“THE CANDAR”
AHMET MANAS YAZDI
Cengiz Çandar bugünkü yazısında “Demokratikleşme Paketi”ni eleştirmiş. Haklar ve özgürlükler penceresinden değil de her zaman yaptığı gibi Ak Parti’ye ve Tayyip Erdoğan’a düşmanlık üzerinden kurgulamış yazısını. Desteği de Erdoğan’ın bir başka yeminli düşmanı The Guardian’dan almış. Guardian’ın editörlerinden birinin pakete ilişkin değerlendirmelerini köşesine taşımış… Güya Erdoğan Kürtlere hiçbir şey vermemiş, yaptığı tek şey siyasi yatırımmış….
Yani her zamanki gibi Kürtleri kışkırtıyor. “Sizi kandırıyor, elinize hiçbir şey geçmedi, size hiçbir şey vermedi” diye ortalığı karıştırmaya çalışıyor…
Çünkü Afganistan’da, Irak’ta, Suriye’de ölen yüzbinlerce insan gibi Güneydoğu’da ölen binlerce Kürt ya da Türk de The Guardian yazarının umrunda değil… “Ölünüz!!!” diyor… Süreç başladığından beri duran kanın, solmayan canların, toprağa düşmeyen bedenlerin onun nazarında bir manası yok…
Paketten ne çıkmasını bekliyordu? Bir hükümetin tek başına yasal ve idari düzenlemelerle yapabileceğinin en iyisi var pakette… 80 yıla ve darbelerle, muhtıralarla güçlendirilmiş bir anti-demokratik düzen bir sihirli değnek değmişçesine düzelecek miydi?
The Guardian yazarı da The Cengiz Çandar da aynı kafada… Ama hakkını yemeyelim arada bir fark var… The Guardian yazarı kendi bakış açısına, kendi ülkesinin paradigmasına göre değerlendirme yapıyor… The Çandar ise onun bakış ve paradigmasını kopya ediyor. Yani biri orijinal diğeri “embedded”…
Başbakan’ın ve diğer devlet adamlarının özellikle yurtdışı ziyaretleri öncesinde ya da sonrasında yaptığı basın toplantılarının ardından gazetecilerin soru sorması usulü vardır. Gazeteciler sorar, Başbakan cevap verir.
Paketin açıklandığı toplantıda bu usül uygulanmamış… The Çandar’a göre bu çok büyük bir “demokratik” eksiklik… Paketin en büyük kusuru olarak bunu göstermiş…
The Marmara’nın roof’unda oturup The Guardian ile demlendikten sonra insan bu hale geliyor demek ki…
The Çandar’a son bir tavsiye…
Ali Bayramoğlu’nun bugünkü yazısını okusun…
Belki utanır…