Hasan Karakaya Yeni Akit’te bugün Gülen örgütünün gizli ve kirli dünyasından şok bir olayı gündeme getirdi. Gülen örgütünden birinin yazdığı mektubu yayınlayan Karakaya, “Cemaat”teki ikinci evlilikler dosyasını açtı.
Kan donduran detaysa Gülen örgütü yurtlarındaki bekar ablalara “kumalık” yapmaları halinde sevap kazanacakları fetvasıydı.
Karakaya’nın asıl bombası ise “nataşa” yerine “mutaşa” tabiriyle Gülen örgütündeki ikinci evlilikler meselesine el atması oldu.
İşte bomba iddialar:
“CEMAAT”TEN KOPAN BİRİNİN ŞOK MEKTUBU
Kafamdaki “soru”lara cevap ararken, geçtiğimiz günlerde “Cemaat’ten kopan biri”nden bir “mektup” aldım… “Vebal korkusu ile yazıyorum” diye başlayan mektubu okuyunca, “İşte” dedim; “Mut’ayı dillerine dolamalarının sebebi, işte bu!”
Sebep, kendilerinden bazılarının yaptığı “ikinci evlilik”leri gizlemek!..
Dedim ya;
Mektubu, “Cemaat’ten kopan biri” yazmış… “Paralel Yapı’dan kopsam da, epey arkadaşım var” diyen şahıs; “Tesadüfen şahit olduğum bir hususu anlatacağım size… Bu mektubu tüm anne ve babaların duyması lâzım” diye devam ediyor mektubuna…
Buyrun, birlikte okuyalım:
“Ramazan öncesi, Bahçelievler’de bir apartmana taşınan baldızıma, ancak geçen hafta gidip, “hayırlı olsun” dedik.
Gerçekten de “lüks bir apartman”dı…
Akşam namazından sonra vedalaştık… Daire kapısından çıkıp, ayakkabılarımızı giyerken, “yan daire”den, “3-4 yaşlarında bir erkek çocuk ile genç bir hanım ve bir erkek” çıktı.
MEHMET’İN YÜZÜ KIPKIRMIZI OLDU
Erkekle yüz yüze gelince;
“Ooo Mehmet” dedim,
“Sen buraya mı taşındın?”
Fakat, yanındaki hanımı tanımıyordum… Ama, kesinlikle “eşi değil”di!..
Abartmıyorum, “Mehmet’in yüzü kıpkırmızı” oldu ve beni görünce, elindeki poşet yere düştü!..
Bana dedi ki;
“Ali abi, bizim çok acil çıkmamız lâzım… Eğer yarın işyerinde isen, gelir, bir çayını içerim.”
İyi akşamlar diledik.
Mehmet, hanım ve çocuk, hızla “merdiven”lerden inmeye başladılar… Oysa “asansör” vardı ve “5. katta”ydık…
Baldıza sordum;
“Bayan kim?”
Dedi ki;
“Bayanın adı Meryem… Azerbaycanlı ama çok hanım hanımcık bir kadın… Çok içine kapanık!.. Eşi de öğretmenmiş!”
“Hangi okul, öğretmenin adı ne?” diye sordum ama, baldız; lâfı evirdi-çevirdi, söylemedi.
Uzatmayalım…
CEMAATTEKİ İKİNCİ EVLİLİKLER
Bizim Mehmet, ertesi sabah benden önce işyerine gelmiş… Çaylar gelmeden hemen lâfa girdi ve başladı anlatmaya;
“Eğer eşim, Meryem’le olan evliliğimi duyarsa, o gün benden boşanır!.. İki çocuğumun yüzünü de ömür boyu bana göstermez… Biliyorsun, biri özel üniversiteye başladı!.. Kısacası, ben haram işlemiyorum.”
Dedim ki;
“Ben haram işlediğini söylemedim… Ama merak ediyorum; Cemaat içindeki ikinci evlilik konusunu sorguladığımda, beni niye dışladınız?
Allah’a şükür ki, beni uzaklaştırdınız da, kafam rahata erdi… Artık beş kuruş bile vermediğim gibi, arayan, sırnaşan da yok!..”
Şimdi, tekrar soruyorum;
“Geçen yıl, ikinci evlilikle ilgili sana bir soru sorduğumda, ‘Bilmiyorum’ demiştin… O sorular doğru muydu, değil miydi?”
Başını öne eğip;
“Abi, ben haram işlemedim” dedi.
Sinirlendim…
“İkide bir ‘Haram işlemedim’ deyip durma!.. Lâfı kıvırma, soruma cevap ver!”
Başını salladı, “doğru” dedi;
EĞER A…. ABİ BİLİRSE YUVAM DAĞILIR
“Ama abi, bu konuşmamızı eğer A… abi bilirse, yuvam dağılır!”
“Benim karakterimi en iyi sen bilirsin, kapat” dedim ve “randevum var” deyip, Mehmet’i gönderdim…
Mehmet’in A… Abi dediği kişi; geçen yıl ilimizde en üst düzeyde olan bir abiydi… Samimiyetim ve Hizmet’e verdiğim yüklüce meblağlar için Hocaefendi’den bana özel selam ve dua getirdi. Bir defasında; şaka yollu; bir Orta Asyalı fakir ama kapalı, namazında niyazında sahipsiz kızların olduğunu söyler, ikinci evlilik gibi bir şeyler der gibi oldu ama ben tepki verince ‘Şaka şaka’ demişti…
Şüphelenip gizliden epey araştırma yaptım ama çok gizli tutuluyor.
CEMAAT YURTLARINDAKİ BEKAR ABLALARA KUMALIK
Mehmet’e olan sorularım şunlardı:
“1- Ablaların sayısı neredeyse abilerin sayısının iki katını geçti. Hocaefendi, çok güvenilen ağabeylere gizli kalmak ve tüm masrafları Hizmet hareketinden karşılanmak şartı ile bekar ablaların evli ağabeylerle evlenmesine izin verdi mi?
2- Kız yurtlarında okuyan bekâr ablalara ikinci evliliği kabul etmeleri halinde ahiretlerini kurtaracakları fetvası verildi mi?
3- Yaptığım araştırmalarda özellikle sayıca fazla olan Hizmet okullarındaki erkek öğretmenlerin neredeyse yarıya yakını ikinci evlilik yaptı mı?
4- Senin daha samimi olduğun hakim ve savcı ……..abilerin ikinci evliliği bu şekil mi?
Bu sorulara aldığım “evet” cevabı, beni mahvetti.
KIZ YURTLARINA DİKKAT!
Size söylüyorum Hasan Bey;
Hizmet’te görevli Abi’lerle ilgili küçük bir araştırma yaptırın!..
Göreceksiniz ki;
“Hizmet’teki Abi’lerin çok önemli bir kısmı; haftanın yedi gününü evlerinde geçirmezler!.. Ya yurt dışı görev alırlar, ya il dışı görev derler, ya da iş yoğunluğu bahanesine sarılıp en az iki-üç gün evlerini terkederler!
Hepsi bahanedir.
Asıl sebep, ikinci evliliktir!..
Hele sorun onlara;
Hizmet’in kız yurtlarında kalan ve anası-babası Doğu Anadolu’da oturan birçok kız da; haftanın birkaç gününü, acaba niye yurtta geçirmez?..
Çünkü, birçoğu evlidir ve yine birçoğu maalesef ikinci eştir!”
Mektubu yazan “Ali” adlı vatandaş, satırlarının sonunda, “çok ince bir ayrıntı”ya dikkat çekip, demiş ki;
“Bu yurtlarda kalan üniversite 1 ve 2. sınıflardaki kız öğrenciler, isteseler de ikinci evliliklerine izin verilmez… Üçüncü ve genellikle de dördüncü sınıftaki Tam Abla olmuş kızlarımız evlendirilir… Parasal konularda da çok bildiğim var, fakat bu konular yavaş yavaş ortaya çıkıyor. Sizden rica ediyorum; şu kız öğrencilerin durumunu tüm anne ve babalara duyurun lütfen!..”
MAAŞI, KİRAYA YETMEZ!
Mektup, şu “not”la bitiyor:
“Mehmet’in öğretmen maaşı; baldızın yanındaki dairenin, değil kirasına, aidat giderlerine bile yetmez!!!”
Mektup burada bitiyor…
Şimdi sormak gerekmez mi;
“Bu ikinci evlilikler, ömür boyu beraberlik için mi yapılıyor, yoksa o kadınlar birer Mutaşa mıdır?.. Onlar; Nataşa’dan mülhem birer Mutaşa değilse, bu evlilikler niye gizli tutuluyor ve niye kimseye haber verilmeden nikâh kıyılıyor?”
Ve son soru;
“Mut’a” konusunu gündemde tutmak;
“Gizli evlilik”leri “örtbas” için mi?..
Fetullah Gülen, acaba “gizli evlilik” yapılmadığına da yemin edebilir mi?
Ondan sonrada ver porno filim çekiminin gözüne! Ondan sonrada tehdit-şantajla köpek gibi kullanmaya sıra geliyor. Öyle ya bir verip, bin alacaksın metodu devreye giriyor. Hadi köpeklerim işbaşına, mesaiye! Bunları okurken paralel yapılanmanın amiral gemisi, bu Zaman’ın yayın yönetmeninin ikinci evliliğini hatırladım da, sizlerde hatırladınız mı? Sayın Hasan Karakaya’yı doğrular mahiyetteki bu paralel yapının yönetmenini sizlerde çok yakından tanırsınız! Tilki Tilki!
Çalarlar çırparlar, biz haram yemedik derler. Yatarlar kalkarlar biz yatmadık kalmadık derler. Örgüt kurarlar, başkalarını örgüt kurmakla suçlarlar. Cinayetler işlerler, suçu başkalarının üstüne yıkmaya çalışırlar…
Sayın Mazhar Bağlı’nın formülüze ettiği yazısına bir daha göz atalım;
Benim çevreme telkin ettiğim çok esaslı bir Gülen Çetesi tanıma formülü vardır: Çok basit, kimi ne ile suçluyorlarsa bilesiniz ki o fiili, o günahı son derece profesyonelce bizzat kendileri işlemektedirler. Mesela birilerini şantaj ile suçluyorlarsa bilesiniz ki o işi tekelleştirmek istiyorlar. Muta’dan bahsediyorlarsa bu konuya dair ya bir planları ya da Yasin Aktay’ın deyimi ile fanteziler kuruyorlar. Kendileri o ayıpla suçlanmasınlar diye hemen birilerine bu etiketi yapıştırmaktadırlar. Eğer birisini hırsızlıkla suçluyorlarsa bilesiniz ki çok yakında büyük bir hırsızlık yapmışlardır. Eğer havuz medyası diye bir kavram tedavüle koymuşlarsa bilesiniz ki havuz medyası olma durumlarını gizlemek istiyorlar. Şia’yı suçluyorlarsa bilesiniz ki Şii gelenekle paralel bir takım inanç formlarını avanelerine benimsetmek istiyorlar. Bu formülü geçmişten bugüne kadar tanıdığınız bu örgüt elemanlarına uygulayın. Göreceksiniz ne kadar işlevsel olduğunu.
Ciamaat örgütü iyi tanıyan birisi olarak mektup bana hiç inandırıcı gelmedi, ama az da olsa istisnai durumlar olabilir, bu örgütten çoluk çocuğumuzu şiddetle korumamız lazım. Okullarda musallat olmaması için okullarda bile çocuğunuzu bu kahpe ciamaattan uzak tutun.