Aydın Doğan’ın damadı Ali Sabancı’nın sahibi olduğu Pegasus Havayolları’nın Sabiha Gökçen Havalimanı’nda pistte yer kapmak için yaptığı oyun deşifre oldu.
Airporthaber’den Murat Herdem “Pegasus’un acil iniş cinliği” başlıklı yazısında Pegasus’un yaptığı oyunu gün gün ayrıntılı olarak anlattı. Şirketlerin daha fazla sefer yapmak için pistte yer kapma yarışı verdiğini belirten Herdem, “Pegasus’un bir gecede üç uçağı uydurma mazeret bildirme taktiğiyle Sabiha Gökçen’e inmek istiyor ama başaramıyor. Her gün bunun gibi defalarcası yaşanıyor” dedi.
İşte Pegasus’un oyununu anlatan o yazı:
“Pegasus Havayolları’nın sahibi Ali Sabancı için, özellikle Airporthaber’de yapılan yorumlarda uyanık bir işadamı olduğunu vurgulamak adına “Cin Ali” yakıştırması yapılır. Pegasus öncesinde pek de alışık olmadığımız, düşük maliyetli havayolu taşımacılığını yurtdışındaki örneklerinden Türkiye’ye uyarladığı sırada, gerek maliyet düşürme yöntemleri gerekse bilet dışında ek gelir kazanma taktikleri, Sabancı için bu yakıştırmanın yapılmasında etkili olmuş olabilir. Haksız da sayılmazlar çünkü kendi sloganlarında da vurguladıkları gibi Türkiye’de havacılığı Pegasus Havayolları başlatmadı ama onlar klasik havayolu anlayışına dair birçok klişeyi değiştirmeyi başardı.
RÖTAR YA DA DİVERT OLARAK KARŞIMIZA ÇIKIYOR
Ancak bunu yaparken zaman zaman kantarın topuzunu kaçırdığını da söylemeliyiz. Özellikle, personel politikasında ciddi yanlışlar yaptı, yapıyor. O politikanın sonucu olarak çalışanların aidiyet duygusunu kaybetmenin yanı sıra artık sağlıklarını da kaybetme noktasına geldiğini çokça dile getirdim. Pegasus’un, işletme politikası gereği sinekten yağ çıkarma peşinde olduğu açık. Bunun için en küçük bir fırsatı bile kaçırmadığını biliyoruz. Ama az sonra anlatacağım uyanıklık, bu kadarına da pes dedirtir, şapka çıkarttırır!
Biliyorsunuz Pegasus Havayolları Sabiha Gökçen Havalimanı’nın adeta bayrak taşıyıcısı rolünde. Atatürk Havalimanı’nda THY ne ise, Sabiha Gökçen’de de Pegasus o. Pegasus, tıpkı THY gibi son yıllarda hızla filo büyütüyor, yeni hatlar açıyor, frekans artırıyor. Bunun sonucu olarak da plansız büyüme ve alt yapı eksiklikleri, operasyonel sıkıntı ve dolayısıyla rötar ya da divert olarak karşımıza çıkıyor.
“DEVREYE ‘CİN’ FİKİRLER GİRİYOR”
Bir süredir Sabiha Gökçen Havalimanı pisti, zaman zaman saat aralıkları değişmekle birlikte, bakım için gece saat 00:30’dan 05:30’a kadar kapatılıyor. Bu saatler içerisinde Sabiha Gökçen Havalimanı’na hiçbir uçak inemiyor da kalkamıyor da. Böyle olunca, havayolu şirketleri pist kapanmadan son uçakları da İstanbul’a döndürmenin gayretine düşüyor. Özellikle Pegasus ana operasyon merkezinden sabah uçuşlarını yapabilmek için son nefeste Sabiha Gökçen’e inmek için varını yoğunu ortaya koyuyor. Normal yollardan bunun mümkün olmadığını anlayınca, işte o noktada devreye ‘cin’ fikirler giriyor.
Nasıl mı?
Anlatayım..
Örneğin 21 Ağustos Cuma gününden örnek vereyim. Bir süredir hafta içi bakım için her gece kapatılan Sabiha Gökçen pisti, o gece de rica-ısrar, bir saat rötarlı olarak 01.30’da kapandı. Klasik olarak pist kapanmadan havayolu şirketleri iniş slotu kapabilmek için adeta birbiriyle yarıştı. Sonunda yetişebilen indi, yetişemeyen sabaha kaldı. Ancak işte tam burada Pegasus’un cin fikri devreye girdi.
“UÇAĞIN İNİŞİNE İZİN VERMEDİLER”
Pegasus, onların deyimiyle misafirlerine Gazipaşa-İstanbul uçuşu için biletleme yaparken uçuş planına Gazipaşa-Cengiz Topel yazdı. Uçak Gazipaşa’dan sanki Cengiz Topel’e gidiyor gibi havalandı ancak İstanbul’a yaklaştığında ‘kabin ekibinden biri rahatsızlandı’ denilerek bir başka uçağın slot hakkına tecavüz edildi ve hoop Sabiha Gökçen’e iniverdi.
İlk deneme başarılı oldu.
Bu kez bir başka Pegasus uçağı…
Hatay-İstanbul seferini yapan uçak, Sabiha Gökçen pisti notamlı olduğu için yine uçuş planını Cengiz Topel Havalimanı’na gidiyor gibi doldurdu. Tam İstanbul’a yaklaşınca uçak teknik arıza nedeniyle Cengiz Topel yerine Gökçen’e iniş izni istedi. Ancak hava trafik kontrolörleri, bir süredir benzer gerekçelerle Gökçen’e inişlerin artmasından şüphelenmiş olacaklar ki uçağın inişine izin vermediler ve uçak Cengiz Topel’e inmek zorunda kaldı. Yolcular, otobüslerle İstanbul’a taşındı. Bu kez plan tutmadı.
“ÜÇ UÇAĞI UYDURMA MAZERET BİLDİRME TAKTİĞİYLE…”
Peşinden Antalya-Sabiha Gökçen uçağı… Yine gerekçe aynı. “Teknik arıza var Sabiha Gökçen’e inmek istiyoruz”
Bakın siz şu tesadüfe! Bu uçak da tam İstanbul’a yaklaştığında teknik arıza bildiriyor ve Sabiha Gökçen’e inmek istiyor. Ancak buna da izin verilmiyor. Uçak Cengiz Topel’e, yolcular otobüslerle İstanbul’a…
Bu kez Adana-Bursa uçağı… Uçuş planının Adana-Bursa olduğuna bakmayın, uçaktakiler yine İstanbul’a gelmek için bilet alan misafirler! Üç kez teknik arıza mazereti kontrolörlere takılan Pegasus bu kez taktik değiştiriyor. Uçakta bir yolcunun baygınlık geçirdiğini ve Sabiha Gökçen’e inmek istediğini bildiriyor. Ancak ne hikmetse, uçak Bursa’ya daha yakın olmasına rağmen ısrarla Sabiha Gökçen’e inmek istiyor. Tabi işin içinde bir bit yeniği olduğunun farkında olan kontrolörler uçağın rotasını Cengiz Topel olarak belirliyor.
Pegasus’un bir gecede üç uçağı uydurma mazeret bildirme taktiğiyle Sabiha Gökçen’e inmek istiyor ama başaramıyor. Her gün bunun gibi defalarcası yaşanıyor. Şimdi diyeceksiniz ki, uçaklarda gerçekten teknik arıza olamaz mı? Olabilir tabiî ki, ancak şimdi Pegasus’un plansız tarifesini sorguluyoruz, o zaman da bir gecede neden bu kadar çok uçak teknik arıza yapıyor bunu sorgularız. Yani Pegasus açısından iki ucu pis değnek durumu sözkonusu. Neresinden tutarsanız elinizde kalır!”
kayınbabasının oğlu.