MEDYAGUNDEM.COM- Yeni Şafak’ın yeni yazarı Ali Nur Kutlu bugünkü yazısında Erdoğan karşıtı ittifakı yazdı, özellikle Aydın Doğan’la ilgili çok çarpıcı perde arkası detaylara yer verdi.
“Gezi ayaklanması” ile başarısız olduktan sonra Aydın Doğan Başbakan Erdoğan’dan randevu almak için kapısına yatmış neredeyse ama olmamış. Aydın Doğan’ın Erdoğan’a karşı ittifak içinde yer alması da “Erdoğan düşecek” vaatleriymiş…
Ve yazardan çarpıcı soru:
“Son olarak dershane tartışmasıyla artık gün yüzüne çıkan Cemaat/hükümet tartışması bu kapsamda değerlendirmeye alınabilir mi?”
İşte çarpıcı yazıdan bölümler:
BU GARANTİYİ KİM VERDİ?
Yurt dışında oluşan ‘çıkar politik’ Erdoğan karşıtı ittifaka iç dinamikler de aynı sebeplerle dahil oldu.
Erdoğan’ın uzun vadeli olarak kendi ekonomik ve siyasi çıkarlarına, elde ettikleri imtiyazlı ranta zarar verecek bir seyir izlediğine inandılar. Bunun önüne geçmek için de bir ittifak grubu oluştu ve Erdoğan’a karşı mücadele veriyor.
-/-
Gezi olaylarını değerlendiren yüzlerce makale, köşe yazısı ve televizyon programı oldu. Nedenleri, sonuçları, etkileri üzerine söylenmedik söz kalmadı sanırım.
Kişisel olarak benim merak ettiğim şey şuydu: Nasıl ve neden başlarsa başlasın, olay bir süre sonra Erdoğan karşıtı bir ittifaka dönüştü. Medya, büyük sermayedarlar, muhalefet, hükümet karşıtları, bazı marjinal Alevi grupları, radikal sol gruplar ve daha bir çok marjinal kesim Erdoğan karşıtı ittifakın içinde yer aldı ve gerçekten hükümeti devireceklerine inandılar. Onları buna inandıran şey neydi? Sermaye ve bazı medya gruplarına, Başbakan Erdoğan’dan daha güçlü bir merkez bir garanti vermeliydi ki bu ittifak oluşsun ve hükümeti devirmek için var güçleriyle uğraşsınlar. Kimdi bu garantiyi verenler?
AYDIN DOĞAN İÇİN İŞ İŞTEN GEÇMİŞTİ
Bu soru Aydın Doğan’ın en yakın adamlarından birine soruldu. O da doğal olarak hemen Aydın Doğan’a ulaştı. Doğan, Başbakan karşıtı bir grupta asla yer almadığını söyledi ve bunu anlatmak için Başbakan’a yakın isimlerle görüşmek istedi. Lakin bu isteğini ilettiği tarihlerde ‘Gezi ayaklanması’ hükümeti deviremeyeceğini anlamış, Tweet hesaplarından meydan okuyan devrimci sloganlar silinmeye başlanmıştı. Yani randevu talebi için geç kalınmıştı. Başbakan hiçbir zaman bu görüşme talebine sıcak bakmadı ve yapılanlar not edildi. Başbakan’a yakın kişiler köşe yazarı yapılarak ara yumuşatılmaya çalışılsa da değişen bir şey olmadı. Doğan grubu gibi güçlü sermaye çevreleri de kendilerine verilen ‘Erdoğan düşecek’ garantisinin boş olduğunu anladığında iş işten geçmişti.
Kutsal Haçlı Seferlerinin tıpkısının aynısıdır; Kutsal Şer İttifakı! Yeni dünya düzencilerinin kontrölünde olan bu ittifak da ne ararsan, kimi ararsan mevcuttur.