BDP’lileri Neo-Conlarla buluşturan Aydın Doğan grubunun Bilderbergli elemanı Sedat Ergin, yalan ve iftiralar üzerinden Başbakan Erdoğan’ı hedef aldı, anayasal suç işlediği iddiasında bulundu.
Doğan grubu yazarı Sedat Ergin, Hürriyet gazetesindeki bugünkü köşe yazısında Başbakan Erdoğan’a yalan ve iftiralar üzerinden hedef alıp Anayasa ve yasaları ihlal ettiği suçlamasında bulundu. TCK’nın adil yargılamayı etkileme ile ilgili hapis cezası öngören maddesini hatırlattı.
‘Üçkâğıt’ olayına hiç değinmedi
Aydın Doğan’ın kâğıt kaçakçılığı davası, SPK’nın raporları ve yargının en üst makamı olan Yargıtay’ın ‘beraatı bozan’ kararına rağmen yerel mahkemeler bir türlü aşılamıyor. Bu sırada Başbakan Erdoğan’la ilgili olarak paralel örgüt tarafından Başbakan Erdoğan ve dönemin Adalet bakanı Sadullah Ergin arasındaki montajlı kaset servis edildi. Aydın Doğan’ın Bilderberçi elemanı Sedat Ergin de bugün patronunu aklayıp Başbakan Erdoğan’ı mahkûm etmeye çabaladı.
Delilsiz yargı sopası
Ergin, Anayasa’nın Mahkemelerle ilgili 138. maddesini vererek Başbakan Erdoğan’ın hâkimlere ve mahkemelere baskı yaptığını öne sürdü. Oysa Başbakan Erdoğan’ın ne Koç grubuyla ilgili iptal edilen MİLGEM ne de Aydın Doğan’ın yargılandığı davayla ilgili herhangi bir hâkim veya mahkemeye baskı yaptığını gösteren tek bir delil yok.
Kamunun değil Koç’un yanında
Başbakan’ı görülmekte olan bir davayı etkilemekle suçlayıp TCK’nın hapis cezası içeren 277. maddesini hatırlatan Ergin, Yargıtay’ın bozma kararına ve yerel mahkemelerin tavrına ise değinmiyor.
Erdoğan’ın MİLGEM ihalesiyle ilgili servis edilen ses kaydına da değinen Ergin, kamunun yüzlerce milyon Euro zarardan kurtarılmasını dikkate almayıp Başbakan Erdoğan’ın rekabet ilkesini bozup etik davranmadığını öne sürdü.
Erdoğan ne demişti?
Başbakan Erdoğan ise bu kayıtlarla ilgili şöyle konuşmuştu:
‘ Dönen dolapları tabii ki biz biliyoruz. Bana ilgili kuruluşum SPK’nın verdiği bilgiler çok çok tehlikeli bilgiler ve paralel yapının dışında yapılar. Kirli ilişkiler. İster istemez ‘Burayı yakından takip et’ dememi gerektiriyor. Bunu ben ülkem için istiyorum, milletim için istiyorum. Çünkü bu zamana kadar bu ülkede her şey bunların ellerinde ve iki dudakları arasındaydı. Bunlar spor kıyafetlerle, blue-jean ile onlarla, bunlarla evlerinde Başbakan ağırlamış tiplerdir. Oralarda istedikleri şekilde hükümet kurmuşlar, hükümet indirmişlerdir. Şimdi tabii böyle bir hükümet iş başında yok. Bu onları rahatsız ediyor. İstedikleri anda gelip görüşemiyorlar, istedikleri gibi yönetemiyor, bu onları rahatsız ediyor.’ (HABER 10)