AK Parti iktidarına sivil paşadan muhtıra geldi
Sonunda bu da oldu.
“Vesayetçi demokrasi sona erdi” diye hepimiz sevinirken, AK Parti iktidarı bir muhtıra daha yedi.
Bu defa muhtıra muvazzaf paşalardan değil bir sivil paşadan geldi.
Ertuğrul Özkök’ün dünkü yazısının başlığı “21 Eylül Muhtırası” olsaydı açıkçası hiç yadırganmazdı.
Sevgili meslektaşım Ertuğrul Özkök, Serdar Turgut’la giriştiği polemikte hasmını susturmak için “Evet, ben gizli eşcinselim” diye yazmıştı.
Dün Hürriyet’teki yazısını okuyunca Özkök’ün “Ben gizli bir paşayım” demesinin daha doğru olacağını düşündüm.
Osmanlı’nın son döneminde olsaydı belki Beşiktaş Muhafızı “7-8 Hasan Paşa” gibi, kodu mu oturtan ve bu yüzden temayüz eden bir sivil paşa olurdu herhalde…
Memleketi sokakta bulmadı
Cumhuriyet döneminin bazı paşaları ise bildiğimiz gibi muhtıra vererek veya darbe yaparak temayüz ettiler mesleklerinde.
Bu yolu seçmeyen muvazzaf paşa Hilmi Özkök Paşa’ydı.
Ne var ki sivil paşalardan Ertuğrul Özkök Paşa ise herhalde “Bu memleketi sokakta bulmadık” diye düşündü ve “21 Eylül Muhtırası“nı verdi.
Bu muhtırada (muhtıranın öz-Türkçesi Andırı), şu hususların hemen gerçekleştirilmesi hatırlatılıyor yönetime:
– Suriye politikası hızla gözden geçirilmelidir.
– En kısa sürede af çıkartılarak Silivri sürecine dur denilmelidir.
– Kürt sorunu konusunda bütün Türkiye’nin arkasında duracağı milli bir politika oluşturulmalıdır.
– PKK ile ateşkesten önce Türkiye kendi içinde ateşkesi ilan etmelidir.
Moralman bozukluk
Sivil Özkök Paşa bu muhtırasının gerekçeleri arasında, PKK’yla mücadeledeki başarısızlıkların kaynağını komutanların bir bölümüne karşı yapılan haksızlıklardan ötürü TSK’nın “Moralman bozuk” olmasına bağlamış.
Tabii ki muhtıralar çok uzun olmaz.
Herhalde bu nedenle TSK’nın bütün komutanlarının görev başında olduğu ve emirle gazetelere ortak başlıklar attırdıkları, andıçlar yazdırdıkları 28 Şubat post-modern darbesi “Nerede o eski moralli günler” denilerek özlemle yad edilmemiş 21 Eylül Muhtırası’nda.
PKK endişe içinde
Bakalım Tayyip Erdoğan bu muhtırayı alınca nasıl davranacak?
“Ben bu istenenleri yapamam, gelin görevi siz devralın” diyerek istifasını sivil paşaya verir mi acaba?
Acaba PKK’lılar “Eyvah, bu moral meselesi hallolursa biz de yok oluruz” diye endişe içinde bunalıyorlar mı şimdi?
Sivil Ertuğrul Özkök arada bir “Yine sperm meselesine girip Mehmet Barlas’ı öfkelendireceğim” diye yazar.
Mesela Suriye meselesine muhtıracı sivil paşa kimliği içinde yaklaşacağına Hafız Esad’ın spermlerinden başlayıp Beşar Esad’ın genlerine kadar dayanarak girseydi, daha doğru olmaz mıydı?
MEHMET BARLAS/SABAH