Ak Parti hükümetinin son iki senede demokratikleşme adımlarından vazgeçtiğini öne süren Gülen’in yalanlarına Yeni Şafak yazarı arşivlerle yanıt verdi.
Fethullah Gülen, Yahudi cemaatinin sesi olan WSJ’ye verdiği röportajda Ak Parti ile ilişkilerin gerilemesinin nedenini son 2 yılda demokratikleşme konusunda atılan geri adımlar olduğunu ileri sürmüştü.
Yeni Şafak Yazarı Abdülkadir Selvi, bugünkü yazısında Gülen’e yanıt verdi. Son iki yılda atılan demokratikleşme adımlarını sıralayan Selvi, paralel hocanın yalanlarını da deşifre etti.
İşte Selvi’nin yazısından ilgili bölümler:
Hocaefendi’nin Wall Street Journal tercihi kime mesaj?
…Hocaefendi’nin Wall Street Journal sevdası nereden geliyor?
Türkiye’nin başı nerede belaya girdiyse, WSJ provokatif yayınlarıyla orada ön plana çıktı.
7 Şubat MİT operasyonunun Amiral gemisiydi, Gezi olaylarının ise kara propaganda aracı.
Ayrıca Hocaefendi’nin son 2 yılda demokratikleşme konusunda geri adım atması nedeniyle AK Parti ile ilişkilerinde gerileme olduğu yönündeki değerlendirmesi de gerçeği yansıtmıyor.
Küçük bir arşiv taraması son 2 yılda, çözüm süreci başta olmak üzere demokratikleşme alanında önemli adımların atıldığını ortaya koyuyor.
Bakalım son 2 yılda ne yapılmış?
28 Şubat’ın ürünü olan Kur’an Kurslarındaki yaş sınırı kaldırıldı.
Üniversite öğrencilerinin ardından Kamudaki başörtüsü yasağına son verildi.
Merve Kavakçı’nın milletvekili olduğu halde başörtülü olduğu için yemin ettirilmediği parlamentoda milletvekillerinin başörtülü olarak genel kurula girmesi sağlandı.
28 Şubat’ın en büyük dayatması olan 8 yıllık kesintisiz eğitim kaldırıldı.
Getirilen 4 artı 4 artı 4 yıllık eğitimle Peygamberimizin Hayatı ve Kur’an-ı Kerim okullara ders olarak konuldu.
İmam Hatiplilerin polis ve askeri okullara giriş yasağı kaldırıldı.
YAŞ mağdurlarına iade-i itibar verildi.
28 Şubat sürecinde başörtülü oldukları için okullarından atılan öğretmenlere görevlerine dönme imkanı getirildi.
28 Şubat ürünü olan EMASYA kaldırıldı.
Ve Çok daha önemlisi, Hocaefendi’nin, ‘Sulhta hayır vardır’ diye destek verdiği çözüm süreci başladı. İslam’ın iki bahadır evladı olan Kürtlerle-Türkler, yeniden bir araya geldi.
Yukarıda saydıklarımın içinde Hocaefendi’yi rahatsız eden bir madde var mı bilmiyorum. Demokratikleşme konusunda, daha çok mesafe almamız gerektiğine inananlardanım.
Ayrıca demokratikleşmede gerileme var diye darbe girişiminde bulunmanın hangi manaya geldiğini ise anlamakta zorlanıyorum. Hem demokratikleşme eksikliğinden söz edeceksiniz hem cemaat vesayetini tesis etme adına milli iradeyi temsil eden hükümete karşı savaş açacaksınız.
Madem demokratikleşmeden saptılar, o zaman korku imparatorluğu tesis ederek, ülkeyi bir polis ve yargıç cumhuriyetine çevirerek mi, sağlayacaksınız demokratikleşmeyi?
Bildiğim bir şey var ki o da, son 2 yılda yapılanların sadece biri dahi eski hükümetler döneminde yapılsa biz onu baş tacı ederdik.
Sadece kamuda başörtüsü, okullara Kur’an-ı Kerim dersinin konulması ve çözüm sürecinin başlatılması dahi, duayı gerektirir, bedduayı değil…
