MEDYAGUNDEM.COM- Başta KPSS soruları çalarak devlete sızdıkları halen yürütülen paralel örgüt soruşturmalarıyla tespit edilen Gülen örgütünün sınav sorularını çaldığı bizzat örgütün eski üst düzey ismi Hüseyin Gülerce tarafından itiraf edildi.
Gülerce haftasonu Hürriyet gazetesinde Ahmet Hakan’a verdiği röportajda, Cemaat’in sınav sorularını önceden ele geçirdiğini şöyle itiraf etti:
“Akademisyenlerden birine İngilizce soruları önceden vermeyi teklif ediyorlar. Arkadaş ağlayarak ‘Kul hakkına girer diye almadım’ diyor. Ama bir arkadaşı almış. ‘Sen niye alıyorsun’ diye sorulduğunda da ‘Biz varken oralara düşmanlar mı gelsin’ demiş.”
YÖK ACİLEN GÖREVE
Gülerce’nin bu sözleri Gülen örgütüne bağlı akademisyenlere gözleri çevirdi. Sınav sorularını çalarak akademik kariyer yapan paralel örgüt üyelerinin kimler olduğu merak edilirken, YÖK’ün artık ünvanları şaibeli hale gelen Gülen örgütünün akademisyenleri için bir inceleme başlatması gerekliliği ortaya çıktı.
Özellikle Gülen örgütü akademisyenleri Emre Uslu, Prof. Dr. İhsan Yılmaz, Önder Aytaç‘ın da akademisyen ünvanlarının şaibeli olabileceği şüphesiyle YÖK tarafından bir soruşturma başlatması önem kazandı. Uslu’nun doçentliği, Aytaç’ın yardımcı doçentliği nasıl elde ettiği ciddi bir araştırmayı gerektiriyor.
Yapılacak incelemeyle tüm paralel akademisyenlerin doktora, yardımcı doçentlik ve doçentlik sınavlarını nasıl geçtikleri, ünvanlarını hak edip etmedikleri tek tek araştırılmalı. Çünkü Gülerce’nin akademi dünyasındaki paralel hırsızlığa dair itirafları, Gülen örgütünün bir kirli yüzünün daha ortaya çıkarılması için zorunlu…
Sayıları 175’e ulaşan üniversitelerin çoğunda paralel yapıya mensup akademisyenlerin hakim durumda oldukları biliniyor. Bu da demektir ki dünya çapında buluş, keşif, icat, sanat eseri, sanatçı,bilim ve fikir adamı görmek için çok bekleyeceğiz.Şu anda Türk üniversiteleri Yusuf Kaplan’ın ifadesiyle birbiriyle yarış halinde ancak bu yarış bilim ve teknoloji yarışı değil. Üniversitelerimiz vasıfsız adam yetiştirme konusunda yarış halindeler. Yani kimseye bir şey kazandırmayan bir yarış.
Üniversitelerdeki paralel yapı hakimiyeti geleceğimizin ipotek altında olması anlamına gelir. Diğer kurumlarda yaptıkları soru çalma işini yüksek lisans ve akademik personel imtihanlarında da yaptıkları konusunda ciddi tesbitler ve şikayetler var. Bunlar kendilerinden olmayan adamların hakkını yeme konusunda zerre kadar tereddüt etmezler çünkü pensilvanya imamının bu tip ahlaksızlıklara cevaz verdiği biliniyor. Memleketin en parlak beyinlerinin hakkı yenmiş,proje üretecek insanlar diskalifiye olmuş hiç umurlarında olmaz. Bunlardaki zihniyet bizden olsun da çamurdan değil, isterse b..tan olsun zihniyeti. Başarılı olurlarsa önümüzdeki yıllarda memleketimizin umulan hızda kalkınıp gelişemedigine hatırlanmaya devam edeceğiz demektir.
En büyük projesi mezun olup kamu kurumlarına kapağı atmak olan insanların memleketi diğer milletlerle rekabette bir adım öne geçirecek projeler üretmesini bekleyemezsiniz.
Paralel yapı ile mücadelenin en mühim ayağı üniversite olmalıdır. Asıl işi bilimle uğraşmak olan insanlar akademik kadro kapma yarışı içinde rakiplerini diskalifiye mücadelesi yaparlarken gençlerin vasıflı ve donanımlı yetiştirilmesi başka bahara kalır. Hem şimdiki hemde gelecekteki hükümetlerin yeni bir kifeyetsiz muhteris belası ile uğraşmaması için gereken tedbirler zaman kaybetmeden alınmalıdır.