MEDYAGUNDEM.COM- Engin Ardıç’ı bugün okumayan çok şey kaybeder. Geziciler bu kadar da ezilmez ki arkadaş…
Ne yaparlarsa artık olmayan gittikçe marjinalleşen çapulcular son olarak merdiven boyacılığına soyunmuştu. Ardıç onlara yeni “ayaklanma” çıkarmaları için tüyo verdi bugün. Ardıç, “Size ayaklanma çıkarmak için başka tüyolar da vereyim: FEMEN grubu, örgüt evinde silah çıkınca tırsmış, Ukrayna’dan ipini kırıp sığınacak ülke arıyormuş. Onları çağırın. Bu hanımlar Beyoğlu’nun ortasında göğüslerini açsınlar, polis müdahale ederse dalaşmayı başlatırsınız. Sloganını da vereyim: Demokratik memeler!” diye yazdı.
İşte Ardıç bombaları:
İSTANBUL SERMAYESİNE UŞAKLIK EDEN SOLCULAR VE POSTALCILAR
İstanbul sermayesine uşaklık eden sözde solcular ve hükümetin yeminli düşmanı postalcılar, durduk yerde Taksim ayaklanması benzeri bir “merdiven ayaklanması” yaratamayınca huysuzlandılar.
Oysa fırsat çıkmak üzereydi… Polis gelip su sıkacaktı, biber gazı atacaktı, polise taş ve Molotof kokteyli atılacaktı, araçlar yakılacaktı, merdiven boyama bahanesiyle yeniden hır çıkarılacaktı… Gerçi eylem alanı Taksim gibi düzlük değil Cihangir yokuşuydu ama olsundu.
“KALDIRIM DEVRİMİ BAŞLIYOR” DİYE SEVİNDİRİK OLACAKLARDI
Şabalaklar da “bu sefer de kaldırım devrimi başlıyor” diye sevindirik olacaklardı.
İş büyüyemedi. Üzüldüler. Üzülünce, muvafık yazarlara sardılar. “Hükümet yandaşı gri severmiş”… Böyle diyorlar. Her rengin bir dili varmış, grinin yokmuş.
Gri kötüyse, savaş gemilerimizi ve uçaklarımızı fıstık yeşili yapalım, milli mücadelemizin simgesi kalpağı da açık siklamen… Atatürk’e de “Bozkurt” denilmesin, “Sarı Kurt” denilsin.
Amaç zevzeklik olunca laf nerelere gidiyor, görürsünüz…
Oysa biz “her önüne gelenin eline fırça alıp kamu alanlarını canının istediği renge izinsiz boyamaya hakkı var mıdır” diye sorduk yalnızca.
Varmış. Suçmuş ama olsunmuş. Pardon: Muhalif olursa varmış.
Bir de “sevgiyle” boyanırsa varmış ama sevgisiz yapılırsa yokmuş.
DEMOKRATİK MEMELER!
Size ayaklanma çıkarmak için başka tüyolar da vereyim: FEMEN grubu, örgüt evinde silah çıkınca tırsmış, Ukrayna’dan ipini kırıp sığınacak ülke arıyormuş. Onları çağırın. Bu hanımlar Beyoğlu’nun ortasında göğüslerini açsınlar, polis müdahale ederse dalaşmayı başlatırsınız. Sloganını da vereyim: Demokratik memeler!
Yanılıp da “hanımların memeleri elhak güzeldi” yazarsak bize de hakaretler yağdırırsınız, fena mı? Bir kadını beğendiği için kadın düşmanı ilan edilen ilk erkek olarak tarihe geçeriz.
BİBER GAZINA KARŞI BAĞIRSAK GAZI
İçinizde hiç utanması ve sıkılması olmayanlar, “Ankara’da olan oğlumu İstanbul olaylarında arıyorum bulamıyorum” diye televizyona da çıkıp bağırabilirler.
Ama en iyisi, biber gazına karşı bağırsak gazı.
Birinizin köşe yazısını Taksim’in ortasında yüksek sesle okuyun, polis “milletin burnu düştü be kardeşim” diye müdahale ederse çatışmayı başlatırsınız.
Acele edin, sonbahar başladı, defter, kalem, hamsi ve palamut el yakıyor ama takvim de ilerliyor, devrim kışa kalırsa hiç kıymeti yok… Ekim dediysen ekimde bu iş bitecek.
Yapacağım dediysen yapacaksın, yapamayınca ne yapıyorlar, bilirsin.