MHP Genel Başkanı Bahçeli, “Sayın Cumhurbaşkanı’na, Sayın Başbakan’a çağrıda bulunuyorum: FETÖ’nün en son ferdi yakalanıp adalete teslim edilesiye kadar durmak, beklemek, haramdır, bunlara karşı mücadele ise sonuna kadar helaldir.” dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, bugünkü ortam ve süreçte Türkiye’nin önünde beş aşamalı ve birbiriyle bağlantılı gündemi bulunduğunu, bunların üstesinden gelmenin “artık milli sorumluluk” olduğunu ifade etti.
Devlet Bahçeli, birinci gündemin, terörle mücadelenin çok etkin, çok acımasız, çok kararlı ve milli güç unsurlarının çok yoğun katılımıyla icra ve devamı; ikincisinin, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine istikrar içinde geçebilmek amacıyla uyum yasalarının uzlaşmayla çıkarılması; üçüncüsünün, gecikmiş, ihmale uğramış, vatandaşların umutla beklediği sosyal ve ekonomik iyileştirmeleri ve yapısal reformların gerçekleştirilmesi olduğunu kaydetti.
“HENÜZ HATIRLI VE İMTİYAZLI İSİMLERE DOKUNULAMAMIŞTIR”
“FETÖ’yle sürdürülen mücadelenin yeterli, doyurucu, tatmin edici seviyelere ulaşamadığı son gelişmelerden anlaşılmaktadır.” ifadesini kullanan Bahçeli, “FETÖ virüsü her yere bulaşmıştır. Bu hain terör örgütü devlet ve toplum hayatının hücrelerine kadar sızmış, sirayet etmiştir. Karşımızda ki tablo dehşet vericidir.” diye konuştu. Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
“FETÖ’nün ucu nereye dayanıyorsa oraya kadar gidilmeli ve kökü kazınmalıdır. Bu katil çetenin, bu Türkiye düşmanı yapılanmanın bulundukları her alandan tamamen sökülüp atılması milli beka meselesidir. Mücadeleden ödün verilmemelidir. Bu yapılıyorken adalete de yüz çevrilmemeli, dudak bükülmemelidir. Kim suçlu, kim suçsuz; kim mazlum kim melun iyi ve net olarak ayırt edilmelidir. Vebal hepimizin omuzlarındadır. Sorumluluk herkesindir. Ancak FETÖ’yle mücadelede ağaca bakarken ormanın gözden kaçtığına dair kanaat ve yorumlar da artmaktadır. Henüz tabandan tavana çıkılamamıştır. Henüz FETÖ’yle bağ ve bağlantısı olan makam ve mevki sahiplerine, hatırlı ve imtiyazlı isimlere dokunulamamıştır. Mesela zabit katibini, vaizi, teknisyeni, şoförü, odacıyı, işçiyi, uzman ve diğer görevlileri devletten atmakla hedefe varmak düşünülemeyecektir. Eğer bu saydıklarım suçlu ve FETÖ’nün yanında ise diyeceğimiz bir şey yoktur. Fakat mevzi başarılarla stratejik sonuçlara ulaşmak hayaldir. Ata binsek de ayağımız hala yerdeyse bir sorun var demektir. Davulun kasnağına vurmak, çalı dibi yoklamak, öküz altında buzağı aramak, iğneyle kuyu kazmak akla yatkın ve çıkar yol değildir. Çalımlarına bakılsa çırak durulacak, kirli çehre ve çevrelerine bakılsa buruşturulup atılacak isimler maalesef yerli yerindedir.”
“AK KOYUN KARA KOYUN ORTAYA ÇIKSIN İSTİYORUZ”
Bahçeli, kriptoların kademede ve kendilerini emniyete aldığına değinerek, şu ifadeleri kullandı:
“Soruyorum, FETÖ’yle irtibatı olanlar arasında memur var da meşhur siyasetçi, bürokrat yok mudur? Cebinde bir dolar taşıyan, bankada milyon dolarları barındıran çürümüşler nerededir? Sıradan insana güç yetiyor, hemen hukuk devreye giriyor da eğer varsa siyaset ve devlet yönetiminin tepesindeki kişilere sıra geldiğinde neden sessizlik, tepkisizlik ve hareketsizlik oluyor? Bunun sırrı nedir? Dahası neye yorulmalıdır? Telefonuna ByLock indirmiş, Pensilvanyalı iblisle irtibatı açık ve kesin olan FETÖ kalıntılarının, kılıktan kılığa giren kripto yüzlerin yakalarından ne zaman tutulacak, adalet yerini ne zaman bulacaktır? Hukukun karşısında herkes eşittir. Hiçbir sıfat, unvan, görev, mevki, şöhret suçu ve suçluyu gizlemeye yetmeyecektir. Türkiye’ye ihanet eden kimse hesabını vermelidir. Emniyet, TSK, medya, bürokrasi başta olmak üzere toplamda sekiz alanda temizlik sürerken, siyasete gelince duruluyor, bekleniyor, ağırdan alınıyorsa bir bit yeniği var demektir.”
“Eğer ip inceldiyse kopsun diyoruz. Ak koyun kara koyun ortaya çıksın istiyoruz.” diyen Bahçeli, “Sayın Cumhurbaşkanı’na, Sayın Başbakan’a çağrıda bulunuyorum: FETÖ’nün son mensubu, en son ferdi yakalanıp adalete teslim edilesiye kadar durmak, beklemek, gecikmek, hafife almak, ‘dün yanımızdaydı, yakınımızdı, arkadaşımızdı, vefaydı, şuydu buydu’ demek haramdır, bunlara karşı mücadele ise sonuna kadar helaldir.” değerlendirmesinde bulundu.
“CHP HALKIN İRADESİNE BİR KUMPAS GİRİŞİMİ OLDUĞUNU SÖYLEYECEK KADAR YÜZSÜZLEŞMİŞTİR”
“Evet diyen vatandaşlarımız kadar ‘hayır’ iradesi gösteren vatandaşlarımız da bizim için değerli, tercihleri saygındır.” ifadesini kullanan Bahçeli, konuşmasına şöyle devam etti:
“CHP’nin freni patlamış kamyon gibi kontrolsüz tavrı ise bizzat kendisini küçük düşürmektedir. Müflis CHP öyle bir kısır döngüye düşmüştür ki YSK kararının, seçim güvenliğine yönelik bir darbe, halkın iradesine yönelik bir kumpas girişimi olduğunu söyleyecek kadar yüzsüzleşmiştir. 16 Nisan’a gölge düşürmek amacıyla mühürden başlayan tartışmaların Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) kadar uzayacağı görülmektedir. CHP havanda su dövmekte, kışkırttığı cepheleşmeden ‘ne kazanırım’ arayışındadır. Milli irade 16 Nisan’da hükmünü vermiş, konuyu kapatmıştır. Sandıkta kaybedenlerin, milletimizin demokratik ve hür seçimiyle verdiği kararını çarpıtmaya kalkışması ve bundan zafer umması hezeyandır.”
Bahçeli, terörizmle mücadele halindeyken, dost ve müttefik ülke ABD’nin hem nalına hem de mıhına vurmasının abesle iştigal olduğuna işaret ederek, “Geçen haftaki hava harekatımızın peşinden PYD-YPG’nin yanına koşan bazı ABD’li subayların görüntülenmesi içler acısıdır. Yine geçen hafta YPG paçavralarının taşındığı bir konvoy içinde ABD bayraklarının da taşınıp dalgalandırılması en hafif ifadeyle teröre çanak tutmak, cinayetlere yardım ve yataklık yapmaktır.” diye konuştu.
BAHÇELİ’DEN “HÜKÜMETTE GÖREV ALACAKLARI” İDDİALARINA YANIT
Bahçeli, partisinin grup toplantısı sonrası gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Olası bir koalisyonda MHP’nin bazı kriterleri olduğu yönündeki haberlerin hatırlatılması üzerine Bahçeli, “MHP’nin şu kadar bakanlık almak suretiyle koalisyon ortağı olacağı” şeklindeki görüşlerin tamamen yanlış bir kanaat olduğunu söyledi. Bahçeli, bunun, MHP’yi başka bir zeminde tartışmaya açmak olduğunu ifade etti.
Şu an için 65’inci Hükümet’in görevinin başında olduğunu anımsatan Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu hükümet, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin hükümetidir. Dolayısıyla hükümetteki herhangi bir değişiklik kanaati AKP’lilere aittir. Bugün ayrıca anayasa değişikliği sonrası, Sayın Cumhurbaşkanı partisine tekrar dönmektedir ve 21 Mayıs’ta da büyük kurultaylarını, olağanüstü olarak toplayacaklardır. Bu onların işidir, kamuoyu olarak bütün siyasi partilerin, gelişmeleri saygıyla takip etmesi anlamına gelir. O sebepten dolayı, ‘hükümet de yer alacağız, bunun için kriterlerimiz şunlarıdır’ böyle şeylerin aslı yoktur. Milliyetçi Hareket Partisi 48 yıllık tüzel kişiliğe sahip, 250 yıllık bir fikri temel üzerine oturmuş güçlü bir partidir. Rakamsal olarak bugün 35’te olabiliriz ama özgün ağırlığımız çok çok üstündedir, onu herkesin anlaması lazımdır. Gün gelir milliyetçi harekete de tek başına iktidar nasip olur inşallah.”
Bir başka gazetecinin, “Bu, AK Partiden teklif gelirse kesinlikle kabul etmeyeceğiniz anlamını mı geliyor?” sorusuna Bahçeli, “Çok isabetli, doğru söylüyorsunuz.” karşılığını verdi. Bahçeli, “Yani herhangi bir bakan vermeyeceksiniz…” denilmesi üzerine, “Öyle şey olur mu efendim? MHP nasıl bir partidir, başkalarının eksiğini, gediğini tamamlamak için yama kurmaya hazır bir parti midir?” ifadesini kullandı. “Bugüne kadar böyle bir teklif geldi mi?” sorusuna Bahçeli, “gelmedi” yanıtını verdi.