Akşam Gazetesi yazarı Atıf Hüseyin, Erdoğan’ın %51,8 ile ilk turda Cumhurbaşkanlığını kazanmasının ardından Hürriyet Gazetesi yazarı Ertuğrul Özkök’ün yazdığı ‘Kaçın kurtulun’ başlıklık yazısını eleştirdi.
Hüseyin, “Saygısızlığından, öngörüsüzlüğünden, yabancılığından, hatta edepsizliğinden dolayı özür dilemek yerine ‘kaçıp kurtulma’yı umuyor” derken, Özkök’ün zaten Yeni Türkiye’de yeri olmadığını belirtti.
İşte Atıf Hüseyin’in o yazısı:
HALA UTANMIYOR ÖZKÖK
‘Kaçın kurtulun’ Ertuğrul Özkök’ün çarşamba günkü yazısının başlığı.
Ve devam ediyor;
“Kendinizi yorgun hissediyorsunuz değil mi?
Bir tür bitkinlik ümüğünüzü sıkmış bırakmıyor.
Görmek istemiyorsunuz, duymak istemiyorsunuz, okumak istemiyorsunuz.
Çok iyi anlıyorum.
Çünkü ben de öyleyim.”
Anlaşılan o ki, Erdoğan’ın %51,8 ile ilk turda Cumhurbaşkanlığını kazanması Özkök’ün çok canını sıkmış.
Erdoğan’a oy veren 20 milyon 541 bin 254 insanı görmek istemiyor.
Milletin ilk kez kendi iradesiyle Cumhurbaşkanı seçmiş olmasından dolayı yaşadığı mutluluğun ayak seslerini ‘duymak istemiyor.’
10 Ağustos seçimleriyle Yeni Türkiye’nin ve Yeni Cumhuriyetin kurulmuş olduğunu ‘görmek’, ‘duymak’ ve ‘okumak’ istemiyor.
EDEPSİZLİĞİNDEN DOLAYI ÖZÜR DİLEMİYOR “KAÇIP KURTULMA”YI UMUYOR
Doğrusu Türkiyelilerin çoğunluğunun tercihinin kendisi için bir değer ifade etmediğini söylüyor Özkök.
Eğer kendisi gibi %10 mu, 15 mi bilmem, azınlığın iradesi ve talebi ile Cumhurbaşkanlığı belirlense (doğrusu atansa ve dayatılsa) bu çok değerli olacaktı kuşkusuz.
Hâlâ direniyor, kutlamak gerek doğrusu.
Hâlâ söyleyecek sözü var kendince.
Hâlâ utanmayan ve kızarmayan bir yüz taşıyor.
Hâlâ burnundan kıl aldırmıyor.
Hâlâ seçkinci ve üstenci tavrıyla tafra atabiliyor.
Saygısızlığından, öngörüsüzlüğünden, yabancılığından, hatta edepsizliğinden dolayı özür dilemek yerine ‘kaçıp kurtulma’yı umuyor.
O BİR YABANCI, O BİR İŞGALCİ
Kaçış repertuvarına da dikkatinizi çekmek isterim.
5 adet müzik öneriyor kendisi gibilere…
Tamamı yabancı.
İçlerinde bir tane olsun Türkçe eser yok.
Anlatımına göre en ‘damar’ durumda olmasına rağmen, bir Orhan Gencebay, Müslüm Gürses, Ferdi Tayfur yok.
En protest anını yaşıyor olmasına rağmen Ahmet Kaya, Cem Karaca yok.
En üzüntülü günlerinde bir uzun hava, hoyrat, barak yok.
Melankoliye batmış ama Sezen Aksu yok.
Kendi yalnızlığına kaçacağını söylerken azığında binbir imbikten geçerek yalnızlığı ve acıyı damıtmış sanat müziği yok.
Bu topraklara aidiyetine nişane olsun diye bir türkü yok.
Bölgemizde her gün onlarca, yüzlerce masum insan ve çocuk ölürken, onların dünyasıyla temas kurabilecek bir ağıt yok.
Coğrafya ile tarih ile millet ile bir bağlantısı yok.
Türkiye ile bir aşinalığı yok.
O bir yabancı.
O bir işgalci.
O ve onun gibilerin borusu eski Türkiye’de ötüyordu.
Yeni Türkiye’de artık onlara yer yok.
Zaten Yeni Türkiye’den ‘kaçıp kurtulmak’ istediğini kendisi de söylemiyor mu?
Hadi güle güle.
“Kendinizi yorgun hissediyorsunuz değil mi?
Bir tür bitkinlik ümüğünüzü sıkmış bırakmıyor.
Görmek istemiyorsunuz, duymak istemiyorsunuz, okumak istemiyorsunuz.
Çok iyi anlıyorum.
Çünkü ben de öyleyim.” demiş
Ertuğruuuul, benim-bizim adımıza konuşma yetkisini nereden alıyorsun? Hıı, söyle bakım çucuğum!
Senin ööööle olduğunu zaten biliyorduk, başka bir şey deseydin, mesela motorum çok yorgun, bitkin falan gibi! Iııı!
Seni görmek istemediğimiz, duymak istemediğimiz, okumak istemediğimiz konusunda üstüne bastın, ayağını kaldır dingil! Keh Keh Kehhh!
Ertuğruuuul, beş dene müziğin içerisinde memleketlim Laluğunoğlu Selahattin niye yok la? Iııı! Tanıyor musun Laluğunoğlu Selahattin’i? Rahmetli oldu da!
Ertuğrulcum, bak sana göre, seni, yaşadığımız şu günleri en iyi anlatan bir müzik buldum, lütfen şşşikerim benim için gözlerini kapatarak çıstak çıstak bu müziği dinler misin? Keh Keh Kehhh!
Sardı korkular gelecek yıllar
Düşündüm sensiz nasıl yaşanacaklar
Gözlerimde canlanacak yaptığın haksızlıklar
Her şey bambaşka olacak
Döndün bak geldin şimdi
Bugünü aslında nasıl sabırla bekledimdi
Seni yalvarırken görmek seni ağlatabilmek
Geçmişi senden geri almak bütün ümidimdi
Olmaz artık kapı açık
ARKANI dön ve çık istenmiyorsun artık
Bir zamanlar sen de bana acımadın
Yalnız kaldım yıkılmadım ayaktayım
Oh yaşadım yaşıyorum
Başım yukarda meydan okuyorum hayata ve sana
Gönlüm doluyor aşkla barıştım bak hayatla
Başladım yaşamaya hey hey
Umarım ARKANI dön ve çık demesine alınmamıştırsın şikerim. Vala bila ben söylemiyorum, Ajda söylüyor.