Star gazetesinde Ersoy Dede’nin “Almanya, Can Dündar, CHP, Doğan grubu” başlıklı yazısı şöyle…
Almanya, Deniz Yücel isimli BND ajanının tutuklanmasıyla birlikte çılgına döndü..
Ne kadar kritik bir isim olduğunu verdikleri tepkiden pekâlâ anlıyoruz..
Sahiden öyle sıradan bir gazeteci olsaydı bu kadar kıyameti koparırlar mıydı zannediyorsunuz?..
Bugün PKK üzerinden Türkiye’yi sivil katliamlar yapmakla itham eden ve bu şekilde delil üreten bir kimlikle karşı karşıyayız.. Bu vakte kadar yaptığı haberlerin tamamında Türkiye’nin insanlığa karşı suç işlediğini yazan biri..
Peki bu Deniz Yücel’in irtibatlı olduğu Türk siyasetçinin kim olduğunu biliyor musunuz?.. Frankfurter Allgemeine Zeitung, bu adamı ilk soranın Enis Berberoğlu olduğunu yazdı..
Enis Berberoğlu kim peki?.. “FETÖ’ye bilerek ve isteyerek yardım etmek” ve “devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal ve askeri casusluk yoluyla açıklamak” suçlarından müebbetle yargılanan CHP yöneticisi.. Neden yargılanıyor bu suçlamayla.. Çünkü vatana ihanetten hakkında hapis cezası varken Almanya’ya kaçan Can Dündar, kendisini sattı..
Davaya konu görüntüleri, (MİT TIR’ları) hangi tarihte, hangi saatte, nerede aldığını kitabında yazdı.. Elbette sadece bu bilgileri verdiğinde devletin o saatte oraya kimin geldiğini telefon sinyali ya da sokak kameralarından ‘şak’ diye bulacağını biliyordu.. Değerli dostlar, yargılama konusu Türkiye Cumhuriyeti devletini bir uluslararası terör örgütüne silah temin etmekle itham.. Yani Türkiye’yi yargılatmak için delil üretme gayreti… Tutuklu BND ajanınkiyle aynı yani.. Can Dündar ilk yargılama öncesi kitabına bu çok kıymetli bilgi kırıntısını attıktan sonra ne oldu biliyor musunuz?..
1) Anayasa Mahkemesi serbest bıraktırdı.
2) Hakkında mahkumiyet kararı veren mahkeme, yurtdışı çıkış yasağını kaldırdı.
3) Almanya’ya kaçtı ve orada Cumhurbaşkanlığı düzeyinde kabul gördü.
4) Almanya’da oturma ve seyahat etme belgesi aldı.
5) Medya kurmasına izin verildi.
Bütün bu imtiyazların sonunda, yani Can Dündar’ın rahat etmesi karşılığında, hem CHP hem de Doğan Grubu rahat bir nefes aldı..
Çünkü Enis Berberoğlu, FETÖ’nün Ergenekon ve Balyoz kumpasları döneminde Hürriyet’in tepe yöneticisiydi.. Ardından da CHP’nin 2 numaralı koltuğuna oturdu..Yani bu, vatana ihanet skandalının kaynağı kesinleştiğinde elbette Doğan Grubu da CHP de bundan sıyrılamayacak.. Şimdi tıpkı Can Dündar gibi, Türkiye’yi sivil katliamlar yapmakla suçlayan bir başka isim, Deniz Yücel’in de irtibatlı olduğu kişinin Enis Berberoğlu olması soğuk dosyaların yeniden açılmasını ister istemez gündeme getirecek.. Biliyorsunuz henüz ne Enis Berberoğlu “o görüntüleri ben verdim” dedi, ne de Can Dündar, Berberoğlu’ndan aldığını açıkladı..
Sadece o gün Cumhuriyet Gazetesi’ne gittiği HTS kayıtlarıyla tespit edildi.. Bir de Can Dündar; “..ziyaretimize gelmişti, ne var ki bunda..” diye açıklama yaptı.. Ama daha her ikisi de görüntülerin bu damardan geldiğini kabul etmiş değiller.. Her an şartlar değişebilir.. Çünkü Can Dündar diyor ki; “…kaynağım kimden aldığımı söylememde bir sakınca olmadığını söylemesine rağmen ben açıklamıyorum ama ileride açıklayacağım elbette…” Pazarlık bitmiş değil anlayacağınız.. Kendi aralarında ihtilafa düştükleri gün gerçekleri tüm çıplaklığıyla görmüş olacağız..