MEDYAGUNDEM.COM- ABD’li yönetmen Sydney Pollack’ın Horace McCoy’un aynı adlı romanından sinemaya aktardığı ünlü filmi “Atları da Vururlar”, 1969’da yapılan bir filmden öte, ciddi bir sistem eleştirisine dair “kült” yapıttır.
1930’lar Amerikası… Ekonomik bunalım… İşsizlik… Açlık… Perişan toplum…
İnsanlar para karşılığı iş bulamıyor…
Film depresyonun tam ortasında 1500 dolar ödülü kazanabilmek için dans maratonuna katılan çiftlerin hikâyesi gibi görünse de, gerçekte insanların çaresizlik içinde nasıl bencilleşebildiği ve değerlerini sıfırladığının hikâyesi…
100, 200, bin saat sürecek dans maratonunda ayakta kalabilen son çift parayı kazanacaktır.
Tıpkı Gülen örgütü gibi…
Darbeye kalkıştılar, herkesi illegal biçimde dinlediler, Türkiye’ye ihanet ettiler, masum insanlara kumpas kurdular ve yakalandılar.
Ve sürekli yalan üretiyorlar, hala kumpaslar peşindeler, örgütlerinin iktidarı için tüm varlıklarıyla akıllarını zorluyorlar…
Her geçen gün görüntüleri daha perişan bir hal alıyor.
Gülen örgütü tıpkı “Atları da Vururlar” filminde olduğu gibi ölümüne bir “dans” içindeler ve kendilerinden iyice nefret ettirdiler.
Niye “Atları da Vururlar”ı hatırladık…
Çünkü Gülen örgütünde “infazı” gerçekleşen, Pensilvanya’nın ipini çektiği ve Zaman’ın yayın yönetmenliğinden alınacağı konuşulan Ekrem Dumanlı, hakkındaki haberler için Twitter’da şöyle buyurmuş:
Nasıl Pollack’ın filminde umutları biten çiftler dansa dayanmaya çalışır, ama tüm gücünü harcayanı ölüm karşılar ve ölen yaşlı çiftleri çöpe atarlar, tıpkı sakatlanan yarış atlarını vurmaları gibi… Ekrem Dumanlı da kendisine çok güveniyor olmalı. Fetullah Gülen’i “masör fantezisi” ile yakan ve bu yüzden ipi çekilen, Gülen’in “1.5 milyon tiraj” talimatı verdiği için panikle ne yapacağını düşünen Dumanlı için artık “ölümcül dans”ın sonu…
Dumanlı “köpekler istedi diye atlar ölmez” diye yine yanlış zaviyeden göreceğine “Atları da Vururlar” diye düşünse kendisi için hayırlı olacak. Ama öylesine “yaralı” ki hala çılgınca dans edip, yarışabileceğini sanıyor.