MEDYAGÜNDEM- Başbakan Erdoğan’ın siyasi başdanışmanı ve Ak Parti Ankara Milletvekili Yalçın Akdoğan, bugün Star gazetesindeki köşesinde hükümet-medya ilişkilerine dair tezviratlara cevap verdi.
“Milliyet gazetesinde yayınlanan ‘İmralı tutanakları’ haberinin, çözüm sürecinde ciddi bir türbülans oluşturmasını bekleyenler yanıldılar. Toplumda var olan çözüm umudu, her türlü sabotaj ve yol kazasına karşı büyük bir direnç olduğunu gösterdi.” diyen Akdoğan, Başbakan Erdoğan’ı medya üzerinde baskı uygulayan otoriter bir karaktere dönüştürmeye çalışan gazetecilere seslendi.
Akdoğan özellikle Türkiye’de medya yapılanması ile şu temel soruna dikkat çekti:
“Basın özgürlüğü meselesi haddizatında sermaye-gazeteci ilişkisinin kendi sistematiği içinde zaten ciddi bir kıskaç altında. İktidarın gazetecilik olgusuna bakışını eleştirenlerin öncelikle medya patronajının gazeteciliğe bakışına, gazetecilikten ne beklediğine bakmaları ve kendi içlerindeki denetim ve oto kontrol mekanizmasını sorgulamaları gerekir.”
Akdoğan’ın şu soruları da son derece çarpıcı:
“İçini kin ve nefret bürüyerek her gün düzenli olarak hükümeti topa tutmaya kendisini adamak, gazetecilik midir?
Başbakana hakaret ederek, polemik üreterek şöhret olmaya çalışmak gazetecilik midir?
Her gün patronun kılıcını hükümete sallayarak medya gücünü başka amaçlar için kullanmak gazetecilik midir?
Gerçeği ve hakikati araştırmak, toplumu bilgilendirmek gibi bir amaç taşımadan ideolojik savaş yürütmek, bir kısım odakların tetikçiliğini yapmak gazetecilik midir?
Tekraren söylemek gerekirse, medya ile iktidar elbette belli bir ilişki ve iletişim içinde olacaktır. Yayın yönetmenleri de gazetecilik açısından bunun gerekliliğini iyi bilirler. Ancak bunu bir baskı, kontrol, müdahale ilişkisi gibi yansıtmak ve hükümet üzerinde farklı imajlar üretmeye çalışmak hiç ahlaki değildir.”