Sabah gazetesinde Melih Altınok’un “Aydın Doğan, Yalçındağ’ı yeniden işe alır mı?” başlıklı yazısı şöyle:
Trump’ın seçilmesi sadece politik düzlemde değil kuşkusuz medya örgütlenmesinde de büyük değişimlere yol açacak.
ABD derin devletinin resmi televizyonu CNN şimdiden sallanmaya başladı. Kanalın satılacağı bile konuşuluyor.
Seçimlerden hemen önce Hillary Clinton’ın safına geçen Murdoch’ın FOX’u ise yeni Başkan’la ısınma turlarında dozu artırdı.
Peki, Amerikalı muktedirlerin dümen suyunda yayıncılık yapan bizdeki medya bu değişimden nasıl etkilenir?
Cevap üzerine kafa yorarken, benim de aklıma sizin gibi o malum mecra geliyor.
“İşbirlikçi medya” denilince, tıpkı reklamdaki gibi “Tamam şimdi buldum” denen… ABD’nin CNN’inin Türkiye’de isim hakkını kullanan… Bunun yanı sıra Trump’la iş münasebeti de olan Doğan Medya yeni dönemde nasıl bir tavır takınacak? Örneğin Aydın Doğan, bir dönem, medya grubunun başına geçirdiği damadı Mehmet Ali Yalçındağ ile ilgili nasıl bir tasarrufta bulunacak?
“Yalçındağ da nereden çıktı şimdi” demeyin. Zira o hep vardı.
Ve kısa bir süre önce görevinden istifa ettirildiği duyurulan Yalçındağ şimdi de Trump’a yakın!
Hatta Yalçındağ’ın 8 Kasım seçimlerini Trump’ın seçim ofisinde izlediğini de biliyoruz.
Zaten Yalçındağ, 2012’de Doğan Grubu’nun Trump International’dan aldığı isim hakkıyla İstanbul Şişli’de açtığı Trump Towers projesinin de başındaydı. Gerçi proje yüzünden iki grubun davalık olduğuna dair iddialar da gündeme gelmişti ama Trump’ın açılışta Mehmet Ali Bey’e ayrıca teşekkür ettiği de dikkatlerden kaçmadı.
Aydın Doğan’ın, bir dönem hükümet çevrelerine yakın diye medyasının başına geçirdiği sonra da aynı gerekçeyle kovduğu söylenen Yalçındağ’ın bu yakınlığını da tepe tepe kullanmaya çalışacağından şüphem yok.
Siz ne dersiniz?
***
Trump’a Şişli Trump Tower’dan Posta!
Aydın Bey’in manevra kabiliyeti yüksektir.
Şimdi de, seçimlerde tüm gücüyle Hillary Clinton’u desteklemiş olsa da bir anda başımıza “Trumpçı” kesiliverir.
Aydın Bey’in bu kez de bizleri oldukça güldüreceği kesin. Ama Posta isimli gazetesinin ABD seçimleri sırasında altına imza attığı skandalı Trump’a nasıl izah edeceğini gerçekten merak ediyorum.
Düşünsenize, Doğan’ın Şişli’deki Trump Tower’da çıkartılan gazetesi Posta, Trump kazandığı halde 9 Kasım günü manşetinden Hillary Clinton’un galip geldiğini duyurdu.
Ve bütün dünyada mizah konusu oldu.
Doğan’ın Trump’ın devirdiği “siyasi düşmanlarıyla” ilişkisi o derece yani.
***
Peki Trump yer mi bu ayakları?
“Trump dediğin, koskoca ABD müesses nizamına kafa tutmuş adam” öyle kolay kolay oltaya gelmez mi diyorsunuz?
Ama unutmayın ki Aydın Doğan’da da oyun bitmez. Örneğin 15 Temmuz sonrası darbe püskürtülünce çıkıp, daha önce devrilmesi için gazetelerini televizyonları memur ettiği iktidarın, “iktidar etme hakkını” savunduğunu söyleyiverir.
Kendisinin geçtiğimiz 29 Ekim’de, Külliye’deki resepsiyonda kurmaylarıyla birlikte Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın elini sıkmak için nasıl çırpındığına bizzat şahit olmuş bir gazeteci olarak ben umutluyum.
***
Çok sıkışırlarsa bir kelebek konduruverirler
Neden olmasın? Doğan Medya gelecek yıl Altın Kelebek ödüllerinde “en iyi çıkış yapan siyasi” diye bir ödül açıverir.
Trump’a ödül verilmesine kızacak okurların, seyircilerin tepkisini dindirmek için de töreni, Trump’ın gelişini ağlayarak karşılayan ekran yüzlerinden birine sundurarak dindirirler olur biter.
Altı üstü bir kelebek, Aydın Bey nereye derse oraya konar.