MEDYAGUNDEM.COM- O değil de tüm Ergenekon, Balyoz, Oda TV davalarından yargılananlara ve ulusalcılara büyük şok oldu! Yıllardır “Silivri tutsakları” deyip, Gülen örgütünün kumpaslarından söz edip, sonra da kumpasçı örgütle aynı yatağa giren avukat Celal Ülgen “cemaatçi” çıktı!
Bütün Ergenekonculara ve Balyozculara tam bir kazık oldu!
Ülgen Gülen örgütü kanalına çıkıp, paralel örgüte yönelik operasyonları eleştirerek, tam bir paralel ağzıyla konuştu!
Dememiz o ki Ergenekoncuların avukatı da paralel çıktı! Sırf o paralel kanala çıkıp görüntü vermek bile tarafını açıkça belli etmenin resmidir… Celal Ülgen o kareye girmekle kalmadı, paralelleri dahi savundu.
Sözcü, Birgün ve Cumhuriyet gazetelerinin Gülen örgütünün eline geçtiğini biliyorduk ama yıllardır Ergenekon sanıklarını savunan avukatın da paralel çıkması bir ilk oldu.
Ergenekon, Balyoz ve Oda TV davalarını kıyasıya eleştiren, bu davaların hukuksuz ve sahte delillerle bir kumpas operasyonu olduğunu savunan avukat Celal Ülgen çıktı Gülen örgütünün kanalında paralellere destek oldu.
Celal Ülgen gibi bir ismin paralel kanalı Samanyolu Haber TV’ye çıkıp operasyonları eleştirerek Gülen örgütüne destek olması başlı başına bir paralel dayanışma.
Bakalım Ergenekon ve Balyoz davasından yargılananlar bu gelişmeyi nasıl hazmedecekler?
Bu arada Ergenekoncu avukatın paralel çetenin kanalına çıkıp bu ihanet şebekesinin ekmeğine yağ süren açıklamalar yapması, aslında Ergenekon örgütü ile Gülen örgütü arasındaki “kan bağı”nın da göstergesi…
ilginç a habere de çıkıp cemaatin kumpaslarını anlatıyodu nasıl delil uydurduklarını anlatıyodu acaba samanyolunda ne anlattı cemaatin kumpaslarını anlatmadı mı ? videosunu izlemek lazım
Ergenekon, Balyoz… sanıkları nasıl bir kumpasın içinde olduğunuzu görebiliyor musunuz? Sizleri ipe götürenlerin hangi alçaklar olduğunun farkına varabildiniz mi? Brütüsleriniz kimlermiş? Bu davalardaki asıl KÖSTEBEK’lerin kimler olduğunu anlayabildiniz mi?
Bakın, dün bir konu yazıldı, devletin yetkili-etkili kurumunun bu işin peşine düştüğünden adım gibi eminim, lakin kamuoyu olarak olayı ne kadar anlayabildik noktasında soru işaretleri var.
Derin devletin kara kutusu olarak bilinen Doğan Yıldırım Ergenekon davası sanığı Fuat Turgut´un da avukatıydı, konuşturuldu, hem de ne konuşturulma, baktılar ki ele avuca sığmıyor infaz edip kurtulalım dendi ve infaz edildi de, bunun ne demek olduğunu şu tablo gayet net bir şekilde ortaya koymaktadır. Ya bizimlesin ya da sonun Doğan Yıldırım gibi olacak denmesiyle beraber herkes tercihini yapıp mesaisine başladı. Uyan Türkiyem uyan.
Doğan Yıldırım ilk değil, ondan önce Rahmetli Muhsin Başkan aynı tehdidi yaşadı, sonu kaza görünümlü bir infaz oldu. Bu cinayetlerin çoook önceleri de var, Hablemitoğlu, İhsan Güven…daha daha öncesi Ciamaatın içine sızmış bir MİT mensubunun öldürülüp cesedini parçalanarak yol kenarına atılması gibi, bu nedenle resimdeki birlikteliği çok iyi okumak gerekir.
P.İ.Ç’i sadece ülkeyi ele geçirmek için yapılanmış bir örgüt olarak görmek son derece yanlış olur. Bu örgüt aynı zamanda ülkeyi ele geçirmek için faili meçhul cinayetleri gerçekleştiren kanlı bir cinayet şebekesidir. Bu şebeke başarısız darbe girişimlerinden dolayı deşifre olacağı endişesiyle tasfiye aşamasındadır. Bu tavsiye gerçekleşmeden-gerçekleştirilmeden suçüstü yapılması gerekmektedir.
Bu örgütün ipliğini pazara ancak faili meçhuller çıkarır.