Sözcü’nün “Türkiye’de güven denilince akla gelen ilk isim. Doğru, dürüst, güvenilir, bağımsız habercilik için geliyor” spotlarıyla duyurduğu Uğur Dünar’ın mesleki geçmişinde inanç düşmanlığı ve yalan haberle ilgili yığınla defo bulunuyor.
Yalan haberleri ve inanç düşmanlığıyla tanınan Uğur Dündar, şimdi yoluna Sözcü’de devam edecek. Sözcü’de, bugün ilk yazısı yayınlanan Dündar’ı “Türkiye’de güven denilince akla gelen ilk isim. Doğru, dürüst, güvenilir, bağımsız habercilik için geliyor” spotlarıyla okuyucularına duyurdu. Oysa Uğur Dünar’ın mesleki geçmişinde inanç düşmanlığı ve yalan haberle ilgili yığınla defo bulunuyor.
PANDA FACİASI
Vakit gazetesi ve habervaktim.com adlı internet sitesi, 2008 yılında Dündar’ın yıllar önce, reklam karşılığı bir haberden nasıl vazgeçtiğini gözler önüne sermişti. Uğur Dündar, 1980’li yılarlın sonlarında Hürriyet gazetesinde “araştırmacı gazetecilik” yapıyordu. Bu sırada Türkiye’nin ilk seri imalat dondurmasını üreten Panda firması faaliyete geçmişti. Firma, faaliyetlerine 1984 yılında başlamış ancak reklamasyonda yazılı basına beklenildiği kadar kaynak ayırmamıştı. Firma daha çok sinema salonlarındaki reklamlara yöneliyordu. Bu süreçte Hürriyet okurları 1987 yılına gelindiğinde gazetede bir yazı dizisinin anonsunu okudular. Anonsta, “araştırmacı gazeteci” Uğur Dündar’ın Panda dondurma fabrikasının nasıl sağlıksız şartlarda çalıştığını belgeleriyle ispat edeceği, yazı “dizisinin” bütün gerçekleri ortaya çıkartacağı duyuruluyordu. Beklenen gün geldi ve Dündar’ın Panda yazı “dizisi” birinci sayfada sürmanşetten duyurularla başladı. Dündar, yazısında fabrikaya ilişkin kimi iddialarda bulunuyordu. Yazının sonunda ise “yarın” ibaresiyle gazetenin ertesi günkü nüshasında dile getirilecek diğer bilgilerin başlığı konulmuştu. Ancak ertesi günü Hürriyet’i açanlar, Uğur Dündar’ın bir gün önce başlayan yazı “dizisi” yerine Panda firmasının tam sayfa ilanı ile karşılaşacaklardı. Uğur Dündar ise “dizi” diye başladığı “araştırmacı gazetecilik” daha ikinci gününde sansüre uğramasına rağmen hiçbir şey olmamış gibi “dürüst haberciliğine” devam edecekti o günden sonra ta bugünlere kadar, yıllar boyunca. Anadolu’da Vakit’in ısrarlı taleplerine karşın Uğur Dündar, “Panda faciası” ile ilgili açıklama yapmaktan kaçınmıştı.
NAMAZ DÜŞMANI
Uğur Dündar ve ekibi, 2009 yılında ise namaz kılan öğrenci avına çıktı. Cuma namazını kılmak için okul yakınındaki bir camiye giden öğrenciler görüntülenerek Star ana haber bülteninde ortada illegal bir olay varmış gibi ekranlara taşındı. Cuma namazını kılmak için okullarından ayrılan öğrencileri bir ajan gibi araba ile takip eden ekip, öğrencileri sözlü ve fiziki olarak rahatsız etmekten de geri durmadı. Haberde öğrencilerin cemaatle namaz kılması ballandıra ballandıra ve yasak bir olaymış gibi anlatıldı.
KENDİ HABERİNE CANLI YAYINDA TEKZİP
Dündar, 2008 yılında da Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla verilen resepsiyona dair bir haber hazırlamıştı. Star’a göre “Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ ile eşi Sevil Başbuğ resepsiyonda dans etmişti.” Bu haberin ardından Ankara’ya bağlanan Uğur Dündar, muhabirin “Sevil Başbuğ resepsiyona katılmadı. Sevil Başbuğ, ailesinden birini kaybettiği için cenaze nedeniyle Ankara dışında” açıklamasını yapınca Dündar, ekranda renkten renge girmişti.
KONYA YALANI
Uğur Dündar, Konya’da 16 yaşında bir gencin, başörtülü doktorlar yüzünden testislerini kaybettiği haberini hazırladı. Hürriyet’de haberi manşetten verdi. “Tesettür faciası” başlıklı haber tamamen yalandı. Araştırma sonunda, asıl suçlunun başörtülü doktorlar değil, gazetenin savunduğu erkek doktor olduğu netleşti. Suçlanan bayan doktor Kezban Erbağ, Dündar’ı mahkemeye verdi ve tazminat kazandı.
SIK SIK “BENİ ÖLDÜRECEKLER” PALAVRASI
Ayhan Çarkın’a ”Seni öldüreceklerdi” dedirten Uğur Dündar, yıllar önce elinde bir silahla yakalanan bir meczubun ”Uğur Dündar’ı öldürecektim” demesini de gündeme taşıdı. Dündar son kitabınd ada bu iddiaları dile getirip somut bir delil ortaya koyamadı. Dündar böylece hem gündem oluşturmaya hem de kitabının reklamını yapaya çalışıyor.
BAŞÖRTÜSÜ TAKMAK SUÇ!
Voleybol Milli Takımı’nın önemli oyuncularından Aysun Özbek’in başörtüsü kullanmaya başlamasını bir suçmuş gibi sunan Star Tv Ana Haber,gerilim dolu bir müzik eşliğinde “Filenin Sultanlar’ın da şok” başlığı ile haber yaptı. Milli voleybolcunun inancı gereği örtünmesinden rahatsızlık duyduğu algısı oluşan Star TV, tahrik edici üslubuyla Özbek’in almış olduğu kararı son derece büyük bir hataymış gibi sergiledi.
AKTÜTÜN YALANI
17 şehit verdiğimiz Aktütün’de “öğretmen olmadığı için eğitim verilmediği” iddialarını ısrarla gündeme getiren Uğur Dündar’ın, bu haberi yalan çıktı. Karakol baskınıyla gündem de olan Hakkari Aktütün’de öğretmen olmadığı için eğitim verilemediği iddiaları yalanlandı. Dönemin Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, “Okulda öğretmen olmadığıyla ilgili haberler yalan. Aktütün’deki çocukları konu mankeni gibi kullanan, küçücük çocuklara makyaj yaparak onları televizyonlara çıkaran insanlar, yayıncılık yaptıklarını mı sanıyorlar? Çocukları okulun penceresinden sokarak, bin bir türlü şekle sokarak, onları konu mankeni yaparak kullanmak hangi sorumlu yayıncılık anlayışına sığar?” açıklamasında bulunmuştu.
Dündar’ın günah galerisinden…
1996: Uğur Dündar, 1996’da bir “yargısız infaz” gerçekleştirdi. Dündar’ın Arena adlı programında “Büyücü Hoca” olarak lanse ettiği Şerafettin Yardımedici, şakağına sıktığı tek kurşunla intihar etmişti.
2003: İstanbul Haliç Köprüsü’nün korkuluklarına çıkan ve Uğur Dündar’ın; Arena adlı programında yayınlanan haber yüzünden yetiştirme yurdundan atıldıklarını söyleyen 8 genç, üzerlerinden çıkardıkları giysilere tiner dökerek yakmışlardı. Gençler, sözkonusu programa bu şekilde tepki göstermişlerdi…
2009: Uğur Dündar’ın “Çocuklarıma bırakacağım en değerlimiras” diye nitelediği ünlü “Rüşvetin belgesi” haberinin de, aslında Arena’nın istihbarat şefi Ulvi Yanardağ’a ait olduğu, Uğur Dündar’ın sadece bir İsviçre bankasının önünde fotoğraf çektirerek haberin üstüne konduğu ileri sürülmüştü. (Yiğit Doğaner / Akit)