Karadayı, dün ilk kez hakim karşısına çıktı. Sincan’dan tankları yürütmenin “darbe olmadığını” söyledi. Daha sonra “Yaşanan gelişmeler öyle gerektiriyordu” diyerek ilginç bir savunma yaptı.
Aralarında 28 Şubat döneminin Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir, 1. Ordu Komutanı Çetin Doğan ile eski YÖK Başkanı Kemal Gürüz’ün de bulunduğu 103 sanığın darbeye teşebbüs suçundan yargılanmasına dün Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. Duruşmaya, davanın 1 numaralı sanığı dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı ilk kez katıldı.
İDDİANAMEYİ OKUMAMIŞ
Sağlık sorunları nedeniyle şimdiye kadar duruşmalara gitmeyen Karadayı, kimlik tespitinin ardından ifade verdi. Mahkeme Başkanı Tayyar Köksal, iddianameyi tam olarak okumayan Karadayı’ya suçlamaları hatırlattı. Ardından Karadayı savunma yaptı. Savunmasında “28 Şubat’ın darbe olmadığını” söyleyen Karadayı, “Gelişmeler sürecin başlangıcı oldu” diyerek Sincan’dan geçirdiği tankları savundu!
İŞTE KARADAYI’NIN SAVUNMASI
“28 Şubat’ta Sincan’dan tankları geçirerek darbe provası yapan Karadayı, savunmasında şunları söyledi: “Ülkede ciddi gerginlik yaşanmıştır. Toplumun yasası siyaset ve yönetim kademesinde uygulanması temel olan esaslardır. 28 Şubat bu esaslara ters düşen uygulamaların ortaya çıktığı tablodur. Ancak bunun kaynağı TSK olmamıştır. Bu iftiradır. Darbe söylemi saçmadır. 54. Hükümet ciddi huzursuzluklar yaratmış, bazı çevreleri buna teşvik etmiş, olumsuz tavır ve hareketlerle ciddi huzursuzluklar yaratmıştır. Bu gelişmeler sürecin başlangıcı olmuştur. Toplumda huzursuzluk yaratan bu
hareketlerin bir kısmını hatırlatalım. Erbakan’ın ‘Şeriat gelecek kanlı mı olacak kansız mı olacak’ demesi, iftar yemeği, cihat çağrıları, namaz gösterileri, Susurluk kazasının ortaya çıkardığı karışıklıklar, domuz bağıyla öldürülenler vs.”
‘GÖREVİ ÇİLLER ALSAYDI BÖYLE OLMAZDI’
“Bugün ortaya konan iddianame ile ben bir numaralı sanık olarak hükümeti yıkmak suçlaması gibi ağır ve haksız bir iftirayla muhatap oluyorum. İddianame iki temel yanlış üzerine kurulmuş. Erbakan’ın istifası kabul edilseydi, görevi Tansu Çiller alsaydı bugün bu dava açılacak mıydı? Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, görevi Mesut Yılmaz yerine Çiller’e verseydi böyle olmazdı.”
ALAN ANNESİNİ GÖRECEK
BALYOZ davasında 18 yıl hapis cezasına mahkum olan emekli Korgeneral Engin Alan’a İstanbul Haydarpaşa GATA’da yoğun bakımda tedavi olan annesi Ayşe Alan’ı görmesi için izin verildi. İstanbul 10. Ağır Ceza’nın kararına göre Alan, yol hariç bir gün boyunca annesiyle olabilecek.
KÜÇÜK VE AVCI’YA ODA TV’DEN TAHLİYE
İSTANBUL 16. Ağır Ceza’daki OdaTV davasında dün eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı ve Yalçın Küçük savunma yaptı. Avcı, savunmasında, “28 Şubat’a, Susurluk’a karşı çıktım. Tek ifade veren insanım. Bu yüzden suçlandım. Sabah kalkıp Ergenekoncu mu oldum? Bir insan aynı anda 4 örgütle irtibatlı olamaz.
Bu akla mantığa aykırı” dedi. Yalçın Küçük ise “Ben sizin bir meselenizim, beni yargılayacaksınız” dedi. Savunmaları tamamlanan Avcı ile Küçük tahliye edildi. Ancak Ergenekon’dan ceza alan Küçük ile Devrimci Karargah’tan yargılanan Avcı serbest bırakılmadı. CHP’li Deniz Baykal ise 19 Aralık’ta ifade verecek. (AKŞAM)
Karadayı doğru söylemiş! Darbe değil! Postmodern Darbe! Darbenin en alası, en moderni, kimsenin aklına gelmeyeni, hiçbir zaman uygulanmamış bir daha da uygulanması mümkün olmayan kendine has, münhasır, darbelere tarihinde özel, istisnai bir yeri olan darbelerin şahı, kralı, imparatoru, kısaca kralların kralı gibi darbelerin darbesidir. Doğru darbe değil! 28 Şubata Postmodern darbesine darbe demek kelimelerin kifayetsizliği anlamına gelir.