Akşam gazetesi genel yayın yönetmeni Murat Kelkitlioğlu’nun “Aydın Doğan Yargıtay’ı tehdit mi ediyor?” başlıklı bugünkü yazısı şöyle:
Gündem o kadar yoğun ki, bazı konuları ya kaçırıyoruz ya da çok çabuk unutuyoruz. Biz gazetecilerin görevi ise bunları unutturmamak!
Hatırlarsınız, İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Adem Meral’in, Petrol Ofisi’nde (POAŞ) 2001-2008 yılları arasında örgütlü şekilde akaryakıt kaçakçılığı yapıldığı iddiasına ilişkin hazırladığı 85 sayfalık iddianame üzerindeki incelemesini tamamlamıştı.
İddianamade Aydın Doğan hakkında “suç işlemek amacıyla örgüt kurmak”, “Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’na muhalefet” ve “resmi belgede sahtecilik” suçlarından 8.5 yıldan 24.5 yıla kadar ayrı ayrı hapis cezası isteniyordu. Aralarında Hanzade Vasfiye Doğan Boyner’in de bulunduğu 45 şüpheli hakkında da “örgüte üye olmak”, “Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’na muhalefet” ve “resmi belgede sahtecilik” suçlarından 7.5 yıldan 21.5 yıla kadar hapis cezası talep edilmişti.
Bu konuyu biraz kurcalayınca çok ilginç bilgilere ulaştım. Bunları sizlerle paylaşmak istiyorum!
Savcılık bu yolsuzluğun üstüne gitmekte kararlı. Ancak Aydın Doğan ve adamları da boş durmuyor tabii. Mahkeme üyeleri tehdit edilmeye başladı bile. ‘Bu davayı bitirin’ uyarıları yollanıyor hakimlere, adamları aracılığıyla.
Benden uyarması, kendinizi hiç yormayın!
1. Ağır Ceza Mahkemesi bu tehditlere pabuç bırakacak bir mahkeme değil. Boşuna uğraşmayın. Yargılanacaksınız. Tehdit eden ve ettirenlerle ilgili de gereken yapılacak.
HESABINI VERECEKSİN!
Bu arada manşetimizde de okuyacağınız gibi Aydın Doğan’ın suç dosyası POAŞ’tan ibaret değil. Yargıtay, ‘şüpheli’ şekilde beraatle sonuçlanan ‘kağıt ithalatı üzerinden vergi kaçakçılığı’yla ilgili 3 ayrı davayı esastan bozdu.
Bugüne kadar yayın organlarının yarattığı güçle, istediği gibi at koşturan Aydın Doğan için artık yaptıklarının hesabını bağımsız yargı önünde verme zamanı geldi!