MEDYAGÜNDEM- İki Hürriyet yazarı… Biri küfredip, ideolojik takıntılarla bulduğu her malzemeyi önüne, arkasına, sağına, soluna bakmadan nefret kusan yazılara dönüştürüyor. Biri de oturup gerçek anlamda gazetecilik yapıyor, hem de uzmanı olduğu alanda…
Mehmet Y. Yılmaz, medyada görüp görülebilecek en cahil işlere imza atıp da patronunun gözünde zerre kadar değer yitirmeyen biri…
Cehaleti öylesine derin ki, böylesi sığ, böylesi yüzeysel biri Hürriyet’te o köşeyi nasıl işgal ediyor, Aydın Doğan o adama “cehaleti” için mi maaş veriyor, merak ediliyor.
Bugün, “’Kanatlı takiyeci’, bu kez de kadın kabin memurlarının rujunun rengine takmış! Kırmızı ya da pembe ruj sürülmeyecek, dudaklarda sadece parlatıcı kullanılacakmış.” deyip, “Yakında enseyi ve boynu örtecek şekilde bağlanmasını da isterlerse hiç şaşırmayın!” diye de not düştü. Yılmaz, bir de “Durduk yerde bu neden akıllarına gelmiş olabilir diye düşündüm, olsa olsa şu olabilir: Bazı yolcular hosteslerin kırmızı ruju nedeniyle günaha girmekte olduklarını düşünmüş olmalı. Biliyorsunuz memlekette ‘gardırop Müslümanı’ sayısında bir artış var, topuklu ayakkabı tıkırtısından bile tahrik olup, günaha girebiliyorlar, sanırım onlar korunmak isteniyor.” diyerek de hiç vazgeçmediği inançlı insanları aşağılama, hakaret etme yazılarından birini daha yazdı.
Oysa hacacılık uzmanı Uğur Cebeci Hürriyet’te kırmızı ruj yasağınının son derece doğru olduğunu uluslararası uygulamalardan örneklerle anlattı.
Cebeci’nin yazısından bazı bölümler şöyle:
(…)
Türk Hava Yolları, kabin memurlarının kırmızı ruj kullanmasını yasaklamakla çok doğru bir karar aldı. Aynı şekilde kırmızı oje de yasak. Saçların açık olması, topuz yapılmadan uçuşa gelinmesi de yasak…
İlk duyumda ‘yasak” kelimesi batmakla birlikte havacılık sektöründeki bu tip uygulamalar ciddi nedenlere dayanır. Kırmızı ruj hem kadını hizmet sektöründe daha fazla öne çıkarıyor, hem de kontrolü zorlaşıyor.
Özellikle kırmızı ruj uzun uçuşlarda sık sık yenilense bile bazen dişe bulaşmalarla çirkin bir görünüm ortaya çıkıyor. THY kontrol hostesleri uçuşların çoğunda kırmızı rujda kullanım aksaklıklarını da belirleyerek rapor ettiler.Aynı şekilde kırmızı oje, hizmet eden kabin memurunun yani hostesin ellerinin daha fazla dikkat çekmesinden çok tırnaklardan birindeki küçük bir dökülme bile ciddi biçimde pasaklıymış gibi görünmesine yol açıyor.
Uçuş boyunca troleyleri iten, fırınları açıp kapayan, şişe açan kabin memurlarının tırnaklarındaki ojenin zarar görme ihtimali çok yüksek. Kırmızı ojede bir parça dökülme, ciddi bir görüntü bozukluğuna yol açıyor. Daha pastel renklerde bu durum sanıldığı kadar göze batmıyor.
Kırmızı ruj ve oje yerine kullanılan pastel renkler kabin memuru içinde büyük rahatlık sunuyor. Pastel renklerde rujdaki silinmeler ve ojelerdeki küçük dökülmeler dikkat çekmiyor. Bu yüzden her havayolu şirketinde bu tür önlemler alınıyor. Ayrıca her havayolu kabin memurlarının makyajlarına, saç şekillerine karışıyor.
(…)
Saçlara gelince; saçların topuz yapılması çok önemli. Çünkü havacılıkta kabin memurları ya da pilotlarla ilgili hazırlanan kurallarda temel olarak acil tahliye şartları göz önüne alınır. Tahliye sırasında açık ve uzun saçlı kabin memuru bir yere takılıp kaldığında, yolculara yardım edemez ve ortaya çıkan tehlikenin hızla büyümesine bile yol açabilir. Bu yüzden THY kabin memurlarının saçlarını arkadan topuz yapmalarını, at kuyruğu örülmesi halinde de uzun olmasına izin vermiyor. Çünkü bununda tahliyede takılma ihtimali çok yüksek. Bu yüzden omuz hizasına bile kuyruğun uzamaması gerekiyor hatta kuyruğun file içine alınması gerekiyor.
(…)
Türk Hava Yolları çok uzun yıllardır sarkıntılı küpe, bilezik vs. gibi aksesuarları yasaklayan ciddi kurallar uyguluyor.Uçuşa giden kabin memurları kontrol kabin amirlerinin önünden geçerken gözle denetleniyorlar ve gerekirse uyarılıyorlar, bu işlemler israr halinde cezaya kadar uzuyor. Kurallar THY’nin kendi koyduğu kurallar değil, havacılığın bir çok kazadan sonra aldığı derslerle ortaya koyduğu kurallar aslında.
Kırmızı ojesi bozulmuş, kırmızı ruju dişlerine bulamış ya da size uzanan kolunda anlaşılmaz bir dövme olan kabin memurunun hizmeti elbette rahatsız edici olabilir. Bence bunun özgürlük gibi kavramlarla bir ilgisi yok. Hizmet sektörünün geleneksel kurallarının havacılıkta alınmış derslerle yaratılmış bir modelin gündeme getirilmesinden başka bir şey değil. THY’nin doğru yaptığını söyleyebilirim.
(…)