Her gün köşe yazılarında Erdoğan’a baskıcı, otoriter, hatta diktatör diye yazan ancak basın özgürlüğü olmadığını savunanlara nihilist Radikal’den Özgür Mumcu eklendi.
Merhum gazeteci Uğur Mumcu’nun oğlu Özgür Mumcu, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın dünkü konuşmasını çarpıtarak yalancı, izan sınırlarını aşan, bağırıp çağıran ve Gezi’de 150 insanın ölmesini isteyen bir insan olduğunu yazdı özgürce!
Radikal yazarı Özgür Mumcu, bugünkü yazısında Başbakan’ın grup konuşmasında bağırıp çağırdığını, insanları azarladığını iddia edip, izan sınırlarını aştığını yazdı. Hızını alamayan Mumcu, Başbakan Erdoğan’ı yalancılıkla itham edip Gezi olaylarında daha çok insanın ölmesini istediğini öne sürdü.
Başbakan Erdoğan, grup konuşmasında 27 Mayıs darbesi öncesi Necip Fazıl Kısakürek’in Adnan Menderes’le yaptığı görüşmede yaptığı uyarıları hatırlatarak buradan Gezi’ye geldi ve kendilerinin gerekli tedbirleri aldığını söyledi.
ERDOĞAN’IN SARFETMEDİĞİ SÖZLER
Mumcu, 28 Nisan 1960’ta seken bir kurşunla ölen 27 Mayıs İhtilali’ne zemin hazırlayan öğrenci olaylarının mimarlarından ve illegal TKP’nin üniversite hücresinin genel sekreteri Turan Emeksiz’in ve kazaen tankın altında kalarak hayatını kaybeden Nedim Özpulat’ı hatırlatarak Necip Fazıl’ın “şayet 1,5 ölü değil 150 ölü olsaydı bir hükümet olacağı anlaşılacaktı” dediğini kaydetti.
Ancak, Özgür Mumcu, Başbakan Erdoğan’ın konuşmasında geçmeyen ifadeleri Erdoğan’a atfederek “Başbakan açıkça 1,5 yerine 150 ölü isteyen Necip Fazıl’ı örnek aldığını söyledi. Sonumuz hayrola.” diye yazdı.
YETERSİZLİKLERİNİ DE DEVLETE BAĞLADI
Yazısının ikinci bölümünde halkı ve değerlerini aşağılayan piyanist Fazıl Say’ın Viyana’da verdiği Gezi konserinden bahseden Mumcu, Türkiye’de bu çapta bir orkestra olmadığını hatta olsa bile özel orkestraların korktuğu için Viyana’da düzenlendiğini yazdı.
“GÖZÜ DÖNMÜŞ, ÖLÜ PEŞİNDE KOŞAN”
Başbakan’ın sınırsız acımasızlık içerisinde olduğunu iddia eden Mumcu, piyano sonatının bölümlerine verilen isimlerden birisinin adının Berkin Elvan olduğunu belirterek akla ziyan şu cümleleri yazdı: “Başbakan Necip Fazıl’ı dinledi diye öldürülen Berkin Elvan. Piyano sonatının son bölümünün ismi gibi “Umutlar hep yüreğimizdedir”. 1.5 ölü yerine 150 ölü peşinde koşan iktidarlara rağmen. Başbakanlar, bakanlar, cümle devletlü ve onların kurşun askerleri silinecek. Besteler, belgeseller, filmler kalacak. Neden gözünü döndürerek sanatçılara müsvette diyor zannediyorsunuz? Geleceğe insanın müsvettesinin kim olduğunu sanatçıların aktaracağından korktuğu için olmasın.” (HABER 10)
La olum kıvırcık, marul, lahana ananı kandıranların seni de kandırdıkları belli! Babanın oğlu ol olum, babanın! Ananın oğlu olursan, babana da ihanet etmiş olursun. Sağa sola hırlayarak şöhret olanların balonun iki günde söndüğünü bilmez misin? Şöhret olmayı kafaya koymuşsan baban gibi kaleminle, bileğinle şöhreti yakalayıver. Bu ülke senin gibi kıvırcıkları çok gördü, hep kullanılanlar oldu. Kafayı saçlarına vereceğine beynine ver.
Zavallı ipini koparıp şöhret olmayı kafaya koymuş bi kere, yakında sokakların adamı da ettiler mi, değme gitsin. Toplumu Çankaya bölgesinden ibaret sandığı için aldığı gazın etkisiyle hırlama moduna geçmiş! Olum Çankaya’dan rakımı düşük yerlere biraz inip dolaşırsan hayatı daha iyi anlarsın.
Yazık! Garibim yakında kendini Donkişot ilan edecek gibime geliyor. Sokakların Donkişotlardan geçilmediğini nereden bilsin, kıvırcık, marul, lahanaya ağabeyce nasihat virelim didik.
Bak Bonus filimlerinde de oyanyabilirsin.