MEDYAGÜNDEM- Yeni Akit bugün manşetine taşıdığı yalan haberiyle son dönemde hakkında yapılan eleştirileri deyim yerindeyse haklı çıkardı.
Yeni Şafak yazarı Ali Bayramoğlu’na yönelik “linç hareketi” ile tartışılan ve basında Yakup Cemil’liğe özenenlerin öne çıkarıldığı Yeni Akit işte o eleştirileri bir kez daha hak ettiğini kanıtladı.
Yeni Şafak yazarı Abdülkadir Selvi’nin dünkü yazısının her satırının ne kadar doğru olduğu bugün Yeni Akit’in manşetiyle daha iyi anlaşıldı.
İşte Yeni Akit’i ele geçiren “tehlikeli zihniyetin” ayrıntıları:
***
Ali Bayramoğlu’na saldıranlar
Bir süredir, kimlik ve kişilik sorunu yaşayan kişiler tarafından çıkarılan bir internet sitesi ve değerli bir gazetenin değersiz bir köşesi, saldırı amaçlı olarak kullanılıyor.
Önce Ruşen Çakır’ı hedef seçtiler.
İşkence altında alınmış düzmece ifadeleri kim onlara servis ettiyse, bir maharet gibi yayınladılar.
İşkence insanlık suçudur. Birisini linç etmek için işkence altında düzmece ifadelerden medet ummayı, mesleki ve insani bir deformasyon olarak gördüğüm için üzerinde durmadım.
Sonra değerli bir akademisyeni ve çocuklarını hedef gösterdiler.
Genç yaşta evlat acısı yaşamış bir baba olarak o zaman isyan ettim.
Ayrıca aynı değerlerin insanı olduğum akademisyene yapılan saldırıyı, kendime yapılmış hissettim.
Sonra Ali Bayramoğlu’na geldi sıra.
O günlerde sıcağı sıcağına cevap veremedim.
İki sebebi vardı.
Duygularımı karıştırmak istemedim.
Bir de Esad yönetimi tarafından uçağımızın vurulmasıyla birlikte, Suriye ertelenemez bir gündem maddesi olmuştu.
Onu takip ettim.
Özel yetkili mahkemelerle ilgili süreçte ise, kamuoyunu bilgilendirmeyi birinci görev edindim.
Neyse bugüne kaldı.
Ali Bayramoğlu’nun fikirleri eleştirilebilir, Demokratik Gelişim Enstitüsü’nün faaliyetleri tartışmaya açılabilir.
Eğer bir fikri derinlik ve insaf duygusu varsa, bu tartışmalara fikri katkı da yapılabilir.
Onu anlarım. Hatta yararlı bulurum. Ama onu yapmadılar.
Ali Bayramoğlu’nu gazeteden attırmak için, adice kampanya düzenlediler.
Ama şunu düşünmediler.
Yeni Şafak gazetesini çıkaran Albayrak ailesi 28 Şubat sürecinde gazetelerinden atılan, kalemleri ellerinden alınan birçok köşe yazarına sayfalarını açmış yiğit insanlardı.
“Ticari faaliyetleriniz var. Sizi batırırlar” sözüne rağmen, dönemin iktidar sahiplerinin, “Gönderirim iki bekçi kapınıza kilit vurdururum” tehditlerine boyun eğmemiş insanlardı. Mesut Yılmaz ve Adil Serdar Saçan gazetemizin ortasına karakol kurduklarında da eyvallah etmemiştik.
Yani yanlış kayaya çarptılar.
Onlar Ali Bayramoğlu’nu attırmaya çalıştıkça, onun yeri sağlamlaştı.
O bizim Ali Abimiz.
Ben kendisini 28 şubat sürecinde bir okuru olarak tanıdım.
28 Şubat’ın en sıkıntılı günleriydi.
Ordudan atılanların, üniversite kapılarından geri çevrilen başörtülülerin haklarını savunacak isimlere ihtiyaç vardı.
Dışarıdan bir isim olarak o günlerde bizim haklarımızı savundu Ali Bayramoğlu…
28 Şubat sürecinde askerle mücadeleyi göze alan ender isimlerden biriydi.
Kalemini demokrasi mücadelesine adamıştı.
İnançlıların, ordudan atılanların, başörtülülerin savunucusuydu. 28 Şubat sürecinde haber merkezlerinde Erol Özkasnak’tan gelecek zarfın beklendiği dönemlerde, o askeri vesayeti kıyasıya eleştiriyordu.
Kaderin garip bir cilvesi.
O gün Ali Bayramoğlu’nun arkasına saklananlar, bugün ona ateş ediyor.
Hem de Müslüman ahlakına yakışmayacak bir şekilde.
Kemal Kerinçsiz zihniyeti Hrant Dink’i hedef gösterdi ne oldu?
Siz Ali Bayramoğlu’nu hedef göstererek ne yapmak istiyorsunuz?
Müslüman ahlaklı olur.
Ahlak nerede?
28 Şubat sürecinde EMASYA Planı’nın kaldırılması için mücadele başlattı. Ve bugün EMASYA kaldırıldıysa, onun şahsi girişimlerinin çok büyük payı var.
Peki siz, hangi yasağın kaldırılmasına öncülük ettiniz?
Sicilinizde cezaevine attırmaktan ve hedef göstermekten başka hangi onurlu sayfa var?
Bu kez de Ali Bayramoğlu’nun Ermeni olduğu iddiasını ortaya attılar.
Bizler ne zamandan beri, Müslüman olan insanların başka dinden olduklarını söylüyoruz.
Dinimiz bir Müslüman’a, başka dinden olduğu iftirasını atmayı bize yasaklamıyor mu?
Hem size ne?
Bizim Ermeni vatandaşlarımız da var.
Biz öğünmüyor muyuz Osmanlı’nın hoşgörüsüyle.
Yahudilere kucak açan bir milletin torunları olduğunu söylemedik mi yıllarca.
Hem size ne?
Bir maneviyat büyüğü olan Mevlevi şeyhinin torunu olan Ali Bayramoğlu size seceresini açmak zorunda mı?
Siz bu ölçüyü hangi ayet ya da hadisten alıyorsunuz?
Çok değer verdiğim isimlerden biridir AK Parti İzmir Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Tekelioğlu.
Tetikçilik yapanlar kısa pantolonla gezerken, bu davanın çilesini çekmiş isimlerden biridir.
Önceki gün Star Gazetesi’ndeki köşesinde Ali Bayramoğlu’na bir saldırı aracı olarak kullanılan, “Demokratik Gelişim Enstitüsü”- nün çalışmalarından söz etti. Kendisi de katılmış DPI’nın çalışmalarına.
“Ben bu çalışmaya, Ak Parti Dış İlişkiler Başkanlığı’nın görevlendirmesiyle katıldım. Yani bu çalışmadan Ak Parti Genel Başkanı olarak Tayyip Erdoğan’ın haberi var” diyor Tekelioğlu.
AK Parti’den ayrıca Lütfü Elvan ve Nursuna Memecan’da toplantıya katılan isimlerden.
Ne yapıyorlar? Doğru ya da yanlış. Çözüm arıyorlar.
Siz ne yapıyorsunuz?
Çözüm arayanları hedef yapıyorsunuz.
Geçmişte Nusret Demiral yapmıştı bu işi.
Sizin ondan farkınız ne?
Şahsımı da hedef aldılar.
Muhatap bile olmadım.
Değil onları, onların eline o dosyaları tutuşturanlara da eyvallah etmedim. Etmem.
Basında yeni Yakup Cemil’liğe soyunanlara, kendilerinden öncekilerin akıbetlerine bakmalarını öneririm.
Abdülkadir Selvi/Yeni Şafak
***
medyagundem.com