MEDYAGUNDEM.COM- Sabah gazetesi başyazarı Mehmet Barlas önceki gün Aydın Doğan’a “Çözüm süreci konusunda yazarlarını uyarmıştın sokak eylemleri konusunda da uyar” anlamında, “Bu tür bir uyarının sokak eylemlerinin desteklenmemesi veya körüklenmemesi konusunda da tekrarlanmasının sayılamayacak kadar çok yararı var. Bizden hatırlatması…” diye yazmıştı.
Barlas’a da cevap Hürriyet’te Ahmet Hakan’dan gelmiş, “uyarı çağrısı” bağlamından kopartılarak Sabah yazarına yönelik linç kampanyasına dönüştürülmüştü.
Bugün de Barlas Ahmet Hakan’a haddini fena bildirdi.
“Yazarlarını uyaran medya patronu sanki ben miyim?” başlıklı yazısında Barlas Ahmet Hakan’a “Acaba bu ayıplı davranışları patronunun malikanesinde ve yatında şarap içerek mi edindi?” diye sordu.
Barlas, “Bana laf yetiştirmeyi Ertuğrul Özkök’e bıraksa daha doğru olmaz mıydı?” diyerek de Ahmet Hakan’ı hem ezdi, hem de “senin daha çok fırın ekmek yemen lazım” mesajıyla “çapın bana yetmez” çekti!
Barlas’tan satırbaşları şöyle:
UYARI GELENEĞİ AYDIN DOĞAN’LA BAŞLADI
Önceki gün bu köşede sokak eylemlerinin desteklenmemesi ve körüklenmemesi konusunda Aydın Doğan’ın Hürriyet yazarlarına bir uyarı mektubu yazmasını önermiştim. Bu önerinin ilhamı eylül mehtabının Boğaz sularına bir gümüş servi gibi yansımasına bakarken gelmedi ki bana…
Mektup yazıp, önemli bir siyasi gelişmede yazarlarına özenli davranma uyarısında bulunmayı icat eden basın patronu ben değilim ki!
Hatırlatayım bu geleneğin Aydın Doğan’ın 4 Ocak 2013’te yazarlarına gönderdiği uyarı mektubuyla nasıl başladığını…
O mektup şöyleydi:
“Değerli arkadaşlarım; Ülkemizde, son günlerde, terör sorununun çözümü ve Kürt sorunu ile ilgili önemli bazı gelişmeler yaşanıyor. Sürecin seyrini objektif biçimde izlemek ve özgürce yorumlamak temel işlevimiz olmakla birlikte, ülkemizin menfaatleri açısından yüksek derecede sorumlu bir yayıncılık çizgisi izlemek de görevimizdir.
Bu bakımdan, bu süreç boyunca, barış dilini korumaya, süreci olumsuz etkileyebilecek çatışmacı yaklaşımlardan kaçınmaya özen göstermeliyiz.
Söylemimizi, sözcüklerimizi seçerken, yaratacağı algıyı göz önüne alarak hareket etmeliyiz.
Hepinizin, gazetecilik ilkeleriyle birlikte, yüksek sorumluluk içinde hareket edeceğinize güvenim tamdır.
Sevgilerimle. Aydın Doğan”
O MEKTUBU AHMET HAKAN YAYINLAMIŞTI
Mektubun tam metnini de Hürriyet’te Ahmet Hakan’ın köşesinde yayınlanınca okumuştum.
Önceki günkü yazımın ilhamının kaynağı da işte bu mektuptu.
AHMET HAKAN’IN SİNDİRİM SİSTEMİ
Ahmet Hakan genç bir arkadaş. Belleğini yitirecek yaşta değil. Patronunun uyarı mektubunu köşesinde yayınlarken, sindirim sisteminin nasıl farklı çalıştığını da herhalde hatırlıyordur.
AHMET HAKAN’IN AYIPLI DAVRANIŞLARI
Bu yazısında bir de “Kenan Evren’i malikânesinde ağırlardı Mehmet Barlas. O buluşmalarda Kenan Evren kendisini uyarır mıydı acaba?” diye yazmış.
12 Eylül’den 20 yıl sonra 28 Şubat post-modern darbesi sürecinde Kanal 7’de hemen her gün beni konuk ederken, bu soruyu hiç sormamıştı bana.
Evimde konuk olduğunda da, mekana “Malikane” dediğini hiç hatırlamıyorum.
Acaba bu ayıplı davranışları patronunun malikanesinde ve yatında şarap içerek mi edindi? Yazık… Bana laf yetiştirmeyi Ertuğrul Özkök’e bıraksa daha doğru olmaz mıydı?
Yine de isterse Fatih Altaylı’nın köşesinden ve televizyon konuşmalarından alıntılar yapılarak, Aydın Doğan’ın sadece yazarlarına değil Başbakan Erdoğan’a yazdığı mektuplar üzerinden de, bu tür çeşitlemeler sürdürülebilir.
BARLAS’IN YAZISI İÇİN TIKLAYIN