil midir? Tüm bu olaylar bu süreçte yaşanmıştır. İlk andan itibaren çıkan itirazların farklı odak ve çevrelerin sürece dahil olmasıyla farklı noktalara saptırılmıştır. Çevre hassasiyetiyle başlayan olaylar arkasında 4 cansız beden bırakmıştır. 600’ü polis çok sayıda vatandaşımız yaralandı. Bina duvarlarına son derece çirkin yazılar yazılmıştır. Otobüsler, duraklar ağır şekilde harap edilmiştir. Esnafın iş yerleri yıkılmıştır.
TÜRKİYE EKONOMİSİ HEDEF ALINMIŞTIR
Türkiye ekonomisi de bu olaylarla hedef alınmıştır. Faizler yükseltilmiştir. İçeridekilerle dışarıdakilerin dayanışmasıyla olmuştur. Bütün b olanlar sistemli bir proje devreye sokulmuştur. Şiddet sarmalına dönen bu olayları demokratik bir hak arama olarak görmek mümkün değil.
Şu anda Taksim Gezi Parkı olaylarıyla dfiğer şehirlerde yaşananlarla arasına çizgi çiziliyor. Durum hiç de öyle değil. Türkiye’nin bir çok yerinde yaşanan eylemler Taksim Gezi Parkı olaylarının arkasına sığınmışlardır. Eyleme gelenlerin yüzde 90’ı Gezi Parkı nerededir bilmezler. Ben buraları çok iyi bilirim. Belediye başkanı olduğum zamanlarda da oralara yönelik neler yapacağımız hayallerle doluydu. Artık öyle yerler vardırki, ağaçlar sökülür bir başka yere taşınır, tekrar başka yere dikilir. Yeni fidanları dikersiniz. Ama sanki buna mani bir hal varmış gibi göstermek sandıkta yenilenlerin kendilerine alternatif yol arama çabasından başka bir şey değildir. Çevre eylemleri demokratik bir yönetime karşı illegal bir başkaldırıya dönüşmüştür. Bunlar yasal çerçevede mi yapılmıştır? Dolmabahçe Ofisi’ne saldıranlar Taksim Gezi Parkı’nın arkasına sığınmış, yaya kaldırımlarında bir tane taş kalmamıştır. Ankara’da yaşanan olaylar bölücübaşının fotoğrafını asmaya kadar gitmiştir.
BU SABAH TAKSİM’DE DÜZENLENEN OPERASYON
Biz şimdi bunların ayağına gidip ne olur, AKM’deki bölücü örgütlerin posterleri indirin mi diyecektik? Bunlar çatıya astırıldı? O örgüt liderlerinin posterleri nasıl asıldı? Sonra Tayyip Erdoğan sert konuştu. Eğer buna sertlik diyorsanız kusura bakmayın bu Erdoğan böyle. Gerek Valimize, emniyet teşkilatımıza operasyon nedeniyle teşekkür ettim. AKM’den tüm paçavralar indirildi. Şu anda güvenlik güçlerimiz kültür merkezine sahip çıktı. Anıttaki paçavraları gördünüz. Böyle bir tabloya yürütme olarak müsade edersek halkımız başta olmak üzere tarihimize karşı çok ciddi bir sorumluluk içerisinde oluruz. Bu hassasiyetimiz Taksim Meydanı’yla alakalı devam edecek.
EYLEMCİLER BİRİLERİ TARAFINDAN AÇIK ŞEKİLDE KULLANILIYOR
Adı üstünde burası Gezi Parkı, işgal alanı değil. Taksim Gezi Parkı bahane edilerek yapılan eylemler kaosa yönelik son derece sistemli bir oyunun parçasıdır. Türkiye ekonomisi üzerinde ağır tahribat yapılmak isteniyor. Birileri büyüyen Türkiye’yi yavaşlatmak istiyor. Nasıl kirli bir emele alet olduklarını idrak etmelerini istiyorum. Bazı sermaye grupları, faiz lobileri, medya gruplarınca bunlar kullanılmıştır. Şu an da Taksim’de eylem yapanlar, Türkiye ekonomisine kastedenler açık şekilde kullanılıyor. Ağaç için eylem yapanlar samimiyse daha önce yaptıklarımıza baksınlar. İstanbul’un susuz olduğu zamanlarda dağları delerek İstanbul’a su getirdik. Bunlar mı çevreci Tayyip Erdoğan ve ekibi mi çevreci? 4 buçuk yıldır İtalya’dan 10 buçuk yaş üzeri ağaçlar ithal etmek üzere çevre yollarını biz ağaçlandırdık. Veysel bey de söyledi. Şu an da sahillerde dikili ağaçlarda insanlar piknik yapıyor. Tüm o akasyalar hamdolsun gövde verdi. Hep o dönemin ağaçları. Kim çevreci? Bunlar mı biz mi? Biz dikiyoruz, yapıyoruz. Onlar yakıyor, yıkıyor. Tüm göstericilerin fotoğrafın büyüğünü görmelerini ve eylemlerini sonlandırıp çekilmelerini bir başbakan olarak rica ediyorum. Bunların özgürlük diye bir dertleri yok. Özgürlük derken başkalarının özgürlük alanına müdahale etmişlerdir. Taksim’de oteller yüzde 80 boşalmıştır. İstiklal’de esnnaf ciroların düşmesiyle çökmüştür.
SEÇİLME YAŞINI 18’E İNDİRMEK İSTİYORUZ
Yaşı 20-25 olan gençlerimize seslenmek istiyorum. Sizi Allah için seviyorum. Siz şimdi 20 yaşındasınız. Benim belediye başkanlığım 19 yılı buldu. Bakın gençler biz Türkiye’yi zor şartlar altında aldık. Gençlerimizin bugün sahip olduğu imkanlar, 10 buçuk yıl önce hayalini bile kuramağadı imkanlardı. Bugün sahip olunan nice hakkı 10 buçuk yıl önce verdik. Siyasi tarih boyunda hiç örneği olmayan 3 dönem uygulamasını kararlılıkla uyguluyoruz. Bir makama gelen ölene kadar elden ayaktan kesilinceye kadar orada kalmasın diye tüm mekanizmaları çalıştırdık, çalışıyoruz. 30 yaş seçimle yaşını 25’e biz indirdik. Şu an 18 yaşla ilgili de çalışma yaptırıyorum. Dünyadaki örneklerine bakıyoruz. 18’e seçme yetkisini veriyorsun da seçilme yetkisi vermiyorsun. Taksim Meydanı’na dört ayaklı koysam seçtirim diyenleri gördük. Onlar da bu parlamento içinde gençlik adına dertlerini dillendirme adına sahip olmalı. Bir çağı kapatıp, başka bir çağı açan sultan kaç yaşındaydı? Efendim çok genç! Hayır, en azından bu parlamento içinde olmalı. Bu ülkede inançlarından dolayı nice insanlarımızın hayatleri kullanıldı. Sadece başörtüsü taktığı için üniversiteye gidemedi kızlarımız. Bunlar mı özgürlükten yana. Bir genç kızın başı örtülü olmak suretiyle okuma hakkı yok mu? Bunların yaşayan bir baba olarak ben de çok iyi biliyorum. Başörtülü kızlarımızın başörtülerinden tutmak suretiyle onları yerlerde süründürenler acaba bunun hesabını nasıl verecekler. Bunun özgürlük mücadelesiyle ne alakası var? Kuzey Afrika dönüşümüzde 2 saat içinde havaalanına toplanan insanlar bir mesaj verdi: Asıl özgürlük budur.
Ayın 27’sinde Akdeniz Oyunları’na ev sahipliğini yapacağız. Gerçekten gayet güzel tesisler olmuş. Çevre adına yüzlerce, bnlerce ağaç dikilmiş. Bunlar çevre yatırımı değil mi? “Onların kalbleri vardır; anlamazlar, gözleri vardır; görmezler, kulakları vardır; duymazlar” Bu oyunlardan sonra 4 bin 500 kişilik yüksek tahsil öğrenci yurdu yapıldı. Yüzme havularından tutun, tenis kortları, stadı, hepsi gayet güzel yapılmış. Nevin Yanıt kardeşimizin adını bu atletizm pistinin olduğu yerine verdik. Hiçbir yerde etnik kökeninden dolayı dışlmadık ama ne yazıkki geçmişte bu sebeple insanımız dışlandı. Selamün Aleyküm, Elhamdulillah demenin ayıplandığı günleri yaşadık. Nice başörtülü kızımız okullardan atıldı. Eşi başörtülü diye işinden atılan, bunalıma giren, intihar eden insanlarımız oldu. Uzak diyarlarda eğitimlerini sürdürmek zorunda kaldı. Partilerimiz kapatıldı. Bunları yaşatan statüko değildi. Bazı sanatçılardan, gazetecilerden, iş adamlarından, STK’lardan bunları gördük. Onlara göre biz okumamış cahil, alt tabaka, yani zenci bir güruhuz. Onlara göre biz estetikten, sanattan anlamayız. Bunu sadece bize de yapmadı. Biz Mamak zindanların şahidiz. Orada yatanları ziyarete giderek bekleyenlerdeniz. Metris, Diyarbakır zindanların şahidiyiz. Azınlığın çoğunluğa nasıl müdahale ettiğini iliklerine kadar yaşan bir nesiliz. Hiçbir zaman intikam peşinde olmadık. Hak ve özgürlükleri evrensel manada kurmaya çalıştık. Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi’ni normalleşme amacıyla yaptık. Alkol kullanımına düzenleme getirdiysek birilerini mağdur duruma düşürmek için değil, mağduriyetlerini gidermek için yaptık. Biz imtiyazlı sınıflar oluşturmuyor bunları kaldırmaya çalışıyoruz. İmtiyaz, mağduriyet olmayacak. 76 milyon bir olacak. Hiç kimse bir diğerine dayatma yapmayacak. Birbirimizin özgürlük alanına müdahale etmeden, kutuplaşmadan yaşayacağız.
MÜEZZİNİ TEHDİT ETTİLER
İsminin başında sanatçı, profesör, gazeteci yazar olanlar bu milleti horlamaktan vazgeçin lütfen. Toplumu kutuplaştıran bu çevrelere karşı çok dikkatli olmalıdır. Gezi Parkı pis kokudan geçilmiyor. Bunlar çevrecilik adına yapılıyor değil mi? Caminin müezzinini tehdit edip farklı şekilde olduğunu söylettireceksiniz. Bütün görüntüler elimizde, cuma günü bunun hepsini milletimize sunacağız.Taksim’de yaşananlar sosyal medya nasıl tahrik edildiğine hep şahit olduk. Bazı medya kuruluşlarının olayı büyütmek için nasıl manipülatif yayınlar yaptığını, sanatçıların nasıl provakatif açıklamalar yaptığını gördük. Nefret suçu işlemişlerdir. İşin daha ilginç bir yanı da bazı sermaye gruplarının olayları nasıl tahrik ettiklerini de görmüş olduk. Akil İnsanlar Komisyonu üyeleriyle konuşmak yerine onları tehdit ettiler. Neden onlarla konuşmadınız. Ayaklarınıza kadar geldiler. Polisime küfreden anamuhalefet partisinin bir milletvekili. Şu an kayıtlarımda var. Kendisine davalar açılıyor. Yeni anayasaya da bunlar ayak diriyorlar. İstemiyorlar. Utanmadan sıkılmadan süre koyamazsınız diyorlar. Sınırsız, süresiz bir meclis çalışması olur mu? Bu işlerde deneyimi olan bir ülke olacaksın, geri kalan ülkeler bile 6 ayda anayasa yapacak biz daha 1 buçuk yıl oldu hala anayasa yapamadık. Biz halkımıza söz verdik. 45 madde geçti henüz. Hep oyalama. Daha fazla özgürlük diye bağıranların, daha fazla statüko diye bağıranların içiçe geçmesi son derece ironik.
FAİZ LOBİSİ 642 MİLYAR DOLAR KAYBEDİNCE ÇILDIRDI
Özellikle anti-kapitalist olduğunu iddia eden gençlerin dikkat etmelerini istiyorum. Biz 2002’de göreve geldiğimizde gösterge faiz yüzde 63’tü. Faiz kapitalizmin en önemli sömürü aracı faizse buna dikkat etsinler. Benim vatandaşımın verdiği her verginin yüz liranın 45 lirası faiz lobisine gidiyordu. Şimdi bütçe 404 milyar oldu bütçe. 10 yılda faizlere düşürmek suretiyle büyük tasarruf yaptık. Bu parayla da yatırımlar yaptık. Bu durumdan faiz lobisi acayip rahatsız. 642 milyar kaybetti. Ama buna rağmen yine çok kazandı. Biz bu hortumu kestiğimiz için birileri içeride ve dışarıda çok rahatsız oldu. 46 milyar dolarlık havalimanı yatırımı, 2,5 milyar dolarlık köprü yatırımı, faizle dibe iniyor, borsa rekor kırıyor, IMF’ye borcu sıfırlıyor. Tabi bütün bu olanlara bunlar dayanamıyor. Bunun yanında çözüm süreci yürüyor. 6 aydır yürek dağlayan haberler gelmiyor. Türkiye adeta uçuşa geçerken bu olaylar patlak veriyor. Bunların hepsi Taksim’in daha güzelleştirilmesi için. Biz istedik ki trafiği yer altına alıp, egzostan uzaklaştıralım, tamamiyle yayalaştıralım. Buraya yapılacak Topçu Kışlası’nda AVM olacak diye birileri yaygara çıkardı. Meydanı düzenlerken çevresinde yetişmiş ağaçlar olacağı gibi, süs bitkileri bodur ağaçları bu meydanın içinde olacaktır.
KILIÇDAROĞLU’NA İSTİFA ÇAĞRISI
Gezi Parkı’ndaki hukuksuz işgalini Wall Street’teki eyleme benzetiyorlar. Orada faiz lobisine karşı buradaysa onlara çanak tutuluyor. Olayların demokrasi boyutu var. Son olaylar 27 Mayıs 1960 öncesi merhum Adnan Menderes’e kurulan tuzağın aynısıdır. Kaos oluşturarak birileri kaybettikleri imtiyazları kazanmaya çalışıyor. Ama bu kez sert kayaya çarptılar. CHP bu arada geçmişte yaptığı şeyi tekrar yapmak istemiş, ama elini yüzüne bulaştırmış şimdi de toparlamaya çalışmaktadır. Türkiye düşmanlarıyla işbirliği yapacak kadar aklını kaybeden CHP bunu da eline yüzüne bulaştırmıştır. Yaptıklarını gördük. Karşıyaka, Çiğli ilçe teşkilatlarımız yakılmıştır. 12 civarında teşkilatımız tahribata uğratılmıştır. CHP başkanı kendi kurduğu tuzağa kendi düşmüştür. Polise hakaret eden, gençlere para veren CHP. Siyasi tarihin yüz kararı payesini elde etmişlerdir. İllegal eylemcilere kapılarını açmışladır. CHP sadece kargaşa ortamı oluşturmak istemiştir. Eylemcileri yakıp yıkmaya teşvik etmişlerdir. Bu saba TOMA aracına molotof atıp yakmışlardır. Bunların yolu bu. AKM’deki paçavralar indirilmesin diye. Aynı şeyi Reyhanlı olaylarında gördük. Reyhanlı saldırısının bir numaralı faili yakalandı. 52 kardeşimizin şehit olduğu saldırının faili yakalandı. Eylem için lojistik destek veren eylemin tüm aşamalarında yer alan Nazı Eskiocak isimli şahıs istihbarat birimlerimizin çalışmaları sayesinde Yayladağı’ndaki sınır mevkiinde yakalandı. CHP liderini istifaya davet ediyorum. Biz bir taraftan da demokrasilerde güçlü muhalefet olması için bunu istiyoruz. CHP’ye oy vermiş olan insanların adına, Kılıçdaroğlu o koltuğu derhal terketmelidir. Türk bayrakları, Gazi Mustafa Kemal’in posterleriyle terör örgütünün bayraklarını açanlara kucak açmıştır.
HAFTA SONU İSTANBUL VE ANKARA’DA MİTİNG VAR
Biz yakıp yıkanlardan kırıp dökenlerden asla olmadık, olmayacağız. Hukuk içinde mitinglerimizi yaparız, hesabımızı sandığa saklarız. Bu hafta sonu cumartesi Sincan’da, pazar günü de İstanbul’da dev bir miting var. Biz bunu iddialaşmak için değil, sessiz yığınların sesini duyurmak için yapıyoruz. Haftalardır dişlerini sıkarak yaşananları izleyen milletimin sesini duyurmak için yapacağız bu mitingleri. Kimse bir eziklik hissetmesin, haddini bilmeyenlere hukuk çerçevesinde haddini bildireceğiz. Polise saldıranların yanına bırakmayacağız. Bu vesileyle şehit polisimize başsağlığı, yaralananlara geçmiş olsun dileklerimizi sunuyorum.
