MEDYAGÜNDEM- Dün dedik ki; Altaylı kıskançlığından çatladı! Hürriyet’teki Leyla Zana röportajı Altaylı’nın hasetlik damarını kabartmıştı. Çünkü dünkü yazısı tam da böylesi bir “ruh hali”nin ürünüydü.
Belli ki MEDYAGÜNDEM dışında birileri de “okuma”yı böyle yaptı. Hürriyet’te Ahmet Hakan bugün isim vermeden Altaylı’nın o kıskançlığını diline doladı.
“Haberi bırakıp gazeteyi tartışmak” başlıklı yazısında Ahmet Hakan Altaylı’ya, “Fakat bizim meslekte ‘kirletmeyi’ şiar edinmiş tipler var. Özellikle de Hürriyet’ten ayrıldıktan sonra ‘marjinalleşmek’ gibi ölümcül bir kaderle baş başa kalmış tipler…” diyerek çaktı.
Ahmet Hakan da Altaylı’nın “kötücüllüğüne” ve “hasetliğine” vurgu yaptı.
İşte o yazısı:
***
Haberi bırakıp gazeteyi tartışmak
HÜRRİYET gerçekten de çok başarılı bir röportaja imza attı.
Yayın Yönetmenimiz Enis Berberoğlu ve Ankara Temsilcimiz Metehan Demir, Kürtler açısından “sembolik değeri” hayli yüksek bir isim olan Leyla Zana’yı konuşturdular.
Ama ne konuşturma!
Leyla Zana sarsıcı açıklamalar yaptı.
Gündem oldu resmen.
Hükümet kanadından önemli açıklamalar geldi, muhalefet tartıştı, BDP tartışmaya katıldı.
Televizyonlar Zana’nın açıklamalarını yayınladılar.
Gazeteciler de gündeme aldılar konuyu… Kimi Leyla Zana’ya destek çıktı, kimi eleştirdi.
Sonuçta ortaya gazetecilik açısından temiz, tertemiz bir başarı çıktı.
Kimsenin kirletemeyeceği türden bir başarı…
* * *
Fakat bizim meslekte “kirletmeyi” şiar edinmiş tipler var. Özellikle de Hürriyet’ten ayrıldıktan sonra “marjinalleşmek” gibi ölümcül bir kaderle baş başa kalmış tipler…
Bunlardan biri Leyla Zana’nın yaklaşımlarını değerlendirmeye alacağına, bunun üzerinden söz söyleyeceğine, bu önemli röportajı yayınlayarak gazetecilik başarısı gösteren gazeteyi değerlendirmeye almaya kalkmış.
Sadece “gazetecilik” motivasyonuyla yapılmış başarılı bir röportajı karalamaya kalkışmanın iki nedeni olabilir:
– Kötücüllük…
– Hasetlik…
İkisi de birbirinden fena…
Ne diyelim?
Allah kurtarsın.
***
medyagundem.com