Ahmet Manas yazdı! Hürriyet’in pedofiliye uzanan sapkınlığı !

‘Lolita’ adlı kitabı bilmeyen yoktur. Malum ‘aydın’ kesimler bu kitabı çok daha iyi bilir. Vladimir Nabokov 1955 yılında Paris’te yayılandı. Kitap bir Fransız dil profesörünün 12 yaşındaki bir kız çocuğuna karşı sapıklıklarını anlatır. Ama bunu ‘sapıklık‘ olarak nitelendirmeden, ‘romantizm’ veya ‘tutkulu aşk’ kavramlarıyla perdeleyerek.

Adam, küçük kızı gözüne kestirmiştir. Ama neden? Çünkü çocukluk aşkına benzemektedir. Sırf bu çocuğu elde edebilmek için annesiyle evlenir. Kızın annesi ölünce de profesöre gün doğar. Çünkü artık çocuk ona kalmıştır.

Adamın kızı nasıl baştan çıkarttığı ballandıra ballandıra anlatılır. Adamın seyahatlere çıkardığı kız çocuğuyla ‘gönüllü veya zoraki’ aşklarıyla süslenir. Annesiz kalan çaresiz bir kız çocuğuna reva görülen  ‘Aşk’ kılıfındaki sapıklıklar sayfalar boyunca devam eder.

1980’lerden itibaren hem kitabın hem de filmlerin şöhreti Türkiye’de de arttı. Laiklik, feminizm diye mangalda kül bırakmayanların hakim olduğu magazin aleminde artık genç mankenler ‘lolita’ olarak anılır oldu. Ali Kocatepe, Ercan Arıklı, Mehmet Y. Yılmaz gibi tiplerin yönettiği özü itibariyle ‘kadın teni’ pazarlama işlevi gören ‘erkek’ dergilerinin gayretiyle 12 yaşındaki kız çocuğu Lolita’nın adı bugün ‘ultra-modern’ tiplerin ağızları sulanarak kullandığı ‘lolita’ kelimesine dönüştü.

 Şimdi siyasi çıkarları ve sınıfsal nefretleriyle gözleri kararan, çocukların mağduriyetini değil, bu mağduriyetten nasıl bir çıkar elde edebileceklerinin hesabını yapanlar bir daha düşünsün. Güya sosyo-psikolojik analizler yapıyorlar.

Hande Soral’ın etek altı görüntüsünü yayınlamalarını niye çok görüyorsunuz ki?

Bakın Ertuğrul Özkök bu Lolita kitabını nasıl övmüş ve neler yazmış. O dönem 15 yaşında mankenliğe başlayan Duygu Dikmenoğlu’nun ‘erken gelişen gövdesinin hatlarını’ nasıl ağzı sulanarak anlatmış.