MEDYAGUNDEM.COM- Daha geçen yıla kadar emniyet ve yargı içindeki “hakim gücün” yarattığı haksızllık, hukuksuzluktan şikayet ediyordu. “Taraf yüzünden masum insanlar cezaevinde” diye yazıp, bugün emniyet-yargı cuntası dediğimiz illegal örgütün ne kadar icraatı varsa hepsini eleştiriyordu.
Sırf bu yüzden Oda TV davasında kendisi de hedefti. Soner Yalçın’la yaptığı telefon görüşmeleri çarşaf çarşaf iddianame eklerine yerleştirildi.
Cemaatin “hedefindeki” gazetecilerden biriydi ve o dönem paralel çetenin belaltı haysiyet cellatlığına karşı bile hükümet onun hukukunu korumuştu.
Herşeyi tek tek anlatacağız.
Artık bu ülkede maskeler düşecek, kimin hangi ilişkilerle niye konuştuğunun anlatılması gerek…
Milliyet yazarı ve CNN Türk programcısı Aslı Aydıntaşbaş, son dönemde ilginçtir “paralel devletin sözcüsü” gibi… Dün ne kadar şikayet ettiği konu varsa sanki onları söyleyen kendisi değilmiş gibi “cemaat tetikçisi”ne dönüştü.
CNN Türk ekranında alenen “paralel devleti” savunacak kadar işleri ileri götürdü. Hükümetin HSYK’nın yapısına ilişkin düzenlemesini bu sabah CNN Türk ekranında “sivil darbe” diye niteleyecek kadar ileri “paralel devletçi” oldu. Ama o HSYK’nın sivil iktidara darbe yapmış olmasından hiç söz etmedi, yargı içindeki darbecilere toz kondurmadı.
Öylesine “cemaat sözcüsü” haline geldi ki, bu sabah CNN Türk’teki Karşı Gündem programında, “Hüsnü Mübarek de Tayyip Erdoğan da seçilmiş liderdir. Seçilmişler yargının üzerinde değildir.” deyip, atanmışı seçilmişten üste çıkardı, paralel devlet olmadığını da savundu.
ASLI AYDINTAŞBAŞ’IN DÖNÜŞÜMÜ BARANSU’NUN O SALDIRISIYLA İLGİLİ Mİ?
Gelin medyada hiç kimsenin yazamayacağı gerçekleri bir bir anlatalım size… Aslı Aydıntaşbaş nasıl oldu da cemaat ile ittifak noktasına geldi görelim. Bugün cemaat medyasında el üstünde tutuluyorsa bunun bir sebebi var elbette.
Geçen yıl cemaatin operasyon biriminden Mehmet Baransu Twitter’da Aslı Aydıntaşbaş’a çirkin bir saldırıda bulunmuş, şu twiti atmıştı:
Buna Aydıntaşbaş’ın tepkisi de sert oldu, o da Twitter’dan cevap verdi. Baransu’ya öyle tepki doğdu ki, gazeteciler “Baransu’yu kınıyoruz” diye bir kampanya bile başlattılar. (www.medyagundem.com/gazetecilerden-baransuyu-kiniyoruz-kampanyasi/)
Baransu’nun resmen “şantaj” mesajının belli ki bir nedeni vardı.
İŞTE GERÇEKLER
Mart 2011’den itibaren paralel devlet çetesi ve ona bağlı polis şefleriyle, gazeteciler Aslı Aydıntaşbaş hakkında bir kara propagandaya başladılar. O tarihlerde paralel devletçiler kendilerine yakın gazetecilere, “Soner Yalçın’la Aslı’nın ilişkisi ve görüntüleri var” diye aşağılık bir kampanyaya başladılar. Aslı Aydıntaşbaş için en iğrenç laflarla propaganda yapılıyordu. Ellerinde kaset olduğu iddiası dilden dile dolaşıyordu.
Malum çetenin tarzı buydu, şantajla, tehditlerle herkesi kafeslemekti plan.
Oysa hükümetin bazı temsilcileri o zamanlar Aslı Aydıntaşbaş’a belden aşağı operasyon için “Uğraşmayın bu işlerle, terbiyesizlik yapmayın” bile demişti. Yani Aslı Aydıntaşbaş’ın hukukunu hükümet korumuştu bu paralel yapıya karşı.
Ama ne ilginçtir şimdi Aslı Aydıntaşbaş paralel devletin darbesini destekliyor.
Tüm medyaya “Aslı Oda TV’ci çünkü Soner’le ilişkisi var” diye belden aşağı iddiaları yayan malum polis şefleri ve savcılardı.
Hatta Aslı Aydıntaşbaş da Oda TV soruşturmasında gözaltına alınacaktı ama Cihan Kansız’ın görevden alınmasıyla kurtuldu.
Cemaatin hedefiyken, en aşağılık yöntemlerle şantaj ve tehdide uğramışken Aslı Aydıntaşbaş’ın bugün paralel devletin yanında yer alması gerçekten manidar…