Mehmet Baransu’dan Milliyet gazetesi yazarı Aslı Aydıntaşbaş’a ağır hakaret: “Bedenini satıyordu.”
Taraf’ta yaşanan istifa depreminin etkisi devam ediyor. Geçtiğimiz cuma günü Taraf gazetesinden istifa eden genel yayın yönetmeni Ahmet Altan, genel yayın yönetmeni yardımcısı Yasemin Çongar, Neşe Düzel, Murat Belge ve Pakize Barışta’nın istifası medyada geniş yankı buldu.
Milliyet yazarı Aslı Aydıntaşbaş’ın Taraf’la ilgili yazısı üzerine Mehmet Baransu Twitter2dan belaltı saldırdı. Baransu, Twitter hesabından ünlü gazetecinin bedenini sattığını söyledi.
İşte Baransu’nun o tweeti:
AYDINTAŞBAŞ’IN CEVABI
Aslı Aydıntaşbaş da Twitter hesabından Baransu’ya şöyle yanıt verdi:
Taraf, sabahları kendi gazetemden sonra elimi ilk attığım gazeteydi. Her manşetine, her haberine katılmasam da, başka yerlerde okuyamayacağınız yorumlar, iç gıcıklayan haberler olurdu bu gazetede. Gazete ilk çıkışında ordu, son dönemde ise Tayyip Erdoğan’a yönelik sert muhalefet yapma cesaretini gösterdi. O yüzden, Ahmet Altan ve Yasemin Çongar’ın ayrılışının sıradan bir medya haberi olmadığını, hatta Taraf’ın üslubu ve ses getiren manşetleriyle Türkiye’de askeri vesayetin geriletilmesi ve sivilleşme konusunda ciddi bir rol oynadığını teslim edelim. Ama yine de dilim varıp Ahmet Altan’a “demokrasi şehidi” muamelesi yapamıyorum.
TARAF YÜZÜNDEN MASUM İNSANLAR CEZAEVİNDE
Gerçek şu ki, Taraf’ın Türkiye’nin demokratikleşmesine katkısı kadar zararı da oldu. Mesele sadece bu gazetenin Balyoz, Ergenekon, Oda TV ve KCK davalarında (ilk dalgada) emniyet ve savcıların borazanlığını yapmış olması değil; mesele bu davalarda Taraf’ın yayınları nedeniyle hala birçok masum insanın cezaevinde olması. Taraf, bilerek ya da bilmeyerek, bir dönem emniyette hakim gücün maşası olarak bu operasyonlarda bizzat kilit rol oynadı; kamuoyunda arzulanan havayı yarattı. Dezenformasyonsa, alası yapıldı. Bugün gazetesi yazarı Nuh Gönültaş’ın twitter’da “Taraf gazetesi misyonunu tamamladı. Taraf, Ergenekon davası için özel olarak kurulmuştu. Taraf bu görev için kurulmuş bir koalisyondu” sözü, beni düşündürdü.
BU DAVALAR MASUM İNSANLARI EKARTE ETMEK İÇİN KULLANILDI
Taraf’ın kuruluşunda gerçekten bir ‘koalisyon’ var mıydı, bilemiyorum. Ama bakın o dönem gazetenin ‘Karanlık Oda’ diye takdim ettiği Oda Tv sahibi Soner Yalçın, elde sahte dijital veriler dışında bir belge olmamasına karşın 2 yıldır hapiste. BDP’den 10 bine yakın Kürt, KCK davasından terör suçlusu. Bakın bavulla Taraf’a gelen Balyoz belgelerinde sahteliği kanıtlanmış dosyalarda ismi geçen onlarca subay, hapislerde çürüyor. Çeşitli vesilelerle Taraf’ın hedefe oturttuğu Hanefi Avcı, İlker Başbuğ, Mustafa Balbay gibi “teröristler” hala Silivri’de. Bu davalar safsatadır demiyoruz; hiç demedik. Ama bu davalar masum insanları ekarte etmek, gücü tekelleştirmek için kullanıldı mı?
AHMET ALTAN DEMOKRASİ KAHRAMANI DEĞİL
Evet. Taraf’a sızdırılan belgeler sayesinde yargılanan birçok insan, bu yılbaşı da çocuklarından, eşlerinden, sevdiklerinden uzak, zindanlarda olacak. Taraf’tan bu davalarda takındığı tutum ya da yayımladığı sahte belgelerle ilgili en ufak bir ‘özeleştiri’ gelmiş olsa, Ahmet Altan gerçekten gözümde bir demokrasi kahramanı olurdu. Ama maalesef Altan’ın o duygulu, öfkeli, isyankar kaleminden, mahvettiği hayatlarla ilgili utangaç bir ‘özür’ cümlesi bile okumadım ben…
MADALYONUN KARANLIK YÜZÜ
Her zaman söylüyoruz; demokrasiler sizin gibi düşünmeyenlerin de konuşma, düşünme, örgütlenme özgürlüğü olduğu yerlerdir. İdeolojik olarak, Taraf çizgisinin temsil ettiği liberal, otoriter devlet karşıtı çizgiye her zaman yakın durdum. Taraf iyi ki askeri vesayete karşı çıktı, iyi ki son dönemde Başbakan’a kafa tuttu, devletle alay etti. Ama madalyonun bir de karanlık yüzü var. Gazete onlarca hukuksuzluğa, haysiyet cellatlığına, medya lincine meşruiyet sağladı. Orada medyadaki kalan muhalifleri ‘tehdit eder’ yazılar kaleme alındı; polis fezlekeleri çarşaf çarşaf yayımlandı. O yayınlar yüzünden bugün hala hapiste olan insanlar varken, Ahmet Altan’ın gidişini minnet duygularıyla izleyemiyorum. Yerinde ben olsam, yüreğim kaldırmazdı…