Takvim gazetesinde Ergün Diler’in “Hangar kardeşliği” başlıklı yazısı şöyle:
Türkiye gerçekten çok özel bir yerdir. Buradaki ilişkileri dünyanın hiçbir yerinde bulamazsınız. İz sürmek için de ciddi gayret harcamak zorundasınız. Öyle yerlere ulaşırsınız ki sonunda şaşırıp kalırsınız…
MHP KASET kumpası içeride gerektiği kadar tartışılmadı.
MHP ele geçirilmek istendi.
YABANCILAR tarafından… Tabii operasyonu yapan bizim YERLİ memurlarımızdı. Öyle biliyorduk.
Amaç MİLLİYETÇİ HAREKETİ kullanışlı hale getirmekti. İstedikleri doğrultuda yönlendirmek için.
Olmadı. Devlet Bey direndi, oyun bozuldu!
Ama bu kumpasa iyi bakmak şart! Tahmin etmeyeceğimiz figürler karşımızda! Açalım… En azından birazını!
HÜRİYET GAZETESİ, New York’a gidip bir FETÖ’cü ile temas kurdu. Manşete taşıdıkları ismin vatandaşlıktan çıkmadan önce kullandığı ismi bile bilmiyorlardı. Bize sattıkları pakette DAVID KEYNES yazıyordu.
Alparslan Demir’in KEYNES olduğuna inanmamızı istiyorlardı. Ama kurulduğu günden beri OPERASYON yaparak ilerleyen bu gazete, TÜRKİYE’nin ve dünyanın değiştiğinden habersiz. Hala eski alışkanlıklarıyla gidiyorlar. Çok önemsediğimden değil “oyun açığa çıksın” diye yazıyorum bunları… Yoksa hiç biri gerçekten önemli değil.
Neyse… İlerleyelim…
TARKİM’i Faruk Bayındır kurdu.
Bayındır EMNİYET’in ve FETÖ’nün avukatı ile yakındı. Kimdi bu isim? HALİL İBRAHİM KOCA… Hatta Bayındır kurduğu HAVACILIK DERGİSİNDE yine KOCA’ya yer veriyordu. Daha sonra ABD’de yaşayan biri sahneye çıktı. Bu çok saygın ve muazzam ilişkileri olan Yalçın Ayaslı idi… Parası da gücü de vardı.
Neden BORAJET’i kurdu bilmiyorum.
Ama THY destek de verse kar edemedi.
Hamdi Topçu ile Bayındır’ın yakınlığı da SIR değildi…
BORAJET kurulurken önemli pozisyonlara düşünülen kişilerle ilk görüşen çok özel bir isim vardı. ALİ KÖKNAR! Ali Bey de eşi olan GÜLER KÖKNAR Hanımefendi de çok etkili isimlerle yan yana gelebilen yüzlerdi. Güler Hanım yanılmıyorsam aralarında Muhtar Kent’in de bulunduğu ABD’DEKİ EN ÖNEMLİ TÜRKLER LİSTESİNE girmeyi başarmış bir isimdi!
Ali Bey için söylenen çok şey vardı! Yanlış bir şey yazmak istemem. Ama ABD DERİN DEVLETİYLE YAKIN İLİŞKİDE OLDUĞUNU ÇOK DUYDUM. Dedim ya bunlar dedikodu.
Ali Bey gerçekten etkili biriydi ARNAVUTLUK’TA FETÖ’nün operasyonlarını yöneten, okulların önünü açan bir isimdi. Bill Clinton’la da çok yakındı. Danışmanlarından biriyle özellikle ROBERT GELBART ile arasından su sızmıyordu. Güler Hanım da AYASLI’nın kurucusu olduğu TÜRK KÜLTÜR VAKFI’nın önemli ismiydi. Güler Hanım için de dedikodu tavan yapmıştı. En önemli TÜRKLER listesine giren Güler Hanım için de “FETÖ’nün parasının nasıl dağıtılacağına karar veren kişi!” yorumları yapılıyordu…
Dedim ya bunlar dedikodu!
Güler Hanım belki eşinden dolayı belki de kendi ilişkilerinin sonucu EMNİYET’in avukatı olan, polis okullarında DERS veren şimdilerde kaçak yaşayan avukat Halil İbrahim Koca’yı tanıyordu. KOCA ile Yalçın Ayaslı Bey’i tanıştıran kendisiydi.
Ali Bey işin neresindeydi? Bilemiyorum…
TARKİM’e dönersek Faruk Bayındır, Atalay Candelen, Yavuz Serkan Yazıcıoğlu gibi isimlerle de ortaklık yapıyordu.
Yazıcıoğlu da kilit isimlerden biriydi!
İlişkileri sınırların dışına taşıyordu. Başka isimlerle de YAKIN TEMASI vardı.
Şimdilik buna girmek istemiyorum! Ancak YAZICIOĞLU’nun yakınında bulunduğu isimler, FETÖ’nün en etkili isimleriyle GECE EVLERDE ÇOK ÖZEL SOHBETLER YAPIYORDU! Oldukça büyük bir serveti taşıyan bu isimler bir araya geliyordu…Hiç çekinmeden hem de!
İstanbul’un göbeğinde!
BAYINDIR’ın ortaklarından biri ATALAY CANDELEN’di. Candelen, EMNİYET’le ortaktı! İtalyan HACKING TEAM ile anlaşıp hedefteki isimlerin telefonuna VİRÜS yollamak için görev alan biriydi. Kurduğu şirketle bunları eksiksiz yerine getiren bir isimdi… Parayı da ödeyen sahibi olduğu şirketlerdi…
Bizler HAVANIN tek ve bütün olduğunu ıskalıyoruz! Havacılıkla uğraşanların, hem havada hem karada nelerin peşinde olduğuna pek kafa yormuyoruz! TARKİM izinsiz giriş çıkışların yapıldığı bir HANGAR’dı! Seri katil, uyuşturucu baronu, kaçakçı, aranan bir isim ya da bir başka ülkeye ait ajanların ellerini kollarını sallayıp giriş çıkış yapacağı bir noktaydı… Tabii arkasında bir güç vardı! Burasının sahibi olan Bayındır’la ortaklık kuranlar, EMNİYET ile birlikte hedeftekileri DİNLİYOR ve gereğini yapıyordu. Kimler bunun mağduru kesin olarak bilen yok. Ama insanlara acı çektirdikleri bir gerçek!
Ortada bir HANGAR vardı! Ve bu hangardan EMNİYET’in avukatı, dinleme yapan ortağı, kaçak giriş-çıkışlar, ABD’de yaşayan saygın bir bilim adamı, bunun eşi, gizli uçuşlar, FETÖ, 15 Temmuz, daha öncesinde 17-25 Aralık, CIA’ya kadar uzanan ilişkiler, okullar, paralar, altınlar ve en sonunda da HÜRRİYE T çıkıyordu!
HANGAR’ın sahibi olan ismin ortaklarından biri, HÜRİYET’e konuşan David Keynes’le yan yanaydı. Ortaktı!
Hürriyet New York’a kadar zahmet edip orada HANGARDAN biriyle buluşuyordu! Ve biz bütün bunları yazarken aynı zamanda KIBRIS’a gidip ASİL NADİR ‘le bir araya geliyorduk. Asil Bey de bu CUMARTESİ AHABER ‘de saat 21:00’de YAZBOZ’da olacak…
İzlediğinizde anlayacaksınız! Asil Bey içeride büyük savaş vermiş.
Çıkıp “Asil Bey sen HÜRRİYET’i alamazdın!” diyenlere sakın kulak asmayın… Olay bildiğiniz gibi değil!
Bakın! Ölen ya da öldürülen ünlü medya devi Robert Maxwell, Erol Bey’le HÜRRİYET için pazarlık yaptı. 50 milyon dolara el sıkıştılar. Almanya’daki operasyonları dahil her şey Mirror GROUP’un sahibi Maxwell’e geçecekti.
Ancak Maxwell noktayı koymadan önce Asil Bey’e gitti. Durumu anlattı. Asil Bey “Sen medya patronusun. Ama benim memleketim zordur. Orada yaşama şansın yok. Seni rahat bırakmazlar. Bekle! Belki o gazete bana nasip olur…” dedi. Asil Bey’i dinledi. Almadı. Vazgeçti.
Maxwell 5 Kasım 1991’de, Kanarya Adaları’nda LADY GHISLAINE isimli yatından düşerek öldü. Yat kızının ismini taşıyordu! Cesedi iki gün sonra bulundu.
Otopsi raporu “düşme ve buna bağlı kalp krizi” diyordu! Gerçek neydi bilen yok! Bizde böyle olurdu! Gerçeği bulmak hiç kolay değildi!
HANGAR kardeşliği HÜRİYET’e manşet olur ve 15 TEMMUZ’UN FETÖ’nün eseri olmadığı anlatılırdı!
Gazete bunu basar sonra da tepkiyi görünce “YANLIŞ ANLAŞILDIK!” diye tornistan yapardı. Dün böyle tepkiler gelmiyordu. Çünkü bunları yazacak yerler yoktu! Şimdi işler değişti… Anında karşılık buldukları için ne yapacaklarını şaşırmış durumdalar…
SORU ŞU?
HÜRRİYET’İ HANGARA KİM SOKTU?
Sahi ASİL BEY ‘e “Biz burada bir balonun içindeki 7 toplu iğneyiz. Balonu patlatmamak durumundayız. Yani bizim deyişimizle İT İTİ ISIRMAZ” diye nasihat vermeye kalkan ünlü medya patronu kimdi? Bunların çok çarpıcı cevapları CUMARTESİ GECESİ YAZBOZ’da!
Cevabı benden beklemeyin…
Ama şunu bilin!
Kim bu ülkede MİLLİ BİR ROTA çizerse kesinlikle ve kesinlikle hedef olur!
HÜRRİYET’in işi kolay değil! Bilerek ya da bilmeyerek HANGAR’a girdi! 15 TEMMUZ’u bilenlerin adresine daldı!
Neden, ne için, hangi sebeple bilmiyorum!
HANGAR FETÖ’nün merkezlerinden biriydi! Belki de en önemlisi…
“15 TEMMUZ’U FETÖ YAPMADI!” demek için HÜRRİYET’i kim BROOKLYN KÖPRÜSÜ’nün altına götürdü!
İsmi KEYNES olan biri gerçekte böyle bir MATEMATİK HATASI yapmaz…
HÜRİYET de buna ortak olmaz!
AMA OLDU!
NEDEN?
Şundan! Söylemezler ama “BAŞKANLIK GELMESİN” diye fitneyi başlatmış durumdalar… Uzaktan yönettikleri gazeteden de atış yapıyorlar!
Amaç AK PARTİ İÇİNDE BİRLİĞİ DİRLİĞİ BOZMAK. Buna uyacak kimse yok! Alacakları bir sonuç da yok! Ama huyları böyle! TÜRKİYE ‘yi dinleyenlerle, kimseyi dinlemeyip nasıl biraraya geldiler?
HÜRRİYET bunu açıklamalı…
İsterseniz CUMARTESİ ASİL BEY’İ dinleyip sonra devam edelim…
Karar gazeteyi köprü altına düşürenlerin…