Aydın Doğan “karakutusu” FETÖ’den gözaltına alınınca birden “aydınlanma” yaşadı. FETÖ’nün 2009 yılında kendisine vergi kumpası kurduğunu iddia etti, doğruydu ama eksik olansa bu yolla FETÖ’ye teslim olmuştu. Ondan ise hiç söz etmedi.
medyagundem.com
Doğan Holding Ankara Temsilcisi Barbaros Muratoğlu’nun Fetullahçı terör örgütü (FETÖ) soruşturması kapsamında gözaltına alınmasının ardından Doğan medyasının kimyası bozuldu. Aydın Doğan’ın paniği Hürriyet gazetesinin sayfalarına yansıdı. Hürriyet’te her gün bir yazarın “Bizim FETÖ ile ne ilişkimiz olur, iftira” konulu yazıları yetmedi, bugün de Hürriyet gazetesi sürmanşetinden “FETÖ’nün 6.8 milyarlık vergi kumpası” başlıklı bir haber yayınlandı.
Haberde Doğan grubunun 2009 yılında yüksek bir vergi cezasıyla karşılaşmasının arkasında FETÖ olduğu açıklandı. Haberde “Bir süredir Doğan Grubu’na Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile işbirliği içinde olduğu yolunda yöneltilen bütün dayanaksız suçlamalara karşılık, gün ışığına çıkan yeni olgular yaşanan gerçekliğin bunun tam tersi yönde olduğunu, FETÖ’nün vergi denetim mekanizmasını istismar ederek Doğan Grubu’nu çok ağır bir maddi zarara soktuğunu gözler önüne seriyor.” denilerek, böyle bir sürmanşetin yapılma amacı da ortaya kondu. Aydın Doğan her ne olduysa birden bire FETÖ konusunda “aydınlanma” yaşadı.
Hürriyet’in haberinde detaylı bir şekilde nasıl vergi cezaları kesildiği, vergi cezası kesenlerin Fetullahçı terör örgütü ile bağlantıları anlatıldı.
Ne ilginç ki 2009 yılındaki “vergi kumpası”na Aydın Doğan 2016 yılında “karakutusu” Barbaros Muratoğlu FETÖ’den tutuklanınca uyandı.
2012 yılında FETÖ MİT’e kumpas kurdu; Aydın Doğan ve medyası uyanmadı, Gezi kalkışması oldu; Aydın Doğan ve medyası yine uyanmadı, 17-25 Aralık darbe girişimi yaşandı; Aydın Doğan ve medyası yine uyanmadı, 15 Temmuz’da FETÖ kanlı darbe ve işgale kalkıştı; Aydın Doğan ve medyası yine uyanmadı, ta ki Doğan Holding Ankara Temsilcisi Barbaros Muratoğlu FETÖ’den gözaltına alınana kadar… 2012 yılında Pensilvanya’ya gidip teröristbaşı Fetullah Gülen ile fotoğraf verecek kadar FETÖ ile bağa sahip bir Doğan Holding yöneticisi üstelik…
Aydın Doğan’ın bugün Hürriyet gazetesinden “FETÖ bize vergi kumpası kurdu” demesi aslında bir itiraf… Aydın Doğan FETÖ’nün kucağına nasıl oturduğunu itiraf ediyor.
Şu doğru; FETÖ 2009 yılında Aydın Doğan’a vergi kumpası kurdu. Ancak Doğan FETÖ’ye de böyle teslim oldu. O kumpasın amacı Doğan’ı teslim almaktı, FETÖ bunu da başardı. Ardından Doğan medyası tamamen FETÖ militanları tarafından dolduruldu. FETÖ’nün kaçak prensi Eyüp Can önce gruba sokuldu, Can adım adım tüm kadrolaşmayı gerçekleştirip, Doğan medyasını FETÖ kumpasları için elverişli hale getirdi. Gezi kalkışması, 17-25 Aralık kumpasında Doğan medyası tam anlamıyla bir FETÖ üssü gibi çalıştı. Yalan, iftira, kumpas haberleri ile FETÖ adına algı operasyonları yapıldı.
Hürriyet gazetesi bugün itiraf gibi haberinde Aydın Doğan’ın FETÖ’ye nasıl teslim olduğuna hiç girmedi. Aydın Doğan’ın damadı Ali Sabancı ve kızı Vuslat Doğan Sabancı’nın FETÖ ile bağlantısı mesela…
Hürriyet gazetesi bugün resmen Aydın Doğan’ı kurtarayım derken daha da zor duruma düşürdü.
Kaldı ki, FETÖ 15 Temmuz’daki darbe girişiminde başarısız olana kadar Doğan medyası ve kalemşörlerinden hep Ak Parti iktidarının Aydın Doğan’ı “vergi” baskısı altında tuttuğu yalanlarını okuduk. Ertuğrul Özkök sık sık “Saray’ın Maliyecileri” konulu yazılarıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı “diktatör” gibi göstermek için elinden geleni yaptı.
Bakın şimdi diyorlar ki, bize vergi cezasını kesen FETÖ idi, hükümet ve Erdoğan suçsuz.
Oysa biz de yıllardır Aydın Doğan’ın FETÖ’ye hangi şantaj ve tehditlerle teslim olduğunu, Doğan medyası kadrolarının nasıl FETÖ örgüt merkezi haline getirildiğini sorgulamadık mı? Doğan’a FETÖ’nün şantajına boyun eğme diye çağrılar yapmadık mı?
Tarih ve zaman bizi haklı çıkardı.
Aydın Doğan, FETÖ tarafından nasıl teslim alındığını itiraf etti bir anlamda.
Aydın Doğan yapacaksa FETÖ’nün kendisini nasıl teslim aldığını, hangi yollarla şantajda bulunduğunu, nasıl tavizler verdiğini anlatmalı.
Bakın bugün “FETÖ kumpası” derken dün Hürriyet gazetesinde Ertuğrul Özkök “Saray’ın maliyecileri” diyerek suçu kime atıyordu:
Erdoğan sonrasını konuşmalıyız
21.02.2015 Cumartesi
Cumhurbaşkanı 77 milyonun Cumhurbaşkanı olabilir mi
HÂLÂ olabilir… Ama fazla umudum yok…
Peki sadece kendine oy veren yüzde 50’nin başkanı gibi davranıp Türkiye’yi yönetir mi…
-“Saray’ın polisi” haline getirebilirse polisi ile, “Saray’ın savcısı, hâkimi” haline getirebilirse yargısı ile, “Saray’ın MİT”i haline getirebilirse istihbaratı, telekulağı, fişlemesi ile, “Saray’ın maliyesi“ne çevirebilirse, militanlaşmış vergi müfettişi ile, “Milletin muhafız alayı” haline getirebilirse ordusunun tankıyla, tüfeği ile öteki yüzde 50’nin üzerine çullanırsa…Eh… Bir süre daha yönetebilir…
Ama bu devirde kimse padişah değil ve bu böyle gitmez.
Bu ülkede herkes geçmişteki hatalarından ders almaya başladı.
Şimdi sıra AKP’nin bugün ağır bir kibir sisi yüzünden göremediği o sis kadar ağır hatalarından ders almasında…
(***)
Kimdi o ‘maliyeci’
24.06.2014 Salı
BALYOZ denilen adalet utancının kurbanları tek tek çıkarken düşünüyorum…
Askeri darbeler dahil, siyaset tarihimizin en karanlık ara rejimini artık daha iyi görmeye başlıyoruz.
Kafamda bilançolar çıkarıyorum.
İçeride yaşanan dramları, hayatını kaybeden, intihar ettirilen insanları, analarının, babalarının, kardeşlerinin, evlatlarının cenazesine bile katılamayan insanları, basın tarihinde görmediğimiz linçlere maruz kalan insanları…
İşini kaybeden gazetecileri, öğretim üyelerini…
“Neydi bu yaşadığımız…”
Evet tekrar ediyorum ve hayatım boyunca da edeceğim.
Tarihimizin en karanlık ara rejimi…
* * *
Güya vesayetten kurtuluyorduk…
Güya bu ülkeye demokrasi geliyordu..
Güya insan hakları ihlallerine son veriliyordu…
Tam tersi oldu…
Bu dönem, “kumpas” denilip geçilecek kadar basit miydi…
* * *
Geriye bakarken bu ara rejimin en büyük felaketlerinden birini daha hatırladım…
Şirketlere kesilen vergi cezalarını…
Tabii en başta da, çalıştığım gruba kesileni düşünüyorum.
Üç milyar dolara yakın bir vergi cezası kesildi…
* * *
Şimdi Maliye Bakanı’na, bütün hükümet üyelerine soruyorum.
Hiç merak ettiniz mi, kimdi o cezayı yazan müfettiş…
Hiç merak ettiniz mi, dünya ekonomi tarihinde görülmemiş büyüklükte bu cezayı yazan müfettişin gerisinde nasıl bir mesleki kıdem ve tecrübe vardı..
Nereden mezundu.
O günlerde neredeydi.
Bu cezayı yazdıktan sonra bir yere gönderildi mi.
Ödüllendirmek için mi gönderildi, yoksa “misyonu tamamlandığı” için gözden kaybolması için mi…
Kendi odasına konan böceklerin, yakını işadamlarına açılan davaların avukatı olan Başbakan, acaba yıllarca vergi şampiyonları listesinin başında yer alan bir iş insanına yapılan ve hayatı boyunca çalışarak elde ettiği her şeyi elinden almaya yönelik bu gasp girişiminin bırakın savcısı olmayı, merak edeni bile olamaz mı…
* * *
Madem kumpastan söz ediyoruz..
Bilin ki kumpas sadece askerlere, aydınlara, gazetecilere kurulmadı.
Maliye Bakanlığı’nın son 5 yıllık mazisinde, koridorlarında iş dünyasına yapılan zulmün parmak izleri hâlâ duruyor.
Yok mu bu kumpasa da el atıp ne olduğunu merak edecek bir siyasetçi…
Nereden mi başlamak istiyorsunuz.
Gidin eski Maliye bakanlarına, Maliye’nin geçmişteki dürüst memurlarına, şimdi şerefli bir emeklilik hayatı yaşayan kıdemli vergi müfettişlerine, iş dünyasında güvendiğiniz iş insanlarına sorun…
Sorun bakalım Aydın Doğan’a yazılan o vergi cezalarının haklı olduğunu söyleyen tek kişi çıkacak mı…
Son 5 yılın kumpasından şikâyette samimiyseniz, Maliye Bakanlığı’nın mahzenlerindeki prangaları da gün ışığına çıkarma zamanı geldi…
İşe, o vergi müfettişinin sicilinden başlayabilirsiniz…
Tabii samimiyseniz…
doğanın modası geçmiş, çürümüş köşe kadısı özkök ü ve liboş solcusu murat yetkini bir korku sarmış ; türkiye nin natodan çıkma olasılığına kabus senaryosu demişler bu ülkenin rüyası olacak herşey onlar için kabustur çünkü. onların genetiği budur bu ülkenin hayrına olacak herşey onların en korkunç kabusudur.. onlar için olması gereken bellidir türkiye ab ye sonsuza kadar köpek olsun insan hakları, demokrasi ayağıyla siyasetçiler daima pkk fetöye taviz versin, masalar kursun devlet asla güçlenemesin ama onların tüsiadcı şirketleri ab ülkeleriyle türkiye devletinin aleyhine olsa da gümrük birliği anlaşmalarıyla ticaret yapıp milyar dolarlarına milyar katsın, devlet daima zarar etsin yeter ki onların şirketleri kar etsin türkiye, natoya köpek olsun bedava asker deposu olarak türk askeri abd nin avrupa ülkelerinin afganistanda ya da dünyanın adını duymadığımız yerlerinde abd çıkarları için ölsün ya da nato konseptiyle 55 yıldır beyinleri yıkanıp kendi ülkesinin halkına 10 sene de bir abd nin talimatıyla darbe yapıp dursun ama yeter ki onların tüsiadcı şirketleri her darbeden sonra ballı devlet desteklerini, bedava kamu arazilarni, kredileri kapatsın.. yani devlet sonsuza kadar ab abd ve nato aracılığıyla tüsad zenginlerine çalışsın şimdiye kadar ki sistem hep buydu.. bu ülkede siyaset, yönünü atlantik haçlı ittifakından başka tarafa çevirmeye her kalktığında kafasına asker yumruğunu vurdu ve bunu abd nato eliyle içerdeki sermaye desteğiyle yaptı darbecilerle tüsiadcıların ilişkileri böylesine girift ve iğrençtir özkök gibi tüsiadcı sermayenin aklayıcısı, paklayıcısı ve yalayıcıları şimdi çok büyük sıkıntıda yani siz bu durumu tüsiad sıkıntıda aydın doğan sıkıntıda olarak anlayın..tüsiad neden sıkıntıda acaba? türkiye natodan çıkarsa abd nin nato eliyle türkiyede bir daha darbe yaptırabilme şansı artık kalmaz diye mi panilk içindeler acaba? evet işte bunlar böyle tipler nato onlar için türkiyeyi batı yörüngesinde tutacak silahlı güç, ab de siyasal güçtür ikisyle türkiyede siyasetçileri korkutup, sindirip diledikleri gibi yönettiler ab çıpasından ayrılma darbe olur haaa diye hep yörüngelerinde tuttulatr ama 15 temmuzla artık takke düştü kel göründü yeni bir sayfa açıldı o yüzden şimdi hepsi panikte artık abd nin de kuçu kuçusu avrupanın da ali kıran baş kesenlik yapamayacağı çok kutuplu yeni bir dünya kuruluyor ve türkiye orada yerini alıyor çin dünyanın en büyük ekonomik ve askeri gücü haline gelirken abd süper güç olmaktan hızla çıkıyor bunları biz değil obamanın danışmanı brzezinsky söylüyor ama özkökgiller hala modası geçmiş bir filmi başa sarmanın telaşındalar..insan merak ediyor aydın doğan bu eziklere hangi açıdan gebe de hala para verip besliyor acaba? chp tabanı bile bunları yutmuyor zira