Akit, Aydın Doğan ile ortağı Necati Kurmel’in madencilik şirketi Gümüştaş Madencilik’in ölüm araçlarıyla ilgili yeni bilgi ve belgelere ulaştı. Jandarma’nın kaza tutanağında, sakat kalan mağdur şoför Hacı Mehmet Şahin’in “Bakımsızdı. Uyarmama rağmen bakıma göndermediler” dediği 51 EV 105 plakalı traktörün frenlerinin tutmadığı belirtiliyor.
Tüm engelleme girişimlerine rağmen Akit, ‘koruma altına alınan’ Aydın Doğan ile ortağı Kayserili işadamı Necati Kurmel’in ölüm madeniyle ilgili dönen dolapları deşifre etmeye devam ediyor. Niğde’nin Ulukışla ilçesine bağlı Madenköy, Horoz ile Alihoca köyleri sınırları içerisindeki ocaklarda altın cevheri çıkaran ve Tepeköy’de altın işleme tesisi kuran Doğan ve Kurmel ortaklığındaki Gümüştaş Madencilik’in tazminatını ödemediği mağdur işçi Hacı Mehmet Şahin, fren patlaması sonucu kaza yaptığı şirket traktörünün bakımsız olduğunu söylemişti. Şahin ayrıca birkaç gün sonra da 2 çalışma arkadaşının trafikten men edilen sulama tankeriyle uçuruma yuvarlanıp, hayatını kaybettiğini, yeni tanker alınarak olayın örtbas edildiğini kaydetmişti.
JANDARMA’NIN TUTANAĞI
Akit’in yaptığı araştırma, Şahin’i doğrularken, Gümüştaş Madencilik’teki taşeron sistemi de tamamen ifşa oldu. Mağdur Hacı Mehmet Şahin ile yanındaki Hüseyin Gümüş’ün ağır yaralandığı traktör kazasına ilişkin, Çiftehan Jandarma Karakolu görevlilerinin hazırladığı kaza krokisi ile olay yeri görgü ve tespit tutanağına ulaştık.
26 Mayıs 2013 tarihli jandarma tutanağında, Şahin’in kullandığı Gümüştaş Madencilik şirketine ait 51 EV 105 plakalı traktörün frenlerinin tutmadığı belirtiliyor.
Yine Gümüştaş Madencilik mağduru emekçi Hacı Mehmet Şahin’in bahsettiği su tankeri kazasının 3 Haziran 2013 tarihinde meydana geldiği ve ölen işçilerin 50 yaşındaki sürücü Hayrettin Sarıkaya ile yanında bulunan 40 yaşındaki Mehmet Gündoğan olduğu öğrenildi. Akit’in ulaştığı Ulukışla Şoförler ve Otomobilciler Odası Başkanı ve aynı zamanda Kamyoncular Kooperatifi Başkan Yardımcısı olan Bekir Sayıner, Gümüştaş Madencilik’in uçuruma yuvarlanan su tankeriyle ilgili tepkilerin kendilerine de aktarıldığını söyledi. Sayıner, ölen Sarıkaya ve Gündoğan’ın çalışma arkadaşların iş bırakıp cenazeye katıldığını, kendisinin de cenaze işlemleriyle yakından ilgilendiğini anlattı. Arkadaşlarının ölümüyle sarsılan maden emekçilerinin ihmal sebebiyle Gümüştaş Madencilik yetkililerine tepki gösterdiğini dile getiren Sayıner, ölüm tankerinin işçiler arasında “Necati Kurmel’in manevi oğlu” olarak anılan şirket taşeronu Recep (işçiler Ünal diye biliyor) Habanoğlu’nun kontrolünde olduğuna dikkat çekerek, “O su tankeri Kayseri arabasıydı. Taşeron Kayserili. Odamıza kayıtlı değil. Gümüştaş Madencilik’te çalışan işçiler cenazede bana söylediler; arabanın sağ kapısı mı, sol kapısı mı kilitleyince açılmıyormuş” dedi. (AKİT)
Konu açılmışken haddimiz olmadan birkaç öneri de daha bulunalım. Türkiye’nin sayısız jeoloji mühendisi yetiştirmesine rağmen, maden politikasını bilen bilim adamları yetiştirmediği kanaatindeyim. Ülkemizde öyle madenler var ki; sıradan taş, toprak veya kaya olarak görülüp değerlendirilmektedir. Maden Dairesi tarafından bile pek fazla önemli olmayan 3. 4. 5. gurup olarak sınıflandırıldıklarını görmekteyiz. Vizyon sahibi olmayan kişilerin işgal ettikleri koltuklar veya paralel yapılanmanın direktifleri doğrultusunda hazırlanan stratejilerle bir ülkenin geleceği yok edilmektedir.
Dünyada pek az ülkede bulunup da,ülkemizde baktığınız her yerde ganimet gibi gözüken madenlerimiz geleceği için acilen maden stratejileri geliştirilmelidir. Dünya rezervlerinin %90 nına sahip olduğumuz bazı madenlerimiz için dünya bize bunları inşaatlarda, yollarda, yani harcı alem yerlerde kullanın gibi telkinlerde bulunarak madenlerimizi geleceğimizi yok etmeye çalışmaktadır.
Mesela 21. Yüzyılın hammaddesi olarak bilinen Zeolit Dünya rezervinin yüzde 40’ı Türkiye’de dir Kullanım alanları; Radyoaktif Atıkların Temizlenmesi, Atık Suların Temizlenmesi, Baca Gazlarının Temizlenmesi, Oksijen Üretimi, Enerji, Gübreleme ve Toprak Hazırlanması, Toprak Kirliliğinin Kontrolü, Yem, Kağıt Endüstrisi, Kimya sektörü, Sebze ve Meyvelerin Depolanması ve Taşınması, Buzlanmayı Önlemekten tutunda, su tasarrufunda yüzde 50’ye kadar verimlilik sağlayan bir madeni yollarda, inşaatlarda kullanın diye öneriler yapılıyor. Ülkemizde çok ucuz olan, tarımda kuraklığı da sonlandırabilecek bu ve buna benzer madenler için acilen stratejik tedbirler alınmalıdır.
Sadece zeolit değil, Allahın büyük lütuflarından biri olan pomza-ponza-bims’de öyle, tarımda kullanıldığında zararlılardan mücadeleden tutunda, mükemmel havalandırma sağlamasından, su tutma özelliğinden, pH’nı nötr olmasından dolayı toprağın pH’nı ayarlamasına kadar inanılmaz bir malzemedir. Gözenekli yapısı kuraklığın da çözümüdür.
Bütün coğrafyasında, dağı taşı buna benzer malzemelerle dolu olan ülkemizi bu malzemelerinin kullanım sahaları olarak geri dönüşümü olmayan ya kot taşlama, ya inşaatlarda kullanılması için inanılmaz oyunlar oynanıyor. İşte bunların farkında olan emperyal güçler Aydın Axel gibi girişimlerle madenlerimizi adeta yağmalamaktadırlar.
Hükümetimizin başta altın madeni olmak üzere, içerideki hainler tarafından, aman dağ taş hep bunla çakılı diye gözden kaçırmaya çalıştıkları madenlerimizi stratejik hammaddeler gurubuna dahil edeceği yeniden bir politika geliştirmeleri gerekmektedir.