Bank Asya’nın batık kredileri için uyguladığı ‘Ali Cengiz’ oyununu SABAH açıklıyor. Banka, yüzdürme tekniğiyle batık kredilerini gizleyip sermaye yeterlilik rasyosunu yüksek göstermeye çalışmış.
SABAH’ın ele geçirdiği Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) raporları, paralel yapının bankası Bank Asya’nın ‘Ali Cengiz’ oyununu ortaya çıkardı. Milyonlarca liralık sorunlu kredisini yüzdürme tekniğiyle gizlemeye çalışan banka, bu yolla hem sermaye yeterlilik rasyosunu yüksek göstermeye çalıştı hem de cemaate yakın müşterilerini kurtardı.
KARŞILIKSIZ BORÇ VERMİŞ
BDDK 1. Uygulama Dairesi’nin hazırladığı raporda, Bank Asya’nın sorunlu alacaklarını tahsil etmek için diğer bankaların çok başvurmadığı ‘vefa akdi’ yöntemine sıklıkla başvurduğu tespitine yer verildi. Yani banka, bu yöntemle bir taraftan alacağını tahsil edemediği cemaate yakın kredi müşterilerine kıyak çekerken diğer taraftan da sorunlu krediyi bilançoda kapatmış gibi gösteriyor. Vefa akdi, borçlu kişinin gayrimenkulünü belirli bir süre sonunda satış fiyatıyla aynı fiyatta olacak şekilde geri alımı şartıyla satış anlamına geliyor. Gayrimenkulünü geri alım şartıyla alacaklıya satan şirket, nakit elde edip borcunu ödüyor.
BÖYLE BATIRMIŞLAR
Bank Asya’nın borcunu geciktiren müşteriye karz (karşılıksız para/ödünç) vererek geri ödeme yaptırdığı belirlendi. Yani borcunu geciktirene karşılıksız borç veren banka bir anlamda borcu borçla kapatmaya çalıştı. Paralel yapının bankasının borcunu geciktiren müşterilerine sıklıkla ‘tavarruk’ yoluyla nakit sağladığı da belirlendi. Tavarruk, vadeli olarak satın alınan bir malı peşin olarak ilk satıcısından başka bir alıcıya satıp nakit elde edilmesi anlamına geliyor.
BAKIN STV VE ZAMAN’A NASIL KIYAK ÇEKMİŞ?
Bank Asya’nın riskli kredileriyle ilgili önlem almasını isteyen BDDK’ya gönderdiği rapor paralel yandaşlara nasıl kıyak çekildiğini de gözler önüne serdi. Batıklarını sınıflandırırken takipteki kredilerindeki artışı gizlemek için yönetmeliklere aykırı hareket eden bankanın, Avrupa’da Zaman ve Samanyolu TV için kurulan Peyk Media’ya verdiği krediler rapora girdi.
YAKIN İZLEMEYE ALMADI
SABAH’ın ulaştığı belgelere göre, BDDK 2012’den bu yana riskli kredileri için uyardığı hatta para cezası kestiği Bank Asya’ya 21 Nisan 2013’te bir rapor gönderdi. Raporda, Peyk Media’nın riskli kredisinin ‘yakın izleme grubu’na alınması istendi. 23 Temmuz’da BDDK’ya yazı yazan Bank Asya’nın Peyk Media’yı riskine rağmen savunması dikkat çekti. Bankanın yazısında, Ocak 2012 itibarıyla firmanın 7 milyon 880 bin TL civarında olan nakdi riskinin 23 Temmuz 2013’te 3 milyon TL’ye düştüğünü belirtilerek, “Bir yıllık sürede gruptan anapara risk düşümü 4 milyon 880 bin TL’dir. Nakit akışında sorunlar yaşansa dahi nakit üretme kapasitesi ve faaliyetlerini sürdüğü dikkate alınarak gecikmeleri 30 günün altında kaldığı sürece ‘standart nitelikli krediler’ hesabında izlenmesinin uygun olacağı değerlendirilmektedir” denildi. Banka, 8 Kasım 2013’te BDDK’ya gönderdiği ikinci raporunda da Peyk Media’nın nakdi riskinin 2 milyona düştüğünü belirterek, standart kredide kalması gerektiği istediğini tekrarladı. BDDK’nın karşılıklar yönetmeliğine göre banka, bu kredileri ‘yakın izleme’ sınıfına aldığında daha çok, ‘standart nitelikli’ sınıfında değerlendirdiğinde ise daha az karşılık ayırmak durumunda kalıyor.
BANKA 2008’DEN BU YANA KÖTÜ DURUMDA
BDDK’nın raporu Bank Asya’nın mali yapısının 2008’den bu yana bozuk olduğunu da gösterdi. Raporda, bankadaki takibe dönüşüm oranının 2008’den itibaren sektörün çok üzerinde olduğuna vurgu yapıldı. 2012 sonunda yüzde 4 olan oranın Temmuz 2013 itibarıyla yüzde 4.35’e yükseldiği, aktiften silinen ve sorunlu krediler de dahil edildiğinde bu oranın o günlerde yüzde 15’e çıktığına vurgu yapıldı. Raporda, “2013 Mayıs dönemi itibarıyla canlı kredi portföyünün yaklaşık yüzde 8.55’i 30 güne kadar, yüzde 4.18’i 30-60 gün, yüzde 4.12’si ise 61-90 gün aralıklarında gecikmede bulunan kredilerden oluştu” denildi.
BDDK UYARDI
BDDK, bankaya gönderdiği yazıda, gecikmeli kredilerin daha etkin izlenmesini, söz konusu kredileri kullanan firmaların yakından takip edilerek muhtemel zarar riski gerçekleşmeden önce önlem alınmasını, tavarruk ve karz gibi kredi uygulamalarında hassas olunmasını, bu kredilerin hangi durumlarda kullanılacağına ilişkin netlik sağlanması için prosedür oluşturulmasını istedi. (SABAH)