Skandal
CHP Kurultayı’ndan önceydi. Kanal 7’de birlikte çıktığımız “İskele Sancak” programında SONAR Başkanı Hakan Bayrakçı ile gazeteci Barış Yarkadaş, Kılıçdaroğlu döneminde CHP’nin başarısız olduğunu ve oylarının yüzde 19’a kadar indiğini savunuyorlardı.
Bayrakçı yıllarca CHP’ye araştırmalar yapmış ve adaylık girişimi olmuş bir isimdi. Barış Yarkadaş ise Gürsel Tekin’e yakınlığı ile bilinen, “gercekgundem.com” sitesinin yöneticisiydi.
İki CHP’liye karşı Kemal Kılıçdaroğlu’nu savunmak bana düşmüştü.
Derdim ne CHP, ne Kılıçdaroğlu… Hakikati arıyorum.
Doğru veriler üzerinden konuşmadan, doğru sonuçlara ulaşamayacağımıza inanıyorum.
Ama aynı hafta CNNTürk’te Ahmet Hakan’ın “Tarafsız Bölge” programına davet edildiğimizde Kemal Kılıçdaroğlu benimle çıkmak istemedi.
Bunu, Kılıçdaroğlu benimle yayına çıkmaktan korktu gibi basitlikten dolayı değil, biraz sonra aktaracaklarımın doğru anlaşılması için paylaşıyorum.
Hüseyin Aygün’ün kaçırılmasıyla birlikte, yeni bir süreç başlatılmak isteniyor.
PKK’nın, Dersim’e hakim olmasının önündeki en büyük engel olarak, “Alevi” kimliği duruyor.
PKK’nın boykot çağrısına rağmen referandum sandığına gidilmesinin, seçimlerde BDP’ye değil, CHP’ye oy verilmesinin altında yatan unsur bu.
Alevilik inancı, etnik kimliğin önünde.
PKK’nın tepe kadrosunda Alevi yöneticiler olmasına rağmen, Dersim’de Alevilik, PKK’nın önünde bir set olarak duruyor.
Bunda CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Dersim’li olmasının da büyük payı var.
Dersim Alevileri, CHP üzerinden sisteme entegre oluyor.
O nedenle, kurmaca ifadesine, yazdığı senaryolara, istifa konusundaki kuşkulara rağmen Hüseyin Aygün CHP’de kalmalı. Çünkü CHP, Tunceli’de olmalı.
Çünkü Hüseyin Aygün CHP’den istifa ettiği ve CHP, Dersim’i PKK’ya kaptırdığı taktirde bir bent yıkılacak.
Alevi tarihinde sembolik bir öneme sahip Dersim’in, PKK’nın eline geçmesiyle birlikte, yeni bir cephe açılacak. Örgütle Alevi Kürtleri arasında bağlantı hattı olacak.
Kaygım bu.
Hüseyin Aygün gerçekleri paylaşmıyor, aksine bir senaryo yazıyor…
Çünkü Aygün ayrı anlatıyor, danışmanı Deniz Tunç ayrı anlatıyor, gazeteci Kadir Merkit ayrı anlatıyor.
Danışmanı ve gazeteci, silahlı iki kişi tarafından önlerinin kesildiğini söylüyor, Hüseyin Aygün, “bir araçtan” söz ediyor. Bu araç diğer iki tanığın ifadelerinin hiçbir yerinde geçmiyor. Bölgede keşiflere çıkmış bir avukat olan Hüseyin Aygün bindirildiği aracın plakasını hatırlamıyor, diğer iki kişi ise aracı bilmiyor.
Danışmanı ve gazeteci yolun ıssız olduğunu söylüyor, Hüseyin Aygün, kendilerini hızla sollayan araçlardan söz ediyor.
Danışmanı ve gazeteci bir yerde önlerinin kesildiğini söylüyor, Hüseyin Aygün, Beşevler bölgesinde bir şahsın canı pahasına önlerine atılıp, “Durun, durun” dediğini söylüyor. Bu bölüm diğer iki kişinin ifadelerinde yer almıyor.
Hüseyin Aygün kendilerini sollayan araçlardan, takipten, önlerinin ikinci kez kesilmesinden söz ediyor. Diğer iki kişi bu anı yaşamamış olmalı ki, hiçbir yerde söz etmiyor.
Danışmanı ve gazeteci, Hüseyin Aygün’ün direndiğini ancak kafasına silah dayandığını anlatıyor, Hüseyin Aygün ise direnişte bulunmadığını söylüyor.
Danışmanı ve gazeteci, yürüyerek gözden kaybolduklarını söylüyor, Hüseyin Aygün ise bir noktaya kadar araçla gittiklerini anlatıyor.
Hülasa bir oyun oynuyorlar ve bizim buna inanmamızı istiyorlar.
Çelişkili ifadeleri, PKK militanları hakkında kullandığı dil, dün Kılıçdaroğlu ile görüşmeye gelmemesi bize şunu gösteriyor ki, Hüseyin Aygün bir role soyunuyor.
Dilerim bu rol, PKK ile Kürt Alevileri arasında köprü rolü olmaz.
Çünkü Aygün’den karışık sinyaller geliyor.
Hüseyin Aygün CHP Milletvekili, Kemal Kılıçdaroğlu CHP’nin Genel Başkanı.
Kendi yerine milletvekili yapacak kadar yakını, teyzesinin oğlu.
Aygün’ün, Dersim katliamı hakkındaki açıklamaları üzerine, partisi ayaklanınca arkasında duran isim.
Kılıçdaroğlu, Hüseyin Aygün’ü Ankara’ya çağırdı, gelmedi.
Dün 12.00’de CHP Genel Merkezi’nde, randevusu vardı.
Aygün ona da gelmedi.
O saatte Hacıbektaş’taydı.
Kemal bey, ise komedi filmi, “Evde tek başına” gibi, odasında onu bekledi.
Kılıçdaroğlu dün itibariyle kendi milletvekili ile görüşemeyen bir genel başkan konumuna düştü.
Yine bir ilki başardılar.
CHP Genel Başkanı, CHP Milletvekili ile görüşemedi.
Tek kelime ile skandal…
ABDÜLKADİR SELVİ/YENİ ŞAFAK