Akit yazarı kan donduran detayı yazdı

Koç Müzesi’nde aksilik oldu, Soma’da başardılar!

Ali İhsan Karahasanoğlu/Yeni Akit

“Yuh size..

Soma’yı da İsrail’e bağladınız ya..

Soma’nın da arkasında, derin işler olduğunu iddia ettiniz ya..

Apaçık bir ihmal sonucu yaşanmış bir kazayı da, sabotaj iddiası ile sundunuz ya!” diyenler için..

Küçük bir hafıza tazelemesi yapalım..

Ergenekon iddianamesinden bir iktibas yapalım:

“Şüpheli Levent BEKTAŞ’tan elde edilen 3 nolu DVD içerisinde gizlenmiş bir şekilde bulunan ‘aa/Cihan’dan/Notlar.txt’ isimli belgede; ‘C. G. ile görüşme notları Koç Müzesiyle ilgili malzemeler yerine konulmak üzere operatöre ulaştırıldı. Müzenin ziyaretçilerini artıralım, okullarda tanıtım reklâm ve organizasyon faaliyetleri yapılarak ziyaretçi yoğunluğunun en fazla olduğu zamanın belirlenmesini C. Bey söyleyecek.. Öğrenciler projenin en önemli parçası.. Operasyon tarihini teyit edelim.’ şeklinde ibarelerin yer aldığı, Aynı DVD’de yer alan ‘gundemlerim2.doc’ isimli belge içerisinde; ‘…………Koç müzesinde ziyaretçi patlaması olmalı:) sıkıntı çıkmasın Bşk takip ediyor………’ şeklinde ibarelerin yer aldığı, bu bilgilerin yapılan ihbar sonucu yürütülen soruşturma kapsamında elde edilen bilgiler ile örtüştüğü anlaşılmıştır.”

Nedir bu alıntı?

İddianamede bahsedilen şey, nedir? 

Bugünkü gündem ile ne alakası var?

Soma olayı ile ne bağlantısı var?

İzah edelim..

Yine iddianameye geçmiş olan bilgi yazısından aktarayım: 

“Bu plana göre 200-300 kişilik bir öğrenci grubunun müzeyi ziyaretleri esnasında patlayıcılar patlatılacak ve ortalık kan gölüne dönecekti. Tabi bunun sonunda sorumlu hükümet tutulacak, faillerin yakalanmaması insanlarımızı gerecek ve toplumda bir kargaşa ortamının yaratılması (Not: Yaratma kelimesini itikadi gerekçelerle, gazetemizde kullanmadığımızı biliyorsunuz. Bire bir alıntı sebebi ile burada yer almıştır.) sağlanacaktı. Ancak grup içersinden bir kişinin görevini tam yapmaması ve müze görevlilerinin durumu fark etmesi bu planlarını sekteye uğrattı…”

Şimdi tam bu noktada bir nefeslenip soruyu soralım: “Soma olayı da, Koç Müzesi’nde planlanıp, gerçekleştirilemeyen planın kopyası olmasın sakın?”

Ölmesi planlanan, ve maalesef Soma’da fiilen de gerçekleştirilen insan sayısı bile benzer..

Soruyu tekrarlayalım:  “Koç Müzesi’nde yapamadık.. Soma’da yapalım” denilmiş olmasın sakın..

•

Hem Ergenekoncu kesimin.. 

Hem de paralelci arkadaşların itiraz edeceklerini biliyorum.

“AK Partili milletvekili bile kabul etti, ‘Ordumuza kumpas kurulmuş’ dedi. Siz hala paralelcilerin iddialarını doğru kabul ediyorsunuz” diyecekler çıkacaktır..

Yine, “Ergenekoncular birer ikişer tahliye edildiler.. Nerde ise pirüpak ilan edilecekler. Şimdi o iddianamedeki isnatlara mı yapışıyorsunuz” diyecek olanlar çıkacaktır.

İkisine de cevap vereyim..

Önce Ergenekonculara..

Neyi iddia ediyorsunuz siz?

Bir milletvekili, “Orduya kumpas kurmuşlar” dedi diye..

Derin devletin işlediği tüm kanunsuzlukları unutacak mıyız biz?

“100 kişinin içinde, 3 kişi suçsuz olabilir” diye dillendirilen bir ifadeyi alıp, “100 kişinin tamamı suçsuzdur” neticesine mi varacağız biz?

Kimse laga luga yapmasın..

Bu ülkede derin devlet vardır. Bu ülkede derin ellerle hükümetler devirmiştir. Cinayetler işlenmiştir. 

“Maraş, Çorum, Taksim, Sivas olayları”; 2008’deki denizaltında “200-300 çocuğun öldürülmesi planı”nın gerçekleştirilmiş örnekleridir..

Dolayısı ile kimse, “Ergenekon tümü ile hayaldir” iddiasında bulunmasın..

Ergenekon tümü ile hayal ise..

Bu ülkede, onlarca yıl, “başörtü yasağı” nasıl uygulandı. Halkın istemediği bir yasak, nasıl sürdürüldü.. “Yasak kalkarsa, ülke kan gölüne döner” tehditleri ile, insanlar nasıl sindirildi, izah edilsin..

2002’de iktidara gelen AK Parti’nin üst yönetiminin eşleri başörtülü iken, üniversitelerde başörtü yasağının niçin 2012’de zar zor kaldırılabildiğini kim izah edebilir?

Kim yaptı bunları?

Bunun mantıklı izahını, hiç kimse yapamaz.. Yapamıyor.. 

Ergenekon vardır.. Derin işler bugün dahi yürütülmektedir.. Meşru hükümetler, derin devlet tarafından terbiye edilmek üzere sürekli baskı altında tutulmaktadır..

Gezi isyanı.. 17 Aralık olayı.. Soma olayı.. Hep derin devlet icraatlarıdır. 

Ergenekoncular istediklerini söylesinler.

Bunlar Türkiye’nin gerçeğidir..

•

Gelelim paralelcilere..

“Biz ortaya çıkarmadık mı, Ergenekon’u.. Ne çabuk bizi de, Ergenekoncularla iş tutar gibi göstermeye başladınız” diyecekler..

Maalesef, derin işler böyledir..

Kör ile yatan, şaşı ile kalkar.

Baktınız ki, Ergenekoncular devre dışı bırakıldı.

“Ne güzelmiş bu iş.. Onları saf dışı bıraktık. Bari biz Ergenekonculuk oynayalım” dediniz ve derin işlere maalesef tevessül ettiniz..

Bu kadar net, bu kadar açık yazıyorum..

Somut örneği de vereyim:

Susurluk’taki araçta kimler vardı?

Alevi emniyet müdürü Hüseyin Kocadağ.. Ülkücü Abdullah Çatlı.. Korucu Sedat Bucak isimli milletvekili..

Derin işler hep böyle olmuştur..

En sağdan biri ile.. En soldan biri.. Yan yana.. 

Şimdi de, Ergenekoncu ile.. Ergenekonu deşifre eden, yan yana..

Yakın tarihimize baktığımızda..

Bu birliktelik, bana hiç yabancı gelmiyor!

YAZININ KAYNAĞI İÇİN TIKLAYIN