MEDYAGUNDEM.COM- Dün Zaman gazetesi yayın müdürü Ekrem Dumanlı çözüm sürecine dair aşırı kaygı ve karamsarlık pompaladığı yazısını şu cümleyle bitirmişti:
“Yoksa ufukta beliren ihanet sadece bu ülkeye değil; bölgeye de büyük zarar verir…”
Ne manidar ki bugün de Star gazetesinde Başbakan Erdoğan’ın siyasi başdanışmanı Yalçın Akdoğan “İhanet” başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Yazısına da “ihanet” kavramının tanımıyla başladı:
“Hakaret, iftira ve karalamanın içiçe geçtiği bir kavramdır ‘ihanet’… Sizden olan birinin size kötülük yapması, zarar vermesi anlamına gelen ihanet bir yönüyle de münafıklık suçlamasıdır. Vatana, millete, dine yönelik ihanet suçlamaları daha ağır anlamlar taşır. Maalesef son zamanlarda bu kavramın ulu orta kullanıldığını, sorumluluk mevkiinde bulunan şahsiyetler tarafından sorumsuzca birilerine yöneltildiğini görüyoruz.”
Akdoğan sonra da sözü MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye getirdi:
“En son MHP Genel Başkan Devlet Bahçeli, AK Parti’yi milli güvenliğimiz ve geleceğimiz açısından bir numaralı tehdit ve ihanet cephesi olarak niteledi. ‘İhanetin beli kırılacak, kökü kazınacak’ diye devam eden zehir zemberek konuşmasının Başbakana atfen ‘zehir dili durulmadan bahar gelmeyecek’ cümlesiyle özetlenmesi ise traji-komikti. MHP uzun zamandır siyasi söyleminin merkezine ihanet ve hain kavramlarını yerleştiriyor. Siyasi rakibini düşmanolarak gören bu çarpık anlayışın hain suçlaması yapması ülkesini ve milletini seven milyonlarca insanın kanına dokunuyor. Bir parti başkanı, içinde çirkin yakıştırmalar bulunan bu kadar sorumsuz bir dil kullanır mı?”
Akdoğan sanki “Bahçeli sana diyorum Dumanlı sen anla” der gibi bir yazı yazdı. Yazısında Dumanlı’nın “kaygılarına” da şöyle vurgu yaptı:
“Ekrem Dumanlı’nın dediği gibi ‘ne toz pembe rüyalar görmek, ne kabuslar eşliğinde yürümek’… Ağıt yakmak veya bayram yapmak durumda değiliz. Kanlı ve kronik bir sorunu çözmek gibi tarihi bir mesuliyetle karşı karşıyayız.”
Akdoğan’ın şu satırları da Bahçeli’den ziyade sanki Dumanlı’nın “ihanet” yazısına bir gönderme gibiydi:
“İnsanların birbirlerine bu tür yakıştırmalar yapması diyalog, hasbihal ve uzlaşı zemininin ortadan kalkması anlamına gelir. Vatanseverlik ölçüsü kimsenin tekelinde değildir. Hak ve had tanımaz bu tür değerlendirmeler insani, vicdani ve İslami duyarlılığı yok eder.”
Akdoğan’ın Cengiz Çandar’la ilgili “miadını doldurmuş yazar” iması ise gözden kaçacak gibi değildi:
“Hatta Cengiz Çandar (PYD uyarımız sebebiyle) bizi Kürtleri tehdit etmekle suçlamış. Uzun zamandır bizi ‘Kürt düşmanı’ kategorisine oturtmaya çalışan bu yazar hala miadını dolan bir anlayışın kavramlarıyla ve ezberiyle hareket ediyor. Sizin yazdığınızı-söylediğinizi merak edip okumak yerine yalan yanlış bir haberi veya bir bütünün küçük bir parçasını veri alarak yorum yapma hastalığı gazetecileri hep yanlışa sürükler. Bayat ezberlerle hareket etmek yerine biraz okumak, araştırmak, söylenenleri anlamaya çalışmak daha doğru bir yöntemdir. Sanırsınız ki çözüm sürecini başlatıp sonuca ulaştırmaya çalışan onlar, bozmaya çalışan biz! Bir yandan MHP’nin hakaretleri, bir yandan PKK’lıların saldırıları, diğer yandan da bunların afra tafraları…”
sayın medya gündem ekrem dumanlı nın bundan bir buçuk yıl kadar önce ergenekon tutuklamaları döneminde katılm bankalarına giderek külhanbeyce ve tehditvari reklam istediğinden haberiniz vardır umarım. biraz araştırırsanız bu bilgiye ulaşırsınız sanırım. artık bazılarının maskesi düşsün…….