Türkiye sadece 3 gün sonra tarihinin en önemli seçimlerinden birini yaparak ya istikrarlı tek parti iktidarını, ya da kriz ve kaos dolu koalisyon hükümetini seçecek.
Bugün kirli ittifak tarafından yere göğe sığdırılamayan koalisyon hükümetleri, uzun yıllar boyunca Türkiye’nin önündeki en büyük engel haline gelmişti. Birbiriyle uzaktan yakından alakası olmayan siyasi partiler koalisyon kurup, ülkeyi yönetmeye çalıştı. Türkiye’yi borç batağına sürükleyen bu hükümetlerin ürettiği tek şey kaos ve istikrarsızlık oldu.
Koalisyonlardan bıkan millet, 2002’de oyunu istikrardan yana kullandı. Ülke yeniden şaha kalktı, 13 yılda eşi daha önce görülmemiş bir şekilde büyüdü. Koalisyon belasından kurtulan Türkiye, şimdi yeniden kritik bir seçimin eşiğine geldi. Eğer sandıktan, koalisyon hükümeti çıkarsa Türkiye yine o sefalet yıllarına dönme tehlikesiyle karşı karşıya kalacak. 7 Haziran seçimlerinde bir koalisyon hükümeti kurma hayaliyle hareket eden kirli ittifak, seçim öncesinde başladığı algı operasyonlarıyla halka o sefalet günlerini unutturmak için elinden geleni yaptı. Doğan Medyası ve Paralel medya, bir yandan koalisyon hükümetlerine övgüler yağdırırken, CHP, MHP ve HDP ise koalisyon kurmak için birbirine mavi boncuk dağıtmaya başladı. Oysa Türkiye, en berbat yıllarını koalisyon hükümetleriyle yönetildiği yıllarda yaşamıştı. Halk bitmeyen kuyruklarda, yokluk içinde sefalet çekmiş, memur maaşlarını bile ödeyemeyen devlet, IMF kapılarında üç kuruş için yalvarır hale gelmişti. Vatandaş meteliğe kurşun atarken, ülkedeki kaos ortamından yararlanan iş dünyasının baronları ise servetlerine servet katma peşindeydi. Ve bugün de o günlerin özlemini çeken kan emici baronlar koalisyon hükümetiyle yanıp tutuşuyor.
KUYRUKLARDA ÖLENLER OLUYORDU
Koalisyon hükümetlerinin birbiri ardında eklediği vergiler ve yüksek oranlara ulaşan işsizlik sebebiyle fakirleşen vatandaş, kamu hizmeti de alamıyordu. Hastaneler 6 günden 6 güne hastalara bakabiliyor, eczanelerde ise ilaç bulunamıyordu. Diğer yandan ekmek almaya dahi gücü kalmayan insanlar ucuz ekmek satan fırınlar önünde uzun kuyruklar oluşturuyordu. Güneşin doğumundan önce şekillenmeye başlayan kilometrelerce uzayan kuyruklar, doğum, ölüm gibi vakalara sahne oluyordu. Halkın tepkisi karşısında çözüm üretemeyen koalisyon hükümetleri, IMF’nin kapısına giderek borç üstüne borç yüklüyordu.
KRİZ, ESNAFN BELİNİ BÜKMÜŞTÜ
DSP-MHP-ANAP koalisyonu döneminde izlenen yanlış politikalar ve istikrarsızlık nedeniyle ekonomi günden güne kötüye gitmiş, gecelik %7500’lere fırlayan faiz oranları karşısında direnemeyen esnaf kepenk kapatmak zorunda kalmıştı. Türkiye’yi adeta uçuruma sürükleyen
koalisyon hükümetinin başbakanı Bülent Ecevit’e sesini duyurmak isteyen bir vatandaşın fırlattığı boş kasa o dönemin ekonomisini en iyi özetleyen bir sembol haline gelmişti. Hortumlanan bankalar ve ardı ardına gelen iflas haberleri krizi git gide içinden çıkılmaz bir hale dönüştürmüştü.
(GÜNEŞ)
Allah korusun! bize acısın düşüncesi ble korkunç! düşünsenize bu koalisyonda ekonomi de Kemal derviş denen küresel siyonist sermayenin maşasının eline teslim edilecek , ülkenin tüm kaynakları yine emperyalislere peşkeş çekilecek, siyaset bu çapsız lider bozuntularıyla dizayn edilecek.Bu bir kabus düşünmek bile istemiyorum.