Anayasa Mahkemesi’nin gazeteci Can Dündar ve Erdem Gül ile ilgili verdiği hak ihlali kararına tepkiler dinmiyor.
A Haber’de Söz Teması programına katılan AK Parti Ankara Milletvekili Aydın Ünal, kararı sert sözlerle eleştirdi, “Anayasa Mahkemesi bir kez daha cinayet işleyip, hukuku katletmiştir ve kendisini siyasetin üzerinde görmüştür.” dedi.
“AYM’NİN TARAFSIZLIĞI TARTIŞILMALI”
Can Dündar olayında da aynı şeyi görüyoruz. Dışarıdan bir takım güç odakları, bir takım sivil vesayet kurumları, uluslararası arenada da bir takım baskı grupları Anayasa Mahkemesi’ne maalesef tarihi boyunca etki ettiler. Anayasa Mahkemesi’nin tarafsızlığı geçmişte defalarca tartışılmıştı bugün yine çok yoğun bir şekilde tartışılıyor. Anayasa Mahkemesi başkanının öncelikle kendi özeleştirisini yapması, Anayasa Mahkemesi’nin eski kararlarıyla birlikte bugünlerde aldığı kararı çok ciddi şekilde eleştiriye tabii tutması gerekiyor. Bütün boyutlarıyla konuşuldu ve konuşulacak. 40 gün içinde jet hızıyla Anayasa Mahkemesi bu kararı neden alıyor?
“AYM HUKUKU KATLETMİŞTİR”
Bugün Adalet Bakanımız Bekir Bozdağ’ın açıklamaları vardı. Bakın, iddianame henüz okunmuş değil, deliller ortaya konulmuş değil, tanıklar dinlenmiş değil, iç hukuk yollarından kasıt sadece kararla ilgili bir durum değil, tahliye ile ilgili de iç hukuk yolları tüketilmiş değil yani, 15.Mahkeme’ye gidilip oradan tahliye istenmiş değil. Burada tamamen hukuksuzca bir karar var. Anayasa Mahkemesi bir kez daha maalesef cinayet işlemiştir, bir kez daha hukuku katletmiştir.Anayasa Mahkemesi bir kez daha kendisini siyasetin üzerinde görmüştür, milli iradenin üzerinde görmüştür ve çok tartışılacak bir karara imzasını atmıştır.
“AYM VARLIĞIMIZI TEHDİT EDİYOR”
Bunun eleştirilmesinden daha doğal bir şey olamaz. Sayın Cumhurbaşkanımız da bunu eleştirecektir, biz de bunu eleştireceğiz. Hatta yasama organının mensupları olarak bizimki eleştirinin biraz daha ötesine gidip kendi varlık mücadelemize dönüşmüş durumda. Yani Anayasa Mahkemesi şu an da bizim varlığımızı tehdit eden bir kurum haline dönüştü. Zaten bunun için kurulmuştu 1961’de. Biz beklerdik ki, siyasetin alanını genişletsin. Ama görüyoruz ki, siyaseti bir tehdit olarak görmeye devam ediyorlar. Bu durumda bizim siyasetçi olarak yapmamız gereken buna karşı bir mücadeledir. Hukuk içinde bir mücadele olacaktır elbette bu.