Anasayfa / ANALİZ / Atilla Yayla’dan cemaate demokrasi dersi!
atilla-yayla1

Atilla Yayla’dan cemaate demokrasi dersi!

MEDYAGUNDEM.COM- Yeni Şafak’ın liberal yazarı Atilla Yayla bugün resmen cemaate “demokrasi” dersi” veren bir yazı yazdı.

Liberal demokraside politikacılar ve bürokratlar arasındaki ilişkiyi anlatan Yayla düne kadar Zaman gazetesinde yazıyordu ve cemaat medyasının da önemsediği bir isimdi.

Bugün Yayla entelektüel çerçevede atanmışların seçilmişlere tabi olması gerektiğinin liberal demokrasinin bir gerekliliği olarak altını çizdi.

Devlet içinde cemaat adına görev yapan bazı bürokratlarn Başbakan Erdoğan’a karşı darbeye kalkışmaları düşünüldüğünde cemaat medyasının bu yazıyı içine sindiremeyeceği aşikar.

Çünkü Atilla Yayla cemaatin demokrasi ile sorunlu duruşunu da deşifre etmiş oluyor.

İşte yazısından çarpıcı bölümler:

BÜROKRATIN ÜSTÜNLÜK KAYGISI

Bürokratlarda belirgin bir şekilde siyasetçileri küçümseme eğilimi vardır. Onlar, neredeyse değişmez biçimde, kendilerini hancı siyasetçileri yolcu, yani kendilerini kalıcı siyasetçileri geçici görürler. Bu, bürokratlarda, çok temelsiz olduğu söylenemeyecek, siyasetçilere karşı bir güçlülük ve üstünlük algısına yol açar. Bürokratlar hükümette görev alan bakanlardan daha uzun süre görevde kalırlar. Yıllar içinde işlerinin teorik ve teknik bilgisi ile pratik becerisini edinirler. Çalıştıkları kurumlara sahiplik, hatta patronluk duygusu geliştirirler. Bürokraside yukarı tırmandıkça daha geniş personel ve bütçe imkânları edinirler. Geniş bir bürokratik ağ oluştururlar. Bu onları politikacılar karşısında, özellikle de ofisi, personeli, bütçesi olmayan milletvekilleri karşısında güçlü kılar.

BÜROKRASİYİ SİYASETÇİ DENETLER

Devlet bürokratsız işleyemez. Bu yüzden, her sistemde her zaman bürokratlar vardır, var olmaya da devam edecektir. Ancak, temerküz etmiş her güç gibi bürokratik güç de hem iyiye hem kötüye kullanılabilir. Bundan dolayı, bürokrasinin toplum tarafından denetim altına alınması gerekir, yoksa, toplumun hizmetkârı olması gereken bürokrasi toplumu kendi hizmetkârına çevirebilir. Toplum bu denetlemeyi doğrudan ve bizzat yapamaz. Liberal demokrasilerde bürokratik tabakanın denetimi halkın temsilcisi olan politikacılar eliyle gerçekleştirilir. Bunun sonucu şudur: Demokraside otorite hiyerarşisinde politikacılar daima bürokratların yukarısındadır. Bürokrat her zaman siyasetçiden emir almak ve onun uygun gördüğü istikamette devlet cihazını çalıştırmak zorundadır.

BÜROKRATLAR KAMU POLİTİKALARINI TAYİN EDEMEZLER

Liberal demokraside vatandaşlar arasında kamu görevine girişte pozitif veya negatif ayrımcılık yapılamaz. İnsanlar dillerine, dinlerine, cinsiyetlerine, renklerine, sosyal ve ekonomik statülerine, kolektif kimlik aidiyetlerine bakılmaksızın, sadece işin gerektirdiği genel nitelikleri haiz olmak şartıyla, usulüne uygun olarak girilen her kamu görevine talip olabilirler, bu görevleri üstlenebilirler, belli bir güvence içinde bu görevlerde çalışabilirler. Ancak, bürokratik statü makamlarında oturanlar kamu politikalarını tayin edemezler. Kamu politikalarının belirlenmesinde siyasetçilere teknik destek sağlayabilirler, alternatif siyasa önerileriyle ilgili bilgi sunabilirler. Kendilerinin bu siyasalardan belli birini tercih ettiklerini de beyan edebilirler. Fakat, nihaî safhada, kamu politikasının belirlenmesi hak ve yetkisi siyasetçiye aittir. Siyasetçinin seçtiği politikaları beğenmeyen üst seviye memurlar, bu politikalara kafa tutma veya politikacıyı çiğneyerek kendi politikalarını oluşturup izleme yoluna gidemez. Bu demokrasiye aykırıdır. Böyle bir durumda tek yapabilecekleri, eğer siyasî amirleri tarafından zaten makamlarından uzaklaştırılmamışlarsa, memurluktan değil ama bulundukları üst mevkiden ayrılmak, politik yetkilinin seçtiği siyasanın yürütülmesinde aktif görev almamaktır.

DAİMA SEÇİLMİŞ ATANMIŞIN ÖNÜNDEDİR

Liberal demokraside seçilmiş siyasetçinin atanmış bürokrata yetki üstünlüğünün ne insanî erdemlerle ne de daha doğru kamu politikası fikrine sahip olmakla alâkası vardır. Bazı durumlarda bürokrat politikacıdan daha erdemli bir insan olabilir, daha isabetli fikirleri benimseyebilir. Ancak, yetki hiyerarşisinin tesisinde bunlar ölçü değildir. Daima, seçilmiş atanmışın önündedir. Bürokratların politikacılara tabi olması ilkesinin ana gerekçesi, politikacıların seçimle gelmesi ve dolayısıyla halkı temsil etmesi ve halk tarafından onlara hesap sorulabilmesidir. Politikacılar demokratik hesap verebilirlik özelliğine sahiptir, bürokratlar ise halk tarafından politik olarak hesaba çekilemez. Bu yüzden, kamu politikalarının oluşturulmasında asıl sorumlular ve dolayısıyla ana yetkililer politikacılardır.

YAYLA’NIN YAZISI İÇİN TIKLAYIN 

MEDYAGUNDEM

soner-enis

FETÖ’nün Hürriyet ve CHP imamı!

Soner Yalçın Sözcü gazetesinde “Cemaat’in CHP imamı” başlıklı yazısıyla CHP milletvekili Enis Berberoğlu’nun FETÖ bağlantısını …

ilker4

Askeri darbe iyi bir şey öyle mi İlker Bey?

CNN TÜRK’te Tarafsız Bölge programında Ahmet Hakan’ın programına konuk olan 26. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, …

ilker

FETÖ ile Erdoğan tek başına mücadele etti

26. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Gülen Örgütü ile 2012-2016 arasında tek başına mücadele …

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir