Arınç, sonuçların, AK Parti açısından gerçekten büyük bir başarı olarak kabul edilmesi gerektiğini ifade ederek, seçilen belediye başkanlarının ülke, halk ve kendi bölgelerine hayırlı hizmetler yapması dileğinde bulundu.
Seçimlerde bir ilkin de yaşandığını vurgulayan Arınç, şöyle konuştu:
“Ulusal ajansımız Anadolu Ajansı seçim sonuçlarını ilk defa sandık başlarından ve öncelikle haber olarak sundu. Bunların ne kadar objektif olduğu, ne kadar doğru ve isabetli olduğu da sonuçlar açıklandığında ortaya çıktı. Belki seçimi çeşitli açılardan analiz etmek mümkün ama öncelikle sorumlu olduğum Anadolu Ajansı açısından bir kaç konuya dikkat çekmek istiyorum. Özellikle Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mansur Yavaş, Kılıçdaroğlu ve partinin ileri gelenleri, ulusal ajansımız Anadolu Ajansını yersiz şekilde itham etmeye, suçlamaya kalktılar. Bunları doğrusu hiç isabetli bulmuyorum. Bunlar tamamen spekülasyonlara yönelik Ajansımızı ve sonuçları bir şekilde geçersiz kılmaya yönelik çabadır. Özellikle bir gazetenin attığı başlıklara inandılar. Onun manipülasyonuna kandılar ve başarısızlıklarını örtme çabası içerisinde Anadolu Ajansımızı kötülemeye çalıştılar. Öncelikle ilk haberler Anadolu Ajansı’dan geldi. Sonra da diğer ajans, özel bir ajansı kast ediyorum yani şu anda devletle, hükümetle kavgalı, belli bir yapıyla doğrudan ilişkili olduğu bilinen ajansın haberlerinin Anadolu Ajansı ile ayrık olduğunu ifade ediyorlar. Bu olabilir. Öncelikle haberlerimizi verdik. Sonra bahsettiğim ajans da devreye girdi. Onların haberleriyle biz 2-3 saat sonra aynı noktaya gelmiş olduk. Yani Anadolu Ajansı’nın haberlerinin doğruluğunu hem özel ajans hem bütün gazete ve televizyonlar kabul etmek durumunda kaldılar. Güya AK Parti’nin lehine çıkıyor olması o partinin seçmenlerini sevindirdiği kadar oy atmaya gidenleri de etkilemiş ve onlar büyük bir moral bozukluğu içerisinde CHP’ye oy vermemişler. Bu kadar gülünç, bu kadar saçma bir iddianın arkasını, bir parti sözcüsü veya partinin ileri gelenleri, nasıl saklanabilir. Yani bunun aksini de şöyle düşünmek mümkün, diğer özel ajans da öyle haberler vermiş ki güya bizim seçmenimiz de bundan etkilenmiş, AK Parti’ye oy vermekten caymış. Yani mefhumu muhalifinden böyle anlaşılabilecek bir konuyu gülünç olduğunu kabul edip bir kenara atmak yerine, günlerden beri bunun üzerine spekülasyon yapmaya kalkıyorlar. Biz bin 500 haberci ve sandık başında da sonuçları bize ulaştıracak 95 bin kişilik bir haber ağıyla bu işi yaptık.”
“Ajansımız manipülasyona gitmemiştir”
Ulusal haber ajansı AA’nın gelişigüzel bir ajans olmadığını, 94 yıllık mazisi bulunduğunu belirten Arınç, “Büyük Atatürk’ün kendi kurduğu bir haber ajansı ve son yıllarda yaptığımız ataklarla da dünyada ses getiren, en önemli haberlerin paylaşıldığı bir ajans olarak ortaya çıktı. Niçin biz seçim haberlerini belli bir parti adına manipüle etmek durumunda kalalım. Bu bir iftiradır, bir yakıştırmadır, bunu kesinlikle reddediyoruz ve bunu yapanların gülünçlüklerine bakıp, seçim sonuçlarının da işte böyle kişilerin elinde CHP’yi nasıl mahcup ettiğini, yeri geldiğinde nasıl rezil ettiğini anlamak da mümkün. Bir defa bunu açık yüreklilikle söylemek istiyorum, Ajansımız manipülasyona gitmemiştir. Haberleri bir tarafta farklı bir şekilde verip, diğer partinin aleyhinde sonuç çıkaracak bir çabanın içerisinde de olmamıştır” diye konuştu.
Başbakan Yardımcısı Arınç, şöyle devam etti:
“Taraf gazetesinin haberlerine bakılırsa, Ajansın başındaki Genel Müdür Sayın Kemal Öztürk, o akşam bir 15 dakikalığına AK Parti Genel Merkezi’ne uğramıştır. Bunda ne olabilir? Öncelikle bu gafiller şunu iyi bilmeli, Sayın Kemal Öztürk devlet memuru değil, devlet memuru statüsünde değil. Sarı basın kartı sahibi serbest bir gazeteci, yıllardan beri gazetecilik yapıyor. Bir şirket olan AA’nın başında da devlet memuru sıfatı olmadan çalışmalarını sürdürüyor. O, 15 dakikalığına AK Parti Genel Merkezine uğramışsa bunu çok özel bir haber olarak ortaya koyan gazetenin bu 15 dakika içinde Kemal Öztürk’ün ne yaptığını, kimlerle görüştüğünü, bu haberleri speküle etmek için nasıl bir çabanın içerisinde olduğunu da bilmesi lazım. Eğer buna imkanları varsa bunu da açıklasınlar, yok sadece Genel Merkeze uğramak bizim bildiğimiz kadarıyla bir serbest, sarı basın kartı sahibi gazeteci için bir eksiklik değil. Bence yapılması gereken de bir iştir.
Ben biliyorum ki Sayın Kemal Öztürk, gazeteci sıfatıyla Sayın Kılıçdaroğlu’nun mitinglerini de izlemiştir. Devlet Bahçeli’nin gittiği büyükşehirdeki mitingleri de kendi gözlemleri olarak izlemek imkanı bulmuştur. Bir gazetecinin bundan daha doğal bir çabası olabilir mi? Genel Merkeze herkes uğrayabilir. Genel Merkeze herkes gazetecilik içgüdüsüyle hareket ederek gitmiş de olabilir. Dolayısıyla bunu da sanki suçmuş gibi ortaya koymaya çalışanların madem gittiğini biliyorsunuz, biz de inkar etmiyoruz, o zaman ne yaptı da size göre bir suç işledi, bunu da ortaya koymaları gerekir. Ancak ben şunun şahidiyim ki Sayın Öztürk, 20 saat boyunca Ajansta Türkiye’den gelen haberlerin bizzat başında bulunmuş, arkadaşlarımızın bu haberi geçmelerine, özellikle yabancı ajanslara yönelik çalışmaları ve Türkiye’deki bu işe abone olan bütün gazete, televizyon kanallarına, ajans kanallarına işin servis edilmesine 20 saat uykusuz kalmak suretiyle de bizzat nezaret etmiştir. Ben Sayın Genel Müdürü çalışmalarından doğrusu çok başarılı buluyorum ve AA’nın ilk defa başardığı bu seçim sonuçlarını sandık başından haber verme yönündeki gayretlerini de tebrik ediyorum.”
“Kılıçdaroğlu’nun işi bu seçimlerden sonra bir hayli zor”
Arınç, “CHP’nin ‘AA’nın Ankara’daki partililerin moralini bozup, zafiyet yaratmak istediği’ yönündeki” iddialarının hatırlatılması üzerine de “Kesinlikle yanlış, yani ben sayın Mansur Yavaş’a, bunları yakıştıramıyorum. Eminimki o bu sözleri bilerek ve içtenlikle söylemiyor. Ama yanındaki akıl hocaları veya danışmanları, seçim yenilgisinin sebebini Anadolu Ajansına yüklemek gibi bir garipliğin içerisindeler. Yoksa Sayın Yavaş’ın aklı başında bir insan olduğunu ben şahsen düşünüyorum. İyi bir seçim mücadelesi de verdi. Cumhuriyet Halk Partisi onu aday yapmakla da bence çok doğru, çok akıllı bir harekette bulundu” dedi.
Seçimin saat 17.00’ye kadar devam ettiğini, AA’nın haberleri 19.00’dan itibaren geçmeye başladığını anlatan Arınç, şunları kaydetti:
“Yani o saatte sandık başında oy kullanmaya gelen kimse kalmadığı gibi sandıklar açıldıktan sonra morallerin bozulması ne işe yarayacak veya moral pompalamak neyi getirebilecek. Mansur Yavaş gibi birisinin bunu düşünmesi lazım. Ancak tabi bir yenilgiyi kabul etmemek ve bu yenilgiye malzeme bulmak gibi bir çabanın içindeler. Aynı çabayı eğer Sarıgül Ankara’da olsaydı o yapacaktı veya bir başkası olsaydı ona yaptıracaklardı. Ben akıl hocaları olarak Sayın Kılıçdaroğlu’nu sayın Haluk Koç’u, sayın Gürsel Tekin’i eğer seçmişse, onların zorlamasıyla bu işi yapıyorsa, tez elden bundan vazgeçmesini tavsiye ederim.
Artık seçim sonuçları çok açık bir şekilde gösteriyor ki Ankara’da Sayın Melih Gökçek, tekrar belediye başkanlığını kazanmıştır. Aradaki fark ne kadar azdır ne kadar çoktur bunun tartışmasını da yapmamak gerekir. Görelim ki bazı yerlerde 1 oyla, bazı yerlerde 10 oyla, bazı yerlerde 6 oyla başkan değişebiliyor. Sandık her şeye egemen. Kaç oy çıkarsa o kazanmış veya kaybetmiş sayılacak. Ben şunu düşünüyorum. İstanbul’da Sarıgül, diyelim ki burada Mansur Yavaş, diyelim ki Yalova’da Sayın Kılıçdaroğlu’nun Grup Başkanvekili, ismini söylemek istemiyorum. O döner dönmez bir Genel Başkanlık yarışına, parti içinde başlamak isteyebilirler. Onun için de şimdiden mazeret hazırlamaya veya kendi açılarından sonuçları değerlendirmeye kalkıyorlar. CHP’nin de Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun da işi bu seçimlerden sonra bir hayli zor.”